"kanallar" - Translation from Turkish to Arabic

    • القنوات
        
    • الشبكات
        
    • المحطات
        
    • قنوات
        
    • والقنوات
        
    • للقنوات
        
    Set ve kanallar inşa edeceğiz ağaç dikip, ekin ekeceğiz. Open Subtitles كلا ببناء السدود و القنوات و زراعة الأشجار و النباتات
    Bu mikro kanallar bizi bakterilerin koca mavi okyanusta nasıl gezindiğini anlamamıza daha önce hiç olmadığı kadar yakınlaştırdı. TED هذه القنوات الصغيرة تقربنا أكثر من أي وقت مضى لنفهم كيف تُبحر البكتيريا في المحيط الأزرق الكبير.
    İşe yarayacağını düşündüğümüz kanallar işe yaramadı. TED وأن بعض القنوات التي أعتقدنا أنها ستنجح لم تنجح.
    kanallar, aramaların gizli numaradan yapıldığını söylüyor. Open Subtitles الشبكات تقول ان المكالمات اتت من رقم محجوب
    Onunla çalışabilmek için tüm kanallar can atıyor. Open Subtitles جميع المحطات التلفزيونية قد تحارب من أجل العمل معه
    Daha az erozyon vardı. kanallar daraldı. TED صار هناك تآكلاً أقل. صارت القنوات أقل اتساعاً.
    Ve bunları izleyen insanlar sınıfta değiller, Onlar, bu kanallar tarafından oluşturu lan bir öğrenme kitlesinin bir parçasılar. TED وهؤلاء الأشخاص لا يشاهدونها في الفصول الدراسية؛ ولكن لكونهم جزءً من مجتمعات تعليمية أُنشئت من قِبل هذه القنوات.
    Ama bunlar kanallar, demiryolları, telgraf, radar ve internetti. TED ولكنه كان مثل القنوات والسكك الحديية والتلغراف؛ كان الرادار والإنترنت.
    Sinir sisteminde bu çeşit bir sürü giriş çıkışı olan kanallar bulunur. Bunlar hareket, hafıza ve bilinç yollarını kontrol ederler. TED الجهاز العصبي لديه الكثير من هذه القنوات وهي مسيطرة على مسارالحركة والذاكرة والوعي.
    Milyonlarca kilometre ötedeki ufka bakıyorsunuz ve tüm gördüğünüz taşmış kanallar ve bu kalın, zengin bataklık arazi. TED فأنت تحدق في الأفق في مليون ميل إلى الأمام وكل الذي تراه هو القنوات المغمورة بالمياه والمستنقعات الكثيفة والغنية
    kanallar oluşturulmadan önce ve Britanya'daki Endüstri devriminden önce eşyalar at arabaları ile taşınırdı. TED قبل اختراع القنوات المائية في بريطانيا ماقبل الثورة الصناعية، كانت البضائع تنقل على عربات تجرها الأحصنة.
    Sizler tören için beklerken, tüm kanallar hainlerin yani Barin ve Zarkov'un idamını yayınlayacaklar. Open Subtitles بينما تنتظر مراسم الاحتفال كلّ القنوات ستعْرض إعدام الخونةِ بارينوزاكروف
    Onlar da diplomatik kanallar vasıtasıyla Paris'e ve Washington kovboyuna gönderdi. Open Subtitles التي ترسل عبر القنوات الدبلوماسية إلى باريس ثم إلى رعاة البقر في واشنطن
    Tüm kanallar bunlar, bayan Lovell. Open Subtitles هذه كل القنوات التي توجد هنا يا سيدة لوفيل
    kanallar kazarak yüzebilecekleri mesafeyi arttırır ve ormanın derinliklerine kadar gidebilirler. Open Subtitles وهم يزيدون مساحات السباحه وذلك بحفر القنوات التى تؤدى إلى قلب تلك الغابة
    Anladığım kadarıyla bu kanallar 455 tonun üstündeki basıncı gönderebiliyormuş. Open Subtitles أفهم هذه القنوات قادر على التحويل أكثر من مليون باون من الدفعة.
    Ajansla kanallar arasında aracılık yapıp alım yaparım sanmıştım. Open Subtitles إعتقدت بأنها ستكون رابطة بين الشبكات و الوكالة و لا أعلم, كسب وقت
    Ama öyle olabilir. İyi haber şudur tarih, bu toplamsız sıfır ağlarını doğal olarak genişletti. Bu kanallar, merhabet için varolan kanallar olabilir. TED يمكن ، والخبر السار هو أن التاريخ وقد توسعت هذه بطبيعة الحال طبقات من حاصل الأعداد اللاصفرية، حسناً، هذه هي الشبكات التي يمكن أن تكون قنوات التراحم.
    Bütün uluslararası kanallar röportajı yayınlamak istiyor. Open Subtitles الكثير من المحطات الاجنبية تريد اعادة بث لقائك
    Büyük kanallar gün içinde haber geçiyor ve ağır topları ortaya çıkarmış durumdalar. Open Subtitles المحطات الرئيسية قطعت برامجها الصباحية وأحضرت أكبر مذيعيها
    Dallı budaklı kanallar inşa etmişlerdi ve suyu araziden çekip nehre akıtıyorlardı. TED ببناء شبكة من قنوات التصريف لتصريف المياه خارجاً من الأرض إلى النهر
    Tepenin altinda yaninda kanallar falan var. Open Subtitles عند التلال, والقنوات,وغيرها من الأشياء المقرفة
    Ben kanallar arasında sörf yaparım. Open Subtitles أنا متصفح للقنوات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more