"gelmesi" - Translation from Turkish to Arabic

    • المجيء
        
    • وصول
        
    • يأتى
        
    • القدوم
        
    • يحضر
        
    • قدوم
        
    • يأتوا
        
    • للوصول
        
    • يأتي إلى
        
    • مجيء
        
    • ظهور
        
    • ياتي
        
    • ليصل إلى
        
    • ليأتي
        
    • للقدوم
        
    Sanırım annen yine kız kardeşiyle kavga etmiş ama oğlunun evi dahi olsa, böyle habersiz gelmesi uygun değil. Open Subtitles اعتقد ان والدتك قد تشاجرت مرة اخرى من شقيقتك فهذا المنزل منزل ابنها المجيء بشكل مفاجئي هكذا مزعج قليلا
    Polisin gelmesi bunun boş bir tehdit olmadığını anlamamızı sağladı. Open Subtitles وصول الشرطة جعلنا نستوعب ان ذلك لم يكن تهديداً فارغًاً
    Geleceği görmenin kötü tarafı sadece bölük pörçük olarak gelmesi. Open Subtitles مشكلة رؤية المستقبل هى أنه يأتى فقط على شكل قِطَع
    Yabancı bir universitenin Hindistana gelmesi cok zor. TED ومن الصعب جدا للجامعات الأجنبية القدوم إلى الهند
    Söyle ona, ne yapıyor olursa olsun, derhal gelmesi lazım. Anladın mı? Open Subtitles أخبرة مهما كان يفعلة يجب أن يحضر في الحال، هل فهمت؟
    Tahmin edersiniz, bazen siz bir dalganin gelmesi icin beklerken 10-15 dakikalik araliklar olur. TED في بعض الأوقات هناك فترة استراحة تمتد بين 10 إلى 15 دقيقة عندما تنتظر قدوم الموجة.
    Onların buraya gelmesi uzun sürer. Open Subtitles بالطبع. سيكون مضى ساعة على ذهابه قبل أن يأتوا
    Teknolojinin güvenlik konusunda olgunlaşması lazım, bir uçaktan beklediğimiz düzeylere gelmesi lazım. TED يجب دراسة التكنولوجيا من حيث السلامة، للوصول إلى مستويات السّلامة المتوقّعة من الطائرات.
    Sanırım annen yine kız kardeşiyle kavga etmiş ama oğlunun evi dahi olsa, böyle habersiz gelmesi uygun değil. Open Subtitles اعتقد ان والدتك قد تشاجرت مرة اخرى من شقيقتك فهذا المنزل منزل ابنها المجيء بشكل مفاجئي هكذا مزعج قليلا
    Ve bu işe yaramazsa da oğlunun ismini öğrendim, onu arayıp oğlunun bir kaza geçirdiğini ve hastaneye gelmesi gerektiğini söyleyip burada imzalatacağım. Open Subtitles وإذا لم ينجح هذا, فقد وجدت للتو اسم طفله لذا سأقوم بالاتصال به, وأتظاهر بأنه وقع في حادثة وأخبره ان عليه المجيء للمشفى
    O zaman sanırım bana bunun mail gelmesi iyi bir şey. Open Subtitles إذن أعتقد بأنّه أمرٌ جيد ، وصول هذه المستندات إلى بريدي
    - Evet. Polisin gündüz vakti gelmesi ama birden gece olması nasıl? Open Subtitles ماذا بشأن وصول الشرطة بالنهار وفجأة أصبحت ليلاً؟
    Sanki...sanki çocuklarımdan birinin bir konu için beni görmeye gelmesi gibi. Open Subtitles و، حسناً، أملك شعور بإتجاهك مثل، حسناً، مثل أحياناً أحد أطفالي يأتى لرؤيتي حول شيئا ما أو آخر،
    Irkımdan diğerlerinin buraya beni kurtarmak için gelmesi sadece bir zaman meselesi. Open Subtitles إنها مسألة وقت فحسب حتى يأتى قومى لإنقاذى
    Birileri onu buraya gelmesi için ikna etmeli. Open Subtitles من الأفضل احدهم ان يتكلم معه من اجل القدوم لهنا
    Sözde oraya vardığında karısını arayıp... ona ne zaman Vegas'a gelmesi gerektiğini söyleyecektir. Open Subtitles يجب أن يتصل بها ليبلغها متى يمكنها القدوم.
    Son işimde ne zaman Bilgi-İşlem'i arasam birinin gelmesi için kesin birkaç saat geçerdi. Open Subtitles كلّما اتّصلتُ بتكنولوجيا المعلومات في عملي القديم كنتُ أنتظر ساعتين قبل أن يحضر أحدهم
    Zengin Hollywood'luların gelmesi nedeniyle yerel tüccarların fiyatları biraz artırmış olması affedilmelidir. Open Subtitles ..مع قدوم أغنياء هوليود إلينا التجار المحليون وجدوها عذراً لزيادة طفيفة في الأسعار
    Tahminime göre, onların gelmesi ve senin beş ila on yıl yemenden önce yaklaşık iki dakikan var. Open Subtitles الآن، على ما أعتقد لديك دقيقتان قبل أن يأتوا و ستسجن لمدة 5 إلى 10 سنوات
    Yine de yazabilirsin ama mektubunun gelmesi çok uzun sürer. Open Subtitles لكنك يجب أن تستمري بالكتابة لى علي الرغم من انها سوف تستغرق وقتا طويلا للوصول
    Bende kalan temel şey her birimizin bu dünyaya eşsiz bir değerle gelmesi inancıydı. TED كان ما بقي معي هو هذا الإعتقاد الراسخ بأن كل واحد فينا يأتي إلى هذا العالم بقيمة فريدة من نوعها.
    Şimdi bardaklarımızı Fransız kışının sona ermesi ve İtalyan baharının gelmesi şerefine kaldıralım. Open Subtitles لذلك دعونا نرفع كؤسنا, إلى سقوط الشتاء الفرنسي وإلى مجيء الربيع الإيطالي الحقيقي.
    'Beni bu sabah eve götürdükten sonra dedektiflerin gelmesi çok üzün sürmedi.' Open Subtitles بعد أن أخذني للبيت هذا الصباح لم يأخذ كثيراً قبل ظهور المخبرين
    Ordunuzun Irak'a gelmesi büyük bir ısraf, değil mi? Open Subtitles لقد كان من الخطأ أن ياتي جيشكم للعراق، أليس كذلك؟
    su gülünç hilkat garibesinin... bir roketle dünyaya gelmesi üç yil sürmüs. Open Subtitles هذا الشيء الصغير التافه أخذ 3 سنوات في رحلة في صاروخ ليصل إلى كوكب الأرض
    Buraya okumaya gelmesi için biz para topladık. Open Subtitles لهذا رفعنا كلّ هذا المال من أجله ليأتي إلى هنا ويدرس في مدرستنا
    Burası İçişleri Bakan Yardımcısı'nın gelmesi için çok uzun bir yol, hepsi bu. Open Subtitles إنها طريقٌ طويلة بـالنسبة لـنائب وزير الـداخلية للقدوم , هذا كل مافي الأمر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more