"koyduğu" - Translation from Turkish to Arabic

    • وضعتها
        
    • وضعها
        
    • وضعته
        
    • وضعه
        
    • تضعه
        
    • يضعها
        
    • بها جاهدا
        
    • يُخفى
        
    • التي وضعت
        
    Şöminenin üzerine koyduğu Staffordshire figürleri ve tabaklarını bulmak için yüzlerce Pazar uğraştı. Open Subtitles 100 يوم أحد لتخمين الأثاث الأنسب وصحون وضعتها فوق موقد النار
    Lois'in önüme koyduğu ne idüğü belirsiz yemeğe burun kıvırdım. Open Subtitles لقد نظرتُ وامتعضتُ على هذه الوجبة المريبة التي وضعتها لويس أمامي
    Bankanın parayı geri almak için koyduğu ödül bu. Open Subtitles هذه المكافأة التي وضعها المصرف لاستعادة النقود
    Bu bankanın parayı geri almak için koyduğu ödül. Open Subtitles هذه المكافأة التي وضعها المصرف لاستعادة النقود
    Yedi Krallık'ta birkaç kişide bulunan bir zehirdir ve tanrıların bu güzel dünyaya koyduğu en soylu çocuğu öldürmek için kullanıldı. Open Subtitles وهناك عدد قليل ممن يملك هذا السم في الممالك السبعة كلها و تستخدم لقتل أنبل فتى وضعته الآلهة هذه الأرض الطيبة
    Şu müzik şeyi. Stark'ın Kevin'ın odasına koyduğu. Open Subtitles انها الشيء الموسيقي الذي وضعه ستارك في غرفة كيفين
    Kullanım kılavuzunu boşverin. Sizlerin kafasını karıştırmak için devletin koyduğu bir kağıt olduğuna eminim. TED سوف أتجاهل التعليمات. إنها ما تضعه الحكومة لارباككم, انا متأكد من ذلك.
    Bizi hayal gücünün ötesinde işler yapmaktan alıkoyan tek şey kanun adamlarının kamu yararı adına koyduğu ahlakî kısıtlamalar. Open Subtitles والشيء الوحيد الذي يمنعنا من إنجاز عمل مثالي، هي هذه التقييدات الأخلاقية التي يضعها القانون تحت مسمى النظام العام.
    İmgelemlerimde, annemin babamın yanına koyduğu çiçeklerin aynısı. Open Subtitles إنها نفس الأزهار التي وضعتها أمي بجوار أبي في رؤيـاي
    Onların muazzam gücünü serbest bırakıp hükûmetin önlerine koyduğu barikatları kaldıracak bir lider. Open Subtitles قائد سيطلق العنان لقوتهم ويزيل الحواجز التي وضعتها الحكومة بطريقهم
    Kılıç bile tutamayan bir Jarl'ın koyduğu kanunlara uymayacağız. Open Subtitles لن نتبع أي قوانين وضعتها حاكمة لاتستطيع رفح سيف
    Babanın oraya koyduğu kuş havuzuna attım. Open Subtitles قررت استهداف النافورة التي وضعها والدك هناك
    Kamerayı geri alırım. Babamın koyduğu yeri biliyorum. Open Subtitles بوسعي إستعادة آلة التصوير أعلم أين وضعها أبي.
    Evet, fabrikadaki bir aptal parmakları buzla aynı torbaya koyduğu için biraz zarar görmüştü. Open Subtitles - أجل ، لكن أحمق ما بالمصنع وضعها بنفس الكيس البلاستيك مع الثلج
    Sineği yakalayan spirale koyduğu yapışkan kendisini engellemiyor çünkü ayakları özel bir yağla kaplı. Open Subtitles لا يعوقها الصّمغ الذي وضعته على حلزون الالتقاط لأن أقدامها مكسوّة بزيت خاصّ.
    Hayatın yolunuza koyduğu taşların hiçbirinden etkilenmediniz. Open Subtitles لم تتأثرا بأي شيء وضعته الحياة في طريقكما.
    Canı gönülden destek veriyorum çünkü bu hükümetin ortaya koyduğu modelin lam tersini yapıyor. Open Subtitles ولا أستطيع دعمها بما يكفي، لأنها عبقرية. فهي تقلب النموذج الذي وضعته الحكومة،
    Dolapta olması gereken tek şey oraya kendi eliyle koyduğu kalem setiymiş. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي كان يُفترض أن يكون في داخل الخزانة طقم قلمٍ وضعه هناك بنفسه.
    Üstadımın uygulamaya koyduğu herşeyin yolunda gitmesini sağlamalıyız. Open Subtitles يجب ان نؤمن ان كل شئ سيدي وضعه فى مكانه لم يشوش
    Annemin özel bir yemeğin yanına koyduğu tüm havyarı yediğim günü sana anlatmış mıydım? Open Subtitles هل أخبرتك عن اليوم الذي أكلت فيه كل الكافيار الذي وضعه والديا جانباً من أجل عشاء خاص ؟
    Bence insan aklına koyduğu her şeyi yapabilir... Open Subtitles أعتقد بأنك يمكن أن تنجز أي شئ تضعه في راسك
    bu paganların yeni doğanlara koyduğu bebeklerini tanrılarına tanıtmalarını sağlayan bir işaret Open Subtitles هل رأيت قدم الرضيعة؟ أنها علامة يضعها الوثنيين على ابنائهم لتفرقة الأطفال
    ...başarısının iyi bir amaç için tüm kalbini ortaya koyduğu ve savaş alanında muzaffer olarak bitkin bir şekilde yattığı an olduğunu düşünürüm." Open Subtitles "أؤمن يشدة أن أفضل ساعة لدى الرجل إنجازه العظيم لكل ما يقدره ويعتز به.. "هي تلك اللحظة التي يعمل بها جاهدا -لسبب نبيل ويرقد مجهدا على أرض المعركة
    Terörist gruplarının da bilgiyi dosyaların içine şifreyle koyduğu bilinen bir şey. Open Subtitles ولا يُخفى أن الجماعات الإرهابية تشفّر المعلومات بملفات بيانات
    Toplumun, sizin için koyduğu sınırları aşmak istiyorsanız savaşmalısınız. Open Subtitles لو أردت التقدم خلف الحدود، الإجتماعية التي وضعت لك، يجب عليكِ القتال.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more