"kolay bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • من السهل
        
    • سهلاً
        
    • بسهولة
        
    • شيء سهل
        
    • بشيء أسهل
        
    • سهله
        
    • بسيط
        
    • طريقة سهلة
        
    • سهولة
        
    • يمكن أن يكون يسيراً
        
    • مهمة سهلة
        
    • بالأمر السهل
        
    • بأمر سهل
        
    • سهلة للقيام
        
    • سهلةَ
        
    Ben anlaşılması kolay bir insan olmadığımı biliyorum ama sana gerçekten teşekkür ediyorum. Open Subtitles وأعلم أنني لم يكن من السهل التعامل معي لكني أريد القول شكراً لك
    Benim marushamdan bir kadının buraya gelmesini kolay bir şey mi sanıyorsun? Open Subtitles هل تعتقدين أنه من السهل على امرأة من مستوايا لتأتي هنا ؟
    Kılıç darbelerinin zarafetiyle adam öldürmeyi kolay bir şey gibi gösterirdi. Open Subtitles نعمة أوفيس السكتات الدماغية السيف، جعل القتل نظرة من السهل جدا.
    Aileni tanımaktayım, ...bu kolay bir iş değil çünkü şey, hepsi biraz kaçık. Open Subtitles كنت أتعرف على عائلتك , و هذا لم يكن سهلاً لانهم غير متزنين
    Böyle bir kaç iş ile, yılda çok kolay bir kaç binlik kazanıyordur. Open Subtitles في أفضل موسم له، كان يكسب مئات الآلاف من الدولارات في السنة، بسهولة
    Bu yöntem aşağı yukarı 20 yıldır kullanılıyor. Açıklaması çok kolay bir yöntem. TED هذه الطريقة كانت موجودة لمدة 20 عامًا تقريبًا، من السهل شرح ذلك.
    Fakat ayrıca, ağlar yalnızca yeni bir moda değil ve öyle zannedip gözden kaçırmamız da kolay bir şey. TED ولكن الشبكات أيضا ليس فقط اتجاها جديدا، و من السهل جدا بالنسبة لنا رفضها على هذا النحو.
    TV ve kitle iletişim araçları belli bir şekilde fikirleri yaymanın gerçekten kolay bir yolu. TED التلفاز ووسائل الإعلام الجماهيرية جعلت من السهل جداً للأفكار أن تنتشر بطريقة محددة.
    Bu entegre ekosistem ile satın almak onlar için çok kolay, bir kaç tıklamayla her şey tamam. TED ومع هذا النظام الاقتصادي المتكامل أصبح من السهل عليهم الشراء بمجرد ضغطة زر.
    İnancın olsun Speer, hayatımı sonlandırmak benim için çok kolay bir iş. Open Subtitles صدقني سبير، من السهل علي أن أضع نهاية لحياتي
    Tam kesin ölüm zamanını bulmak pek kolay bir iş değildir. Open Subtitles ليس من السهل أبداً أن تحدد الوقت الفعلي للوفاة
    Senin için kolay bir yol olurdu ama benim için zevkli olmazdı. Open Subtitles وهذا سيكون من السهل جدا عليك وأنه لن يكون أي متعة بالنسبة لي.
    Güzelliğim, zekam, bikiniye hazır vücudum, beni kolay bir hedef yapıyordu. Open Subtitles جمالي , ذكائي وشكل جسمي في البكيني جعل منِّي هدفاً سهلاً
    O adamı, kardeşimi öldürmeden önce öldürmek kolay bir iş olmayacak. Open Subtitles الآن قتل ذلك الرجل دون أن يقتل أختي لن يكون سهلاً
    Bu yüzden sana gelip kolay bir çözüm önerisinde bulunmak istedim. Open Subtitles لهذا رأيت أنه من المهم أن آتي لأعرض عليك حلاً سهلاً.
    Çocuklar bu noktaya yetişkinlerden daha kolay bir şekilde ulaşıyor. İşte bu yüzden çocuklar için yazmayı TED الأطفال يصلون الى ذلك بسهولة اكثر من البالغين. ولهذا السبب أحب ان اكتب للاطفال.
    Kız arkadaşının psikiyatri dosyalarını sızdıran kişi. Ulaşması kolay bir şey değil. Open Subtitles فهناك من سرب الملفات النفسية لحبيبته وهذا أيضاً ليس شيء سهل الحصول عيله
    Kendine daha kolay bir lokma bul sen. Open Subtitles أنت من الأفضل ان تبدأ بشيء أسهل
    Eğer adamımızın, umduğumuz gibi kolay bir görevi varsa. Open Subtitles بافتراض ان مهمه الرجل سهله نوعا ما مثلما ينبغى ان تكون مهمتنا
    Yaşadığın ikilemin yasal ve kolay bir çözüm yolu var. Open Subtitles يبدو لي بشكل جلي ان هناك حل بسيط وقانوني لمعضلتك
    Öğrenmenin kolay bir yolu var. Doktorlarınızdan birine tahlil yaptırın. Open Subtitles هناك طريقة سهلة لنعرف اجعل أحد أطباءك يجري لك فحصاً
    Google SketchUp gibi yazılımlar kullanarak bu ürünleri çok kolay bir şekilde sıfırdan oluşturabilirsiniz. TED يمكنك استخدام البرامج مثل جوجل إسكتش أب لصنع منتجات من البداية بكل سهولة
    Vermesi kolay bir karar değil. Open Subtitles مثل هذا القرار لا يمكن أن يكون يسيراً لتتخذه
    Ve bana verdiğiniz parametrelerle, bu kolay bir görev değil efendim. Open Subtitles ومع المتغيرات التي اعطيتني في العمل, هذه ليست مهمة سهلة سيدي.
    Bu kolay bir şey değildir. Bilmiyorum. Oldukça iyi gittiğini söyledi. Open Subtitles وهذا ليس بالأمر السهل لقد قال أنكِ ممتاز بعملك أيضًا أتعلم؟
    Artık hepimiz aynı fikirde olduğumuza göre kolay bir şey ile başlayalım. Open Subtitles حسناً بما اننا اصبحنا على نفس الصفحة لنبدأ بأمر سهل
    Bunu yapmanın kolay bir yolu yok. Open Subtitles ‫لا توجد طريقة سهلة للقيام بهذا
    Ve şimdi biliyoruz ki yitmiş sırları yeniden bulmak kolay bir yol değil. Open Subtitles ... إيجادخدعةِالذي وفُقِدَ لَيستْ لا جولةَ سهلةَ. لكن ذلك مسارُنا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more