| Hatta, sana bir hediyem var. Yeni kitabımın bir kopyası. | Open Subtitles | ولكنني أقدّر وجودكِ معي حقاً في الواقع، لديّ هدية لكِ |
| Ama sana özel bir hediyem olmadığı anlamına gelmez bu. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يعني أني لا أحمل هدية خصيصاً لأجلك |
| - Ve senin için bir Noel hediyem var. - Benim de senin için var. | Open Subtitles | ومعى هدية الكريسماس لك وانا لدىّ واحدة لك |
| Sizleri hayallerimdeki kıza sevdiceğime düğün hediyem olan yeni otele davet ediyorum. | Open Subtitles | بل إلى هديتي لها في يوم زفافها لفتاة أحلامي، حيث سأرحب بكم |
| Bir sonraki şeyi hissetmeyeceksin ve bu, benim sana hediyem. | Open Subtitles | لن تشعري بما سيحصل لاحقاً و هذهِ هي هديتي لكِ |
| Senin için özel bir hediyem var İşte al, oğlum. | Open Subtitles | عندي هديه خاصه لك علي اي حال علي الذهاب يا بني |
| Sana minik bir hediyem var. - Nedir o? | Open Subtitles | نحن نستطيع أن نصلح هذا لدى هدية صغيرة لك |
| Başka bir hediyem daha var. | Open Subtitles | انه ربما تحتاج هذا المسدس و أحضرت هدية أخرى |
| hediyem olsun. Bakınca beni hatırlarsın. | Open Subtitles | إنه هدية مني من أجل الرؤية التي منحتنا إياها |
| Parlak Göz, sana bir hediyem var. | Open Subtitles | شكرا لك يا صاحب العينين البراقتين ، لدي هدية من أجلك |
| hediyem bu işte. Herhalde sana verebileceğim en güzel hediye. | Open Subtitles | هذه هي هديتي لك إنها أجمل هدية قد أهديها لك يوما |
| Size bir hediyem var, Bay Marston-- | Open Subtitles | ..أحضرت لك هدية سيد مارستون.. كويغلي حي.. |
| Bunu almanı istiyorum. Sana evlilik hediyem. | Open Subtitles | أريدك أن تأخذي هذا يا أختي إنه هدية زواجك |
| Her neyse, sana bir hediyem var. Bu teleskobu Gökyüzü Gözlem Şenliği'nde kazandım. | Open Subtitles | عموماً ، أحضرت لك هدية إنه تيلسكوب فزت به بمهرجان البصريات |
| Sana özel bir hediyem var. Ama onu gecenin ilerleyen saatlerinde vereceğim. | Open Subtitles | وأنا لديّ هدية مميزة لك لكن سأعطيها لك لاحقاً في الليل |
| O benim ilk ay dönümü hediyem. Sana solucan dediğim için de özür dilerim. | Open Subtitles | إنها هديتي الأولى للذكرى السنوية أنا جداً متأسفة بدعوتي لك بالدودة |
| Neden biliyor musun? Çünkü hediyem tam 10 tane sıfır içeriyor. | Open Subtitles | لأن هديتي تأتي مصحوبة برقم من عشرة أصفار |
| Senin için özel bir hediyem var İşte al, oğlum. | Open Subtitles | عندي هديه خاصه لك علي اي حال علي الذهاب يا بني |
| Bu sana hediyem. | Open Subtitles | هذه هديّة لك. إنّها منزوعة الكافيين. |
| İkinize de çok teşekkür ederim hediyem ve her şey için. | Open Subtitles | شكراً لكما يارفاق كثيراً من أجل الهدية. و كل شيء. |
| Seninki benim hediyem kadar iyi olmazsa üzülme. | Open Subtitles | لا تشعري بالسوء إذا لمْ تكن هديّتكِ جيّدة بقدر هديّتي. |
| Bu yüzden sana bir hediyem var dostum. | Open Subtitles | لهذا، لديَّ هديةٌ لكَ يا صديقي |
| Mobile'e gitmeme gerek yok çünkü zaten hediyem hazır. | Open Subtitles | أنا فى الواقع لست بحاجه للذهاب لموبيل لأن لدى هديتى هنا |
| Senin için verebileceğim bu kadar hediyem varken.. | Open Subtitles | انا لدي الكثير من الهدايا الأخرى استطيع ان امنحها لكِ |
| Miras çiftlerime, size son bir hediyem var ve kendi ellerimle vermek istedim. | Open Subtitles | حسنٌ ,لديّ هديّةٌ باقيّة ،لكما,الأزواج التراثيان الخاصين بي ورغبتُ بأن أعطيكم إيّاها بنفسي |
| Ayrıca Arayıcı doğum gününü unuttuğumu sanıyorsan senin için bir hediyem var. | Open Subtitles | و يا أيها الباحث. لو جال ببالكَ أنـّي نسيت الأحتفال بعيد مولدكَ ، فقد أتيت بهدية لكَ. |
| Bir de senin için hediyem var. Sosyete malı. | Open Subtitles | .بالواقع، جلبتُ لكِ هدية صغيرة أيضاً .شيئاً جيداً |
| Concordia insanlığa en büyük hediyem. | Open Subtitles | "كونكورديا" أعظمُ هداياي للبشريّة. |
| Normal dünyaya geri döndüğün için, sana bir hoşgeldin hediyem var. | Open Subtitles | و كترحيب بعودتك إلى ... العالم الطبيعي أحضرت هديةً لك |
| Her zaman kullanabileceğiniz bir hediyem var. İzniniz olursa. | Open Subtitles | عِندي لك هدِيه الموسم بعْد إذنِك |