Trenin penceresini kırdığın için, bütün hakların 30 gün boyunca askıya alındı. | Open Subtitles | وبسبب كسرك نافذة القطار فسيتم تعليق جميع حقوقك مدة 30 يوما |
Bu açıkça bir müşteri olarak hakların ihlalidir. Yasal hakların tecavüzüdür. | Open Subtitles | إنه إنتهاك واضح لحقوقك كمستهلك، وتعدّياً على حقوقك الدستورية |
Uzun bir uçuştan sonra bu hakların kaybolmasının nedeni nedir? | TED | إذن ما الذي يجعل رحلة طيران طويلة تجعل هذه الحقوق تتبخر؟ |
40 yıldır unutulmuş olan Eşit hakların Düzenlenmesi için savaşıyordum. | TED | ظللت أقاتل من أجل تحسين الحقوق المتساوية، والتي اندثرت منذ 40 عامًا. |
Genel hakların merkezinde hiçbir mezhebin diğerine üstünlük kuramayacağı ilkesi yatar. | Open Subtitles | فكرة حقوق الجماعة هي أنه ليس . لجماعة السيطرة على الأخرى |
Bugün sahip olduğumuz hakların ve bu meclisin temelini oluşturan ilkelerin müdafaası uğruna eş ve oğul veren, kan döken üç yüz ailenin. | Open Subtitles | و 300 عائلة تنزف من أجل حقوقنا ولكل المبادئ التى بنيت عليها هذة الغرفة |
Tatsızlıktan uzaklaşan hakların için mücadele etmez, ama arkanda durmam için bir neden var. | Open Subtitles | الهروب مما تكره لا تكافح من أجل حقوقك لكن هناك سبب وراء ذلك |
hakların husunda bilgilendirildin ve müvekkil haklarından ferâgat ettin, bu doğru, değil mi? | Open Subtitles | أمليت عليك حقوقك و رفضت أن يتم تمثيلك قانونيا, صحيح؟ |
Talep etmiş olduğun hakların yerine getirildiğine göre, şimdi de sen, huzuru bozmuş olmandan dolayı, Majesteleri Kralın haklarını tazmin etmek için, onu resmen temsil edenlerin huzurunda | Open Subtitles | الآن حقوقك تمت إعادتها لك ومن أجل خرق السلام عليك أن تعد نفسك من أجل استعادة حقوقك من جلالة الملك |
Bunlar bilinen kâinatta ve ötesindeki ebedi hayat hakların için. | Open Subtitles | هذه حقوقك الأبدية في الحياة .. في الكون الذي تعرفه وماخلف ذلك .. |
Bu hak, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nin bir parçası olarak tanınabilir, ki bu beyanname de benzer sosyal hakların uygulanması için tesis edilen mekanizmaları oluşturdu. | TED | يمكن الاعتراف بهذا الحق كجزء من الإعلان العالمي لحقوق الإنسان، الذي أسس آليات لإنفاذ هذه الأنواع من الحقوق الاجتماعية. |
Düzgünce anlaşılmış hakların aslında sorumluluklar olduğunu bize hatırlatıyor. | TED | وتذكرنا في الواقع، أن تلك الحقوق المفهومة كما ينبغي هي المسؤوليات. |
Fakat bir o kadar dikkate değer bir durum da Afrika'da sosyal ve ekonomik hakların sömürgecilik çağından bu yana çok hızlı ilerlememiş olmasıdır. | TED | ولكن الجدير بالملاحظة ايضاً أنَّ الحقوق الإقتصادية و الإجتماعية لم تمض قدماً في افريقيا منذ عصر الاستعمار. |
Ne gibi hakların olduğu, kurallar ve düzenlemeler listemde tek tek belirtilmiştir. | Open Subtitles | وهذه الحقوق التي ستتنعم بها منصوصةٌ هنا عبر أنظمتي ولوائحي |
Sivil hakların ve özgürlüklerin de. | Open Subtitles | لا حقوق مدنية أو يبيرتليس مدني أو شكّ معقول. |
Umarım sana bunun için fazla mesai ödüyordur Çünkü hakların var. | Open Subtitles | آمل منه أن يدفع لك مال إضافي مقابل هذا لأن لديك حقوق بالفعل |
Medeni hakların ihlaliyle cürüm uydurmayı unutma. | Open Subtitles | لا تنسى انتهاك حقوق الإنسان ومحاكمة خبيثة |
Sahip olduğumuz hakların çoğu meclis dahi var olmadan önce üzerinde anlaşılarak birer düstur ve öncelik olarak kabul edilmiş doğuştan gelen ve gerekli olan haklardır. | Open Subtitles | الكثير من حقوقنا وهية ضرورية أنشئت على أسس التمهيد حتى قبل أن ينشئ البرلمان |
Bağımsızlık Bildirgesi, bize verilen hakların hükümetten değil, Yaratıcıdan kaynaklandığını söylemektedir. | Open Subtitles | إعلان الإستقلال أسس حقوقنا بالقول بأنها وُضعت ليس بواسطة الحكومة بل بالخالق |
Sahip olduğumuz hakların ciddi derecede... ...eksik olduğunun farkına varmalıyız. | TED | يجب أن نميز كم هو جدي موضوع الإساءة للحقوق |
Şimdi kayıtlar için hakların konusunda bilgilendirildiğini söylüyorum. | Open Subtitles | الآن، من اجل التسجيل لقد تم اعلامك بحقوقك مسبقاً |
Seni hiç sevmedim, ...ama İsviçre'deki bir kaç kasabadaki yasalara göre senin de hakların var. | Open Subtitles | أنا لا أحبك لكن من أجل بعض المدن في سويسرا قالت ذلك , فإن لديك حقوقا |
Anayasal hakların artık sökmüyor. | Open Subtitles | حقوقكِ الدستورية لا تطبق هنا. |