"gitmesi" - Translation from Turkish to Arabic

    • يذهب
        
    • للذهاب
        
    • الرحيل
        
    • يرحل
        
    • يغادر
        
    • سيذهب
        
    • ذهاب
        
    • رحيل
        
    • ذهابها
        
    • يذهبوا
        
    • ليذهب
        
    • لتذهب
        
    • للمغادرة
        
    • الذهاب الى
        
    • إلى الذهاب
        
    Acilen gitmesi gerekiyor ve sende onun ilk kontak kişisisin. Open Subtitles يجب أن يذهب الآن و أنت المسئول عنه في الطوارئ
    Sen, arkadasinin arkasinda duran türde bir adamsin, özellikle sempozyuma gitmesi gerektiginde. Open Subtitles أنت من النوع الذي يستعين بصديقه عندما يكون لديه ندوة يذهب إليها
    Her neyse, ben bu deli adamla problem yaşamak istemedim ve ona nereye gitmesi gerektiğini söyledim ama bu sırada içeridekilere haber verdim. Open Subtitles المهم, لم اكن اريد اي مشاكل مع ذلك الرجل المجنون لذلك اخبرته الى اين يجب عليه ان يذهب لكن اتصلت بهم على الفور
    Taksilerin hava alanına gitmesi $500 istiyor ve otobüsler de daha beter. Open Subtitles سيارة الأجرة تكلف 500 دولار للذهاب إلى جي كي اف ,والحافلات أسوأ
    gitmesi için zaman oldugu düsünülürse, benim icin ona sevgini göster. Open Subtitles حان الوقت الرحيل و ها هو يختبر صبري و حبي له
    Evden gitmesi için uyarılmıştır da. Peki gider mi? Open Subtitles . حتى أنه تم تحذيره بأن يرحل ولكن هل رحل ؟
    Juan Ramos, buradan uçup gitmesi diplomatik dokunulmazlık durumu tam bir rezalet. Open Subtitles كما تعلم يغادر من هنا موضوع الحصانة الدبلوماسية عبارة عن شيء نتن
    Ne olursa olsun onu gitmesi gereken yere ulaştıracağına şüphem yok. Open Subtitles ،مهما يحدث أعلم بأنّك سوف تذهب به حيث يجب أن يذهب
    Ne olursa olsun onu gitmesi gereken yere ulaştıracağına şüphem yok. Open Subtitles ،مهما يحدث أعلم بأنّك سوف تذهب به حيث يجب أن يذهب
    5 yaşında okula gitmesi gereken yaşta evinde oturuyor ve erkek kardeşleri okula gönderiliyor TED في عمر الخامسة، عندما يجب أن تكون في المدرسة، تبقى الفتاة في البيت بينما يذهب إخوتها الذكور إلى المدرسة.
    Saklayacak bir şeyi olan herhangi birinin oraya gitmesi çok doğal. Elbette, bu saklanacak şeyin yasa dışı olması gerekmiyor. TED فليس مدهشًا إذًا، أن يكون مكانًا طبيعيًا يذهب إليه أي شخص معه شيء يريد إخفاءه، وبالطبع، فإن هذا الشيء غير قانوني.
    Sonra öğrenciler sanal dünyada varsayımlarını test ederler ve doğru olup olmadıklarını görürler. Bilim insanlarının kariyerlerinde çalışma sahalarına gitmesi gibi. TED يذهب الطلاب بعد ذلك إلى الواقع الافتراضي لاختبار فرضياتهم ومعرفة إذا كانت دقيقة، كما يذهب العلماء إلي الموقع في حياتهم المهنية.
    Bazıları çok cesaret verici -- okula gitmesi gerekiyor. TED وبعضها محمسة بصورة مدهشة سوف يذهب الى المدرسة
    Üniversiteye gitmeyin demiyorum, ama herkesin gitmesi de gerekmiyor veya herkesin hemen gitmesi gerekmiyor. TED لا أعني أنه لا يتوجب عليك الدخول إلى الكلية، ولكن لا يحتاج الجميع إلى ذلك، وليس الجميع بحاجة للذهاب الآن.
    Bakın, kızımın odasına gitmesi için hiçbir sebep yok. Open Subtitles انظر لا يوجد لديه أيّ سبب للذهاب إلى غرفتها
    Cory'nin hastaneye gitmesi gerek. Yapacak başka bir şey yok! Open Subtitles كوري بحاجة للذهاب إلى المستشفى ولا يوجد قرار اخر فى ذلك
    Onun acil gitmesi gerekti çünkü okulda bir şey olmuş sanırım. Open Subtitles لقد كان يجب عليها الرحيل لانه هنالك.. حالة طارئة في المدرسة
    Kadınların ve çocukların odadan gitmesi için işaret verildi. Open Subtitles هذه هى الاشارة كى يرحل النساء و الاطفال من الغرفة
    Demek oluyor ki ayakkabılarını giyip gitmesi için vakti vardı. Open Subtitles ذلك يعني أنه كان لديه الوقت ليرتدي حذائه و يغادر
    Kimin gitmesi lazımsa gidecek. Her şeyi beraber yapacağız, tamam mı? Open Subtitles كل من يريد الذهاب سيذهب سنفعل كل شىء سويا ، حسنا؟
    Toula'nın şehirde okula gitmesi ne gibi bir sorun olabilir? Open Subtitles و ما الخطأ فى ذهاب تولا للمدرسة فى وسط المدينة
    Buralarda kimseye borçlu olmuyorlar ve toprak sahibi olmaları için birilerinin gitmesi gerekmiyor. Open Subtitles هنا لا ينظرون لأحد لا يعيشون على حساب رحيل آخرين
    Evet ve en kötüsü de o Billy Fish denen pislikle gitmesi. Open Subtitles أجل، والأسوأ من كل ذلك هو ذهابها مع ذلك الوغد "بيلي فيش"
    Anne dua etmiş, çünkü yaşlı kadına güvenmiyormuş ve çocukların ormana gitmesi zaten yasakmış. Open Subtitles قامت الأم بتلاوة الصلاة لأنها لم تكن تثق بالمرأة العجوز و حيث أنه كان ممنوع على الأطفال أن يذهبوا الى الغابة
    Bazılarımızın gitmesi gereken başka yerler var. Open Subtitles بني ، البعض منا لديه ما يشغله ليذهب إليه، فأسرع قليلا
    Gemiyi, labirentin dışında gizli bir yere gitmesi için programladım. Open Subtitles لقد قمت ببرمجة المركبه لتذهب الى مكان مخفى خارج المتاهه
    Ailesini korumak için gitmesi gerektiğini. Open Subtitles بأنه اضطر للمغادرة كي يبقي والديه بأمان
    Bizi anlamıyorsun bile. Cehenneme gitmesi gereken kişi sensin, melez. Open Subtitles انت لا تفهمين انت من يجب عليه الذهاب الى الجحيم
    Geneal Motors günde on kere tuvalete gitmesi gerekirse, Open Subtitles عندما كان مضطراً إلى الذهاب إلى الحمام عشرة مرات فى اليوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more