"gençliği" - Translation from Turkish to Arabic

    • شبابه
        
    • شبابها
        
    • المراهقة
        
    • وشباب
        
    Her hayvanın, sonsuza kadar gençliği arkada bırakıp yetişkinler dünyasına girme vakti gelir. Open Subtitles ثمّة وقت يجب أن يخلّف كل حيوان فيه شبابه ويدخل عالم البالغين للأبد
    Bana çılgın gençliği ile ilgili hikayeler anlatmayı severdi. Open Subtitles لقد أعتاد أن يخبرنى قصصا عن شبابه الجامح
    Bunda bir şey var. Onun gençliği, onun vücudu onun saflığı onun kahrolası şehveti. Open Subtitles هنالك سبب لذلك لكي يثبت شبابه و سذاجته و لهفته
    Kızın gençliği ve güzelliği yüzünden seçildiğini de unutma. Open Subtitles يجب عليك أن تتذكر، إنهم أختاروا ذلك بسبب شبابها و جمالها.
    gençliği ve güzelliği, duruşu ve çekiciliği herkesi büyülemişti. Open Subtitles ... شبابها وجمالها ، إتزانها وسحر أخلاقها أسرهم جميعاً
    Kutup tilkisinin gençliği neredeyse daima yalnız bir yolculuk etmekle geçer fakat birçok canlı tek başına bunu başaramaz. Open Subtitles المراهقة بالنسبة للثعلب القطبي رحلة انفرادية تقريبًا لكن لا تنجح بها أغلب المخلوقات وحدها
    Ancak gençliği,güzelliği,parayı tutabileceğin kadar. Open Subtitles فقط ما دام هنالك جمال وشباب ومال؟
    Bay Kim saflığı ve gençliği nedeniyle insanlığın tarifsiz iletişim ihtiyacına av olduysa da, araya girmeme ve şunu belirtmeme izin verin: Open Subtitles في حين رأينا السيد كيم المزهو بموهبته و شبابه يسقط فريسة بشكل يصعب تفسيره أمام حاجته للتواصل البشري
    Bir Hitler gençliği bıçağı ve eski bir luger 1944 yılında Fransa'da olduğunu kanıtlamaz. Open Subtitles خنجر هتلر في شبابه و ثمرة اللوجر ليست أدلة على أنها كانت في فرنسا في 1944
    gençliği boyunca eski medeniyetleri öğrenmek uğruna seyahat etmişti ve sonra da kardeşi Frederick'le birlikte Kuzeybatı Anadolu bölgesi kenti Çanakkale'ye diplomatik bir geziye çıktı. TED فقد قضى فترة شبابه في السفر ودراسة الحضارات القديمة قبل أن يرافق شقيقه فريدرك في بعثة دبلوماسية إلى جناقال في شمال غرب منطقة الأناضول.
    Belki de gençliği ellerinin arasından kayıp gitmeye başladığı için. Open Subtitles ربما لأنه قد شعر بأن شبابه ينزلق منه
    gençliği ve hayat gücü kanda, balgamda boğuluyor. Open Subtitles شبابه وقوته تغرقان في الدم والبلغم
    Onun 'Vahşi gençliği' ortaya çıkacak. Open Subtitles شبابه الطائش' سيظهر'.
    Hitler gençliği'ni kuran adam burada bir kayak kulübü bile kurmuş. Open Subtitles والرجل الذي رعى (هتلر) في شبابه افتتح نادياً للتزلج هنا
    Marc Singer'ın gençliği eşcinsel kimliğimi keşfetmede etkili oldu diyelim. Open Subtitles لنقل أن (ماكرك سينغر) في شبابه ساعدني على اكتشاف شذوذي الجنسيّ.
    Ölüm döşeğinde gençliği hakkında hayal kuruyor. Open Subtitles وهي على فراش الموت، تتخيل أيام شبابها
    "Ödünç şeyler"den Jessica Biel'in... gençliği olmasını istiyor. Open Subtitles هي تريد شيء مقترض لتكون مثل جيسكا بيل في شبابها .
    gençliği ölmüştü ve o çürümüş cesedinin etrafında dolanıp duruyordu Open Subtitles شبابها قد مات وكانت تسحب جثة متحلّلة
    gençliği bilgeliğe karşı , çıkıyor... Open Subtitles شبابها يأبى الانصياع للحكمة
    Güzel resim. Öfkeli gençliği severim. Open Subtitles احبها انا اعاني من غضب سن المراهقة
    gençliği daha eğlenceli olacak. Biliyor musun, annenin sana verdiği Blues albümleri hala bende. Open Subtitles سنين المراهقة ستكون ممتعة أتعلمين ؟
    Ulusumuzun ve Irak'ın bütün gençliği cihatta Uday, Kusay ve Mustafa'yı takip edecekler. Open Subtitles كل شباب أمتنا وشباب العراق سوف يتبعون جهاد (عدي) و (قصي) و (مصطفى)
    Yeni askerlere ihtiyacım var. Bugünün gençliği her zaman hevesli olmayacak. Open Subtitles أحتاج الى جند جدد وشباب هذه الأيام ليسو دائماً...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more