"ilişkim" - Translation from Turkish to Arabic

    • علاقة
        
    • بعلاقة
        
    • العلاقة
        
    • علاقات
        
    • العلاقات
        
    • علاقتى
        
    • علاقه
        
    • وعلاقتي
        
    • بعلاقةٍ
        
    • علاقاتي
        
    • أخونه
        
    • علاقتي
        
    • بعلاقتي
        
    • أخونها
        
    Biriyle bir ilişkim oldu. Bu karımı öldürdüğüm anlamına gelmez. Open Subtitles كانت لديّ علاقة مع فتاة لا يعني بأنني قتلت زوجتي
    Bu yüzden, hiçbir zaman uzun soluklu bir ilişkim olmadı. Open Subtitles لهذا لم يسبق لي وأن كنت في علاقة طويلة الأمد
    Joon'a uyup uymayacağı endişesi taşımadığım bir ilişkim bile yok. Open Subtitles لا أستطيع حتى أقامة علاقة دون أن اقلق حول جوون
    Son birkaç yıldır, ciddi bir ilişkim olsun diye olabildiğince çabalıyorum. Open Subtitles في السنتين الأخيرتين كنت أحاول بجدية أن أحظى بعلاقة ذات معنى
    İlişkim 20 yaşından beri sürüyordu, yani hemen hemen tüm yetişkinlik hayatım boyunca ve o benim ilk gerçek aşkımdı, onsuz nasıl yaşayacağımı veya bunu yapıp yapamayacağımı bilmiyordum. TED لقد كنت في هذه العلاقة منذ أن كان عمري 20 سنة، وبالتالي طوال فترة المراهقة، ولقد كان حبي الأوّل الحقيقي، ولم تكن لدي أدنى فكرة عن كيفية العيش بدونه.
    Bir ilişkim olduğunu biliyordu, ben de yalan söylemek istemedim. Open Subtitles كان يعلم أني كنت أقيم علاقات جنسية وأنا لم أكن أريد أن أكذب عليه
    Kızımın karate hocasıyla ilişkim yok. Ayrıca kocama da herpes falan bulaştırmadım. Open Subtitles لا أقيم علاقة مع مدرب ابنتي للكاراتيه و لم أصب زوجي بالقوباء
    Neredeyse 30 yaşına geldim ve gerçek bir ilişkim bile olmadı. Open Subtitles عمري 30 سنةً تقريباً وأنا لم أكن أبدا في علاقة حقيقية
    İşte bu yüzden hiçbir ilişkim için hiçbir şeyden vazgeçmedim. Open Subtitles لهذا لم أتخلص من أي شيء لأجل أي علاقة أبداً
    Teddy'le ilişkim var, June'da çirkin bir şekilde ağlamak üzere. Open Subtitles انا اقيم علاقة مع تيدي , وجون على وشك البكاء
    İşte bu yüzden bir ilişkim olduğunu reklam etmeye niyetim yok. Open Subtitles وهذا سبب يجعلني لا أعلن حقيقة بأنني كنت على علاقة غرامية
    ışte bu yüzden bir ilişkim olduğunu reklam etmeye niyetim yok. Open Subtitles وهذا سبب يجعلني لا أعلن حقيقة بأنني كنت على علاقة غرامية
    Çünkü herkes seninle hiçbir ilişkim olmadığını düşünüyor da ondan. Open Subtitles لكن لا احد يفكر على الاطلاق انني على علاقة معك
    Şansım yaver giderse, gelecek Başkanınla bir ilişkim olsun istiyorum. Open Subtitles وبعد ذلك، لو كنت محظوظا علاقة وطيدة مع رئيسكم القادم
    Örneğin, bir zamanlar kalkülüsle bazı ünlülerin evliliklerinden daha uzun süren bir ilişkim oldu. TED فمثلًا، أقمت مرة علاقة غرامية مع حساب التفاضل والتكامل استمرت أكثرمن زيجات بعض المشاهير.
    Ebeveynlerim hep timsahlarla sağlıksız bir ilişkim olduğunu söyledi. TED دائما يخبرني والداي أنه لدي علاقة غير طبيعية مع التماسيح.
    Benin evimde kalmanı teklif ederdim ama güzel bir ilişkim var. Open Subtitles كُنت لأعرض عليكِ مكانى للبقاء به لكننى مُلتزم بعلاقة قوية جداً
    Benim bir ilişkim olduğunu bildiğini biliyorum, ama benim hayatım hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. Open Subtitles أعرف أنك تعرف بشأن العلاقة لكنك لا تعرف شيئاً عن حياتي
    Yani, güzel ve sevgi dolu bir ilişkim... olmasından daha çok, bir konuda mükemmel olmak hoşuma giderdi. Open Subtitles أنني قد تميزت في شيء أكثر من كوني كانت لي علاقات طيبة
    Yetmişlerde çok fazla tek gecelik ilişkim olurdu ve seksenlerde altmışlarda da... Open Subtitles كان لدي الكثير من العلاقات اليلية في السبعينيات والثمانينيات وحتى في الستينيات
    Dünya ile olan bütün ilişkim kesilmişti karım haricinde. Open Subtitles علاقتى مع القلق اثرت على الجميع ما عدا زوجتى
    Seninle çıkamam. Güzel bir ilişkim var. Open Subtitles انا لا استطيع الخروج معك انا في علاقه وانا سعيد بها
    Evliliğim mahvoldu. Oğlumla aramdaki ilişkim çok uzun zaman yaşam destek ünitesine bağlı kaldı. Open Subtitles كان زواجي محكوما عليه بالفشل، وعلاقتي بإبني على وشك النهاية منذ وقت طويل.
    'Bu noktada' yasak bir ilişkim yoktu dedektif. Open Subtitles لمْ أكن أنخرط بعلاقةٍ غراميّة بهذه المرحلة, أيها المحقق.
    Benim bir tane bile anormal ilişkim olmadı Zeynep. Haydi şunları geri koyup içeri gidip oturalım. Open Subtitles أنا علاقاتي كلّها طبيعية هيا أرجعي أغراضك
    Yani, Angelo'da benim bir ilişkim olduğundan emindi. Open Subtitles أعني أن أنجيلو كان متأكدا أنني أخونه
    Sen de Pierce'la ilişkim hakkında yorum yaparak haddini aşıyorsun. Open Subtitles وكنت سيلة للخروج من خط، تعليقا على علاقتي مع بيرس.
    Açıkçası annemin, onunla ciddi bir ilişkim olduğunu kabullenmesi biraz zaman aldı. Open Subtitles بالتأكيد أخذت أمي فترة لتعتاد على فكرة أنني جاد بعلاقتي معها، لكن...
    Karım yataktan bir ilişkim olduğu için gizlice sıvıştığımı sanıyor. Open Subtitles زوجتي تعتقد أنني أتسلل من السرير لأذهب و أخونها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more