Ve bazen birisiyle uzun bir geçmişiniz varsa daha çok söze ihtiyacınız kalmaz. | Open Subtitles | وأحيانا لو عندك تاريخ طويل مع أحدهم لا تحتاج الكثير من الكلمات إطلاقا |
Kısacası tüm flört geçmişiniz ve buna dair her şey her daim her türlü amaçla kullanılabilir. | TED | وبشكل أساسي فإن هذا يعني أن كل تاريخ علاقاتك السابقة وكل ما يتعلق بها يمكن استخدامها لأي غرض وفي كل الأوقات. |
Kişisel oyun geçmişiniz size özeldir, benzersizdir ve genellikle oturup üzerine kafa yorduğumuz bir şey değildir. | TED | تاريخ اللعب الخاص بكم هو أمر فريد, و هو أمر لا نفكر في بشكل خاص عادة. |
O zaman anlayalım -- geçmişiniz gelecekte ne yapabileceğinizi kısıtlar. | TED | لذا، أفهم أن ماضيك يحدد لك ما يمكن فعله في المستقبل. |
İyi konuşuyorsunuz, Bayım. Ama sizin geçmişiniz de hiç temiz sayılmaz! | Open Subtitles | تتحدث جيداً عن الخير سيدي لكن ماضيك بعيد عن النُبل |
- değişiklik için.. - Çocuklarla olan geçmişiniz nedir ? | Open Subtitles | ـ من أجل التغيير ـ ما هو تاريخك مع الأطفال؟ |
Nick, sırf ortak bir geçmişiniz var diye belki senin yeteneklerini benim gibi göremeyebilir. | Open Subtitles | ولأن نـك يمتلك ماضٍ معك.. قد لا يرى جميع مواهبك مثلي. |
Aile geçmişiniz sizin için çok önemli, değil mi? | Open Subtitles | تاريخ عائلتك بالغ الأهمية بالنسبة إليك، أليس كذلك؟ |
Eğer yeteri kadar geçmişiniz varsa, Kod bütün fotoğraflarda, | Open Subtitles | لو كان لديك تاريخ كافي الرموز ستكون في كل صورة |
Herhangi bir uzmanlığınız, çalışma geçmişiniz ve vasfınız yok. | Open Subtitles | ليس لديكِ خبرات، ولا تاريخ توظيف ولا مؤهلات |
Sizin ırkınızın oldukça kirli bir geçmişiniz yok mu ya da masum insanlardan yararlanmadınız ve beslenmedeniz mi? | Open Subtitles | أليس جنسك نوعا ما لديه تاريخ مذل من الأستغلال والأكل من بشر أبرياء |
İkincisi, sizlerin de bir sömürü geçmişiniz yok mu? | Open Subtitles | النقطه الثانيه, أليس جنسك لديه تاريخ من الأستغلال |
Atılınca, her şeyiniz gider. Nakit olmaz, kredi kartı olmaz, iş geçmişiniz kalmaz. | Open Subtitles | وعندما تكون على اللائحة لا تملك شيئا لا نقود، لا بطاقات إئتمان لا تاريخ مهني |
Atıldığınızda, her şey gider. Nakitiniz, kredi kartınız, iş geçmişiniz olmaz, | Open Subtitles | وعندما تكون على اللائحة لا تملك شيئا لا نقود، لا بطاقات إئتمان لا تاريخ مهني |
şöyle yapıyoruz: geçmişiniz hakkında tahmin yapıyorum. | Open Subtitles | سأقولك لك على طريقة اللعب سأعلّق بجملة عن ماضيك |
Onunla olan geçmişiniz hakkında düşün. | Open Subtitles | فكر بقوة عن ماضيك القديم معها أيها الكابتن |
Hiçbir şey geçmişiniz hakkında her şeyi bilen birinden daha tehlikeli değildir özellikle onu kendinin gibi kullanabiliyorsa. | Open Subtitles | لا شيء أخطر من شخص يعرف ماضيك بأكمله، ولا سيما حين يكون بمقدورها الادعاء أنه ماضيها. |
Çünkü geçmişiniz göz önüne alındığında en iyi arkadaşını öldürmek çoğu adamı yıkardı. | Open Subtitles | لأن التخلي عن تاريخك. و قتل أعز أصدقائك. يؤدي إلى تدير معظم الرجال. |
Anladığım kadarıyla meclis üyesiyle geçmişiniz eskiye dayanıyor. | Open Subtitles | ... أعتقد أنك أنت والمستشار . لديكما ماضٍ طويل معًا |
Bir geçmişiniz var. Pekala, biz flört etmiyoruz. | Open Subtitles | - لديكما ماض معا ليس الأمر كما لو أننا كنا أصدقاء |
Bir geçmişiniz var. Benim de var. Benimki sizinkinden kötü değil. | Open Subtitles | لكم ماضي,و لي ماضي ,و ماضي ليس أسوأ من ماضيكم |
Farklı zaman ve mekanda olabilirsiniz ancak bu uzun ve muhtemelen güzel bir geçmişiniz olduğu gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | ربما يكون فى وقتاً أخر ومكاناً آخر الآن ، لكن هذا لا يغير حقيقة أنكم يا رفاق تاريخاً طويلاً وجميلاً سوياً |
Onunla geçmişiniz göz önüne alındığında seninle görüşeceğini düşünüyormusun? | Open Subtitles | وبالنظر إلى تاريخكم معها ما الذي يجعلك تعتقد أنها سوف توافق على رؤيتك؟ |
geçmişiniz astrofizik. Önde giden bir askeri bilim araştırmacısısınız. | Open Subtitles | خلفيتك هي في الفيزياء الفلكية وأنت رائدة في الباحث العلمي العسكري |
Fakat ruhunuz, geçmişiniz, geleceğiniz. | Open Subtitles | جوهرك وتاريخك ومستقبلك |