"nereye" - Translation from Turkish to Arabic

    • أين
        
    • اين
        
    • مكان
        
    • لأين
        
    • حيث
        
    • أينَ
        
    • وأين
        
    • حيثما
        
    • إين
        
    • فأين
        
    • المكان الذي
        
    • بمكان
        
    • إليه
        
    • إلامَ
        
    • أينّ
        
    Büyük bir otoparka park ettiğimizde, arabamızı nereye bıraktığımızı nasıl hatırlıyoruz? TED حين نركن في موقف سيارات كبير، كيف نتذكر أين ركننا سيارتنا؟
    Tek yapmanız gereken misyonu programlamaktır, insansız hava aracına nereye uçacağını söylemek için. TED كل ما عليك القيام به تحديد مسار الرحلة أن تقول للطائرة أين تطير.
    Eğer bu gerçekçi analizi kabul ediyorsanız, ama acele etmeniz gerektiğini hissetmiyorsanız, o zaman bu sizi nereye götürür ki? TED إذا كنتم تتفقون مع التحليل المبني على الحقائق ولكن ليس لديكم شعور بالحاجة الماسة فإلى أين يصل بكم ذلك الأمر؟
    Sadece meraktan soruyorum, Büyük Kanyon'un üstünde uçarken nereye indiniz? TED بداعي الفضول فقط، اين هبطت عندما حلّقت فوق الوادي الأعظم؟
    Ne zaman iş seyahatine çıkacak olsam, içme suyumun nereden geldiğini bulmaya çalışırım, dışkımla idrarımın nereye gittiğini de. TED عندما يحصلُ وأسافرُ من أجل العمل، أحاولُ معرفة من أين يأتي ماء الشرب الخاص بي، وأين يذهبُ برازي وبولي.
    soyle sorunlar icin bir yardima ihtiyac duyduklarinda nereye giderler? TED أين يذهبون حينما ما يحتاجون الى مساعده من هذا القبيل؟
    Ve bugün burada hepiniz, bir sonraki adımda nereye gidebileceğimizi tahmin edebiliyorsunuz. TED وجميعكم هنا يمكن أن تتخيلوا و تشكلوا أين يمكن أن نمضى قدماً.
    Karanlık bir odaya girdiğimizde içgüdüsel olarak nereye uzanmamız gerektiğini biliriz. TED نحن نعرف أين تقع تلك المفاتيح غرائزيا عندما ندخل الغرف المظلمة
    Bir kutu içinde bir bitki modellerken, aslında, sınırları nereye çizeceğimi bilirim. TED عندما أصمم نباتا في علبة ، حرفيا، وأنا أعلم أين أجعل الحدود.
    Onları nereye yapıştıracaksınız? Sadece çok fazla tasarım aracınız var. TED أين ستضعها؟ لا يوجد لديك الا البعض من أدوات التصميم.
    O zaman nereye gidersin? Kalp ameliyatına falan ihtiyacın olabilir. TED عندها أين ستذهب؟ ربما تحتاج لعملية جراحية أو شئ ما.
    - Ama bu dediğim dört saat önceydi! - nereye gitmiş olabilir? Open Subtitles ذلك كان منذ أربع ساعات هل لديك أى فكرة أين ذهب ؟
    nereye giderseniz gidin o adamlar sizden çok uzakta olmayacak. Open Subtitles هؤلاء الرجل لن يكونوا بعيدين جداً لا يهم أين ستذهبين
    Şimdi söyle bakalım; eğer bir hazinen olsaydı, nereye saklardın? Open Subtitles والآن . إذا كان لديك كنزاً أين كنت ستخبأه ؟
    Şimdi arabanın gitmiş olduğunu öğrenmişlerdir... ama nereye gittiğini bilmiyorlar. Open Subtitles لاكن الآن يعرفون ان السيارة ذاهبة لكنهم لا يعرفون أين
    nereye gideceğim veya müşterimin kimliği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Open Subtitles لم يكن لدىً فكرة الى اين انا ذاهب أو من هو موكلى.
    Telefon geldi ve hemen çıktım, ama nereye gittiğimi söylemedim. Open Subtitles وأنا الذى استقبل المحادثة,واخبرتك بذهابى, ولكنى لم أقل الى اين
    "Saat yediye beş kala bu pompalı tüfekle nereye gidiyor?" Open Subtitles اين يمكن ان يذهب فى الساعه6.55 ومعه هذا المسدس عزيزتى
    Örneğin, makineyi nereye koyacaklarına karar vermek yaklaşık 3 seneyi buldu. TED على سبيل المثال، تطلب الأمر منهم 3 سنوات ليقررو مكان بنائه.
    Katil bana yaptığı gibi arayıp nereye gideceğini bizzat söyleyebilirdi. Open Subtitles كان بإمكان المفجّر أن يخبره لأين يذهب مثلما فعل معي
    nereye? Bizi burada da takip etti. nereye gidersek gidelim,bizi bulacak. Open Subtitles فلسوف تتبعنا حيث نذهب فلا يمكننا أن نقوم بالهرب إلي الأبد
    Hayır. Hayır. Seni sürtük nereye gidiyorsun? Open Subtitles لا، لا، لا، إلى أينَ أنتِ ذاهبة أيتها الحقيرة إلى هنا
    nereye koşarsan, atı oraya süreceğim ve durursan da kayışın çeliği beynine gömülecek. Open Subtitles حيثما تجرى سوف أنطلق و عندما تتوقف معدن هذا السوط سيستقر فى راسك
    Gittiklerinde nereye gittiklerini söyleyemeyiz. Ya da onlarla ne halt ettiğini. Open Subtitles حين يذهبا ، لا يمكنك أن تعرف إين ذهبا أو ماذا قد فعلت بهما
    Peki ben şu UFO çılgınlarından biriyle konuşmak isteseydim nereye gitmem gerekirdi ? Open Subtitles إنْ أردتُ التحدّث مع أحد مجانين الأطباق الطائرة الذين ذكرتَهم، فأين عساي أذهب؟
    Belki de bu yolculuğun bir kısmı nereye ait olduğumu öğrenmeye çalışmamla ilgiliydi. TED ربما جزء من هذه الرحلة هدفه محاولة البحث عن المكان الذي انتمي اليه.
    Demek ki para başka bir yere saklanmıştı, ama nereye? Open Subtitles لذا كان المال مخبئاً بمكان آخر , لكن أين ؟
    nereye gitmek istediğimizi biliyorduk ama oraya nasıl ulaşağımızdan tam olarak emin değildik. TED حسنًا، كنا نعرف هدفنا، لكننا لم نكن متأكدين تمامًا من كيفية الوصول إليه.
    Evet, sarhoştu ve çocuklar da uyuyordu. İşin nereye varacağını iyi biliyordum. Open Subtitles لقد كان ثملاً، وكان الصغيران نائمين وكنتُ أعرف تماماً إلامَ سيؤول الأمر
    Yemin ederim oğlunu nereye götürdüğünü bilmiyorum, o yüzden söyleyemem. Open Subtitles أقسِمُ ، لا أعلمُ الى أينّ أخذ أبنُكَ لذا لا أقدر أن أطلعُكَ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more