| Ve bütün bunları beş yıl boyunca yaptıkları zaman, istenilen Kurul sertifikasını alırlar. | TED | وحين يفعلون كل ذلك لمدة خمس سنين، يحصلون على شهادة المجلس الأعلى للجراحين. |
| Kurul, Majestelerinin talep ettiği gibi Kraliçenin sefirlerinden, Lorraine Dükünün oğluyla olan evlilik öncesi anlaşmaya ait yazılı kanıt istedi. | Open Subtitles | لقد تصرف المجلس بناء على طلب جلالتكم طالبنا دليل كتابي من مبعوث الملكة يخص عقد الزواج السابق لأبن الدوق لورين |
| Halkın seni affetmez ve Kurul yeni bir Thane seçer. | Open Subtitles | و شعبك لن يغفرو لك و المجلس سينتخبون حاكما جديدا |
| Şimdi diğer Kurul üyelerini tavlamak için nazik davranmaya devam etmem gerekiyor. | Open Subtitles | الآن كُلّ نحن يَجِبُ أَنْ نَستمرُّ هجوم سحري مَع أعضاءِ اللجنة الآخرينِ. |
| dedim. Kurul toplantısında göstermen için bir görsel ayarlıyorum sana şimdi. | TED | أنا بصدد وضع رسم توضيحي، لكي تأخذه معك لاجتماع مجلس الإدارة. |
| Kurul tam olarak acil servis doktorlarını eğitmeyi biliyor mu? | Open Subtitles | بالضبط مالذي يعرفه المجلس حول تعليم الدكاترة طب الاستعجالات ؟ |
| Eğer ameliyat olmaya ihtiyacınız varsa, Kurul sertifikasına sahip bir cerrah tarafından ameliyat edilmek istersiniz. | TED | لو احتجت للخضوع لجراحة، فأنت تريد أن يجريها عليك جراح مجاز من المجلس الأعلى للجراحين. |
| Kurul başkanının bizlere mücadelemizin ne kadar muhteşem, ne kadar samimi olduğunu söylemesi çok güzeldi. | TED | وما كان رائعًا، أن رئيس المجلس أخبرنا كيف كانت حملتنا مدهشة، وكيف كانت مخلصة أيضًا. |
| Evlat, benimle geleceksin. Kurul önüne çıkacaksın. | Open Subtitles | سترتحل طويلاً معى, ايها الصبى لتتمثل أمام المجلس. |
| Rahibe, Kurul olarak sizden şunu duymak istiyoruz... | Open Subtitles | أيّتها الأخت، المجلس يودّ أن يسمع منكِ .. |
| - Lütfen endişe etmeyi kes. - Genel Kurul toplantısını erteleyebilirim. | Open Subtitles | . توقف عن القلق - . يمكننى إلغاء إجتماع المجلس - |
| Hayır, Kurul iki hafta sonraki perşembe günü toplanacak. | Open Subtitles | لا سوف يعقد المجلس مره أخرى بعد اسبوع من يوم الثلاثاء |
| Kurul bu sefer egomu tatmin etmek için... bana izin vermek zorunda. | Open Subtitles | يجب على المجلس ان يسمح لى هذه المرة بإرضاء هوى نفسى |
| Bir Kurul üyesinin ithamı varlığında aksini kanıtlamak amaçlı tanık kabul edilebilir. | Open Subtitles | يُسمح للمتقدمين بوجود شهود لتفنيد إتهامات تم توجيهها من أحد أعضاء اللجنة. |
| Kurul, siz aptalların geçici mi yoksa temelli mi uzaklaştırılacağınıza yarın karar verecek. | Open Subtitles | , غدا اللجنة ستقرر إما إيقافكم او طردكم أيها الحمقى |
| Neden ben Kurul toplantısındayken, sen de kızlara etrafı göstermiyorsun? | Open Subtitles | لِمَ لا تُري الفتيات المكان ريثما احضر إجتماع مجلس الإداره؟ |
| Aramızda Kurul üyesi olmayan biri olduğuna dikkat çekmek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن اشير انه معنا عضو من خارج مجلس الادارة |
| Hiçbir grup, Kurul, konsey ya da komite tarafından bana iş verilmeyecektir ama ben bu işi almayı istiyorum. | Open Subtitles | بواسطة مجموعة، طاقم، مجلس أو لجنة ولكنى أود أن أقوم بهذة العملية |
| Kurul size akademik deneme süresi verme hakkına sahip. | Open Subtitles | للمجلس السلطة لوضعك تحت المراقبة للسلوك الأدبي |
| Bu festivalin BM Genel Kurul toplantısının yapıldığı zamana denk gelmesini sağlamıştık. Böylece sesimizi duymasını istediğimiz liderle bizi duymamazlıktan gelemeyeceklerdi. | TED | وتأكدنا أن يصادف موعد الحفل موعد انعقاد الجمعية العمومية للأمم المتحدة. حتي لا يستطيع القادة التي نحتاج أن يسمعوا أصواتنا تجاهلها. |
| Yine de, bölük komutanınızın tavsiyesi üzerine, bu Kurul kalmanıza karar vermiştir. | Open Subtitles | مهما يكن بالاستناد على التوصية من قائد فصيلتك قررت الهيئة إعادتك ستكون عقوبتك حبس لمدة 95 يوماً |
| Aslında düşünüyordum da yeni bir Kurul ya da başka bir şey kurmalıyız. | Open Subtitles | حسناً , بالواقع كنت افكر نحتاج لمجلس جديد أو شيئاً من هذا القبيل |
| Sadece siyasal geleceği değil aynı zamanda tüm geleceği Genel Kurul'daki konuşmasına bağlı. | Open Subtitles | مستقبله يتوقف كلية على حديثه فى الجمعيه العموميه |
| - Ama sizing Kurul doktorlarınızdan biri... - Hayır, hayır. Sen olmalısın. | Open Subtitles | .. ـ لكن أحد أطباء المحكمه ـ لا لا ، يجب أن يكون أنت |
| - Kurul toplamıyoruz. - Kurul olmasın. | Open Subtitles | -لا خزائن |
| Dümdüz devam edin. Genel Kurul toplantısı var. | Open Subtitles | هناك إجنماع للجمعية العامة للأمم المتحدة |
| - Kurul kapattı bizi. Görevler CIA'e devredildi. | Open Subtitles | سحبت اللجْنة عملياتنا وتم تسليمها لوكالة المُخابرات |
| Aldertree, Kurul ile görüşmeye Idris'e gidiyor. | Open Subtitles | سيذهب "ألدرتري" إلى "إدريس" للاجتماع بالمجلس. |
| Oh, Kurul biraz huysuz olabilir ama eminim ki her şey tanrının planına göre olacak. | Open Subtitles | ومجلس الادارة قد يكون ذو حزمة شائكة، ولكني متأكدة أن الموضوع سيسير حسب خطة الرب |