"okumuyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يقرأ
        
    • تقرأ
        
    • تقرأون
        
    • يقرأها
        
    • يقرأون
        
    • تقرأي
        
    • يرفض تعلم
        
    • يقراء
        
    İstismarcılar internet sitelerindeki kullanıcı sözleşmelerini okumuyor ve içerik coğrafi sınırları umursamıyor. TED لا يقرأ هؤلاء المعتدون اتفاقيات المستخدم للمواقع، والمُحتوى لا يحترم الحدود الجغرافية.
    Artık kimse basılı kitap okumuyor. Bunu ben bile biliyorum. Open Subtitles لا أحد يقرأ الكتب المطبوعة الآن حتى أنا أعلم هذا
    Sedgewick, görünüyorki, sinifta dikkatini vermiyor, efendim belirtilen okuma yerlerini de okumuyor. Open Subtitles لايبدو أنه ينتبه في الصف ولا يقرأ مايطلب منه
    Görünüşe göre daha önce federallerle yüzyüze geldin. Finans sayfalarını okumuyor musun? Open Subtitles ــ لقد قابلتهم قبل الآن, فهمتْ ــ ألم تقرأ النشرات الماليه ؟
    Bana katılmak ister misin? Gazeteleri okumuyor musun? Open Subtitles تريدين ان تشاركيني, هيا أنت لم تقرأ الصحف؟
    Cholly Knickerbocker. Sosyete haberlerini okumuyor musunuz? Open Subtitles تشولي نكربوكر، ألا تقرأون المقالات الاجتماعية؟
    Çünkü oradaki herkes büyük şapkalar takıyor." "Yönetimde olanların hiçbiri New Yorker okumuyor." Başka bir şey var mı? Open Subtitles بسبب كل شخص هنا يلبس قبعة كبيرة ولا أحد في موقع المسؤولية يقرأ النيويوركر
    Neden artık kimse gazete okumuyor diye mi ? Open Subtitles لم كل هذا لم يعد أحد يقرأ الأوراق حتى الآن هل هذه هى؟
    Neden doğrusunu okumuyor da uyduruyor? Open Subtitles لكنه لم يقرأ الرسالة بشكل صحيح لماذا غيرها؟
    - Kimse gazete okumuyor da ondan. - Peki diğer kanallardan biri? Open Subtitles ـ لأن لا أحد يقرأ الصحف ـ أحدى الشبكات الآخرى، إذاً
    Bu broşürleri dağıtmana mutlulukla izin veririm ama kimse broşür okumuyor. Open Subtitles يُسعدني أن أدعك تُعلقينها ولكن لا أحد يقرأ هذه النشرات
    Wangler'ın deliğe girmesini istiyorum. Wangler okumuyor değil. Open Subtitles أُريدُ أن يُزجَ وانغلار في الانفرادي - ليسَ الأمر أن وانغلار لا يُريدُ أن يقرأ -
    ama bilirsiniz, hiç gazeteyi okumuyor musunuz? Open Subtitles أجل ، لا ، أنا أعرف أننا لم نجلب فرقة منذ بضعة أشهر لكن ، ألم تكن تقرأ الجرائد ؟
    - On metre uzunluğundalar. Alıcılar iç mekan veya hayat belirtisi okumuyor. Open Subtitles لا تقرأ الأجهزة الحسية مساحة داخلية أو إشارة حياة على متنها
    İlahileri ve Tanrı'nın kitabını okumuyor olmamız, kötü şeylerden mi? Open Subtitles انه عندما لا تقرأ الانجيل و لا تغني الترانيم فانك تفعل اشياء سيئة ؟
    Çok sayıda haberi okumuyor olsaydanız buna inanmak zor olabilir. Ama bir çok yerde, tsunami sonrası, köylüler hâlâ dehşet içindelerdi. TED ربما يبدو هذا صعب على التصديق إلا إذا كنت تقرأ العديد من التقارير الأخبارية و لكن لازال القرويون في عدة مناطق خائفون من بعد كارثة التسونامي
    Ne var, donanma gazetesi okumuyor musun? Open Subtitles ماذا ، لم تقرأ رسائل الأخبار ؟
    Ben hiçbir şeyden korkmam. Gazeteleri okumuyor musunuz? Open Subtitles أنا لا أخاف من أي شيء ألا تقرأ الصحف؟
    Gazete okumuyor musunuz? Open Subtitles ألا تقرأون الصحف؟ لقد قاموا بصرفنا عن العمل.
    Bu ücretsiz. Kimse okumuyor! Herkes savaşa odaklanmış, herkes Bush'a odaklanmış; hayatla ilgilenmiyorlar. TED إنها مجانيه, لا أحد يقرأها. لأنهم مشغولون بالحرب. مركزون علي بوش; ليس لهم إهتمام بالحياه.
    Sadece eleştiri yapıp, okumuyor aynı zamanda rollerine bürünüyorlardı. Open Subtitles ليسوا فقط يقرأون أو يتحدثون نقديًا لكن كانوا يمثّلون هذه الأدوار.
    Son zamanlarda gazeteleri okumuyor muydunuz? Hayır. Open Subtitles لم تكوني تقرأي الصحف في الفترة الأخيرة؟
    Taktik kitabını okumuyor, filmleri izlemeye gelmiyor. Open Subtitles إنه يرفض تعلم قواعد اللعبة إنه يرفض أن يأتي لمشاهدة الأفلام
    Kimse o blogları okumuyor. Sadece sen okuyorsun. Open Subtitles لا أحد منا يقراء مدونة جوقة العروض فقط أنت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more