| Sanırım bazı hareketlerinin sizin hoşunuza gitmemesi kötü bir şey değildir | Open Subtitles | ولكن يكون شيئاً سيئاً لو تعلمتم القليل من سلوكياتهم يا أولاد |
| Bence çok kötü bir şey yaptın ve şimdi bunun bedelini hayatınla ödeyeceksin. | Open Subtitles | أعتقد أنك فعلت شيئاً سيئاً جداً وأنت الآن سوف تدفع حياتك من أجله |
| Şey, biliyor musun, bazen bu kötü bir şey değildir. | Open Subtitles | حسنا , أنت تعرف , أحيانا هذا ليس شيئا سيئا. |
| Pekala, bu kulağa biraz garip gelecek ama gelecekte sana çok kötü bir şey yapmış olabilirim umarım beni affedersin. | Open Subtitles | حسناً ، هذا سيبدو غريب جداً لكن في المستقبل ربما سأفعل لكِ شيء سيئ جداً وأنا أتمنّى بأن تغفري لي |
| Neden hep kötü bir şey olunca kader, iyi bir şey olunca şans? | Open Subtitles | كلما يحدث لي شئ سئ, انه القدر وكلما حدث شئ جيد , الحظ؟ |
| kötü bir şey yaşanmış gibi hissettiğini biliyorum, Marcy May. | Open Subtitles | إني أعلم أنكِ تشعرين أن الذي حصل للتو أمر سيء |
| CEO'nun sana iyilik borcu olması kötü bir şey değildir. | Open Subtitles | إنه ليس أمراً سيئاً أن يكون المدير العام مديناً لك. |
| Yani belki de o kadar kötü bir şey yapmamışımdır. | Open Subtitles | إذاً، ربما إنني لم أفعل أي شيء سيء بعد كل هذا |
| Hemen aklına gelmiyorsa o kadar da kötü bir şey yapmamışsındır. | Open Subtitles | يجب أن تجيب بسرعة، وإلا فإنك لم تفعل شيئاً سيئاً جداً. |
| Bu saçmalıkla başa çıkmak zorunda kalan bendim ve hiç kötü bir şey olmadı. | Open Subtitles | أنا الوحيدة التي يجب عليها أن تعيش مع هذه الشئ المرعب و لم يحدث شيئاً سيئاً |
| Bellingham'a çok kötü bir şey yapmışlar. | Open Subtitles | وقد فعلوا شيئاً سيئاً جداً في حق بيلينجهام. |
| Ama bu kötü bir şey değil. Bir çocuk vardı. Nedendir bilmem. | Open Subtitles | ولكنه ليس شيئا سيئا لقد كان هناك ولد, لا أعرف ما مشكلتة |
| Yine de ölümün gizemi kötü bir şey sayılmaz, değil mi? | Open Subtitles | و مع ذلك الغموض في الموت ليس شيئا سيئا هآي ؟ |
| Evet, başıma kötü bir şey geldiğinin farkındaydım ama neler olduğunu hatırlamıyordum. | TED | نعم، كنت أعي أن شيئا سيئا حدث لي، ولكن لم يكن لدي أي ذكريات عن ما حدث. |
| "Böyle bir yerde insanın başına kötü bir şey gelmez" derken ne demek istediğimi şimdi anladın mı? | Open Subtitles | هل تنظر ماذا يعني ، كيف لا شيء سيئ يمكن أن يحدث لك في مكان مثل هذا؟ |
| Jeniffer öldüğünden beri, sanki kötü bir şey olmasını bekliyorum. | Open Subtitles | منذ ماتت جينيفر وأنا أترقب متى سيحدث شئ سئ لي |
| Mucizeden hep kötü bir şey gibi bahsediyoruz ama iyi tarafını görmüyoruz. | Open Subtitles | بقدر ما تحدثنا عن أن المعجزة أمر سيء لكن نسينا الجانب المشرق |
| Uyandırmak bazen çok da kötü bir şey olmuyor, değil mi? | Open Subtitles | ليس أمراً سيئاً أن تستيقظ عليها أحياناً, أليس كذلِك؟ |
| Beni ispiyonlarsan Bayan Norton çok kötü bir şey olacak. | Open Subtitles | إذا أخبرتيه عني آنسة نورتن سيحدث شيء فظيع |
| Ben de, kötü bir şey bulup bakalım öyle kazanır mıyız diyordum. | Open Subtitles | أعتقدت بأننا نأتي بشيء سيء لهم وسنرى أن كنا سنربح ذلك الطريق |
| Yine de güzel olmayı arzulamak kötü bir şey değil. | Open Subtitles | . ِ الرغبة في أن تصبح جميل ليس أمر سيئ |
| Gerçekten kötü bir şey olmadan ona ulaşmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أصل إليه قبل أن يحدث شيئ سيئ جداً |
| İnsanların, sadece kötü bir şey yaptıktan sonra bunu söylemeleri çok komik. | Open Subtitles | انه امرٌ مضحك كيف يقول الناس ذالك بعد ان يفعلوا شيئاً سيء |
| Kim bu kadar kötü bir şey yapar ki? | Open Subtitles | من يستطيع أن يفعل شيئاً فظيعاً مثل هذا ؟ |
| Beni bir dakika için kokuttunuz. Gerçekten kötü bir şey yaptığımı sandım ben de. Yaptın. | Open Subtitles | مهلاً ، لقد أفزعتني أعتقد أنني أقدمت على شيء ما سيء |
| Başıma kötü bir şey gelirse umarım benim de yanımda olursun. | Open Subtitles | إذا أصابني أي مكروه ما، آمل أن تكوني إلى جواري كذلك |