Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki, ses sınır kurallanıa uymaz. | TED | واريد ايضا ان انوه ان الصوت لا يحترم الحدود او الحواجز |
Ah! Siz Bastiano'dakiler sınır meselesi konusunda başımıza bir sürü iş açtınız. | Open Subtitles | أنت من الحصن الذي يسبب لنا صداعاً كثيراً بخصوص مسألة تلك الحدود |
-Senin derdin de bu çok fazla sınır koyuyorsun. Biraz rahat olmalısın. | Open Subtitles | هذه هي مشكلتك, لديك الكثير من الحدود عليكي ان تتركي الأمور قليلاً |
Şimdi, müziğimi insanların kalplerine erişmek için kullanıyorum ve bunda bir sınır görmüyorum. | TED | الان، انا استخدم موسيقاي لأصل الى قلوب الناس واكتشفت انه لا توجد حدود |
sınır gezegenlere kaçtım, halktan biri gibi konuşmayı öğrendim ve iş bulmaya geldim. | Open Subtitles | إذاً , أنا مضيت خارج الحدود لكى أتعلم كلمة كلا جئت لأيجاد عمل |
Yanına sınır karakolundaki adamlarımızdan 2 ya da 3 kişiyi alsan iyi olacak. | Open Subtitles | . من الافضل ان تاخذ اثنين او ثلاثة من رجال دورية الحدود معك |
Bu mesele aydınlanana kadar seni sınır devriyesi görevinden alıyorum. | Open Subtitles | سوف أنقلك من حرس الحدود حتي نفرغ من هذا الشيئ |
Beni bulmak için, yanında Gölgeler Kitabıyla sınır'ı geçip, geldi. | Open Subtitles | لقد عبرت الحدود و معها كتاب الظلال المحسوبة تبحث عني. |
İzinsiz giren olursa vursunlar diye sınır devriyesine para ödediklerini duydum. | Open Subtitles | سمعت إنهم دفعوا لدورية الحدود لإطلاق النار على المعتدين على مرأى |
sınır Devriyesi, sınırın bizim tarafında çoklu cinayet vakası tespit etmiş. | Open Subtitles | حرس الحدود إكتشفوا حادثة قتل جماعية في هذا الجانب من الحدود |
Bilim adamları uzayın şeklini bulmak için kozmosun derinliklerinde bir sınır hattı arıyor. | Open Subtitles | العلماء يلاحقون أبعد مايمكن من الكون محاولين تحديد الحدود الخارجية لمعرفة شكل الكون |
Radyasyon sınır duvarının 100 metre ötesindeki bir sitede doğmuş. | Open Subtitles | ولدت فى مبنى على بعد مائةُ مترِ من جدران الحدود |
Birleşik Devletler ve Meksika arasındaki sınır 2,000 mil boyunca uzanır. | Open Subtitles | الحدود الفاصلة بين الولايات المتحدة والمكسيك على بعد مسافة 2000 ميل |
Artık buralarda biraz sınır belirlemek doğru olur diye düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً، يبدو أنّ الوقت قد حان لتحديد بعض الحدود هنا. |
Buraya gelmek için 4 tane sınır geçmek zorunda değilim. | TED | لست بحاجة إلى عبور أربعة حدود لكي أصل إلى هنا. |
Bilim açıkça ve özgür irade ile çalıştıkça herhangi bir sınır olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | طالما أن العلم مفتوحاً وبإرادة حرة, فأنا أظن أنه لن يكون هناك حدود. |
-Diyorlarki benim gemimden kalkan gemiler her yerde sınır ihlali yapıyor. | Open Subtitles | هناك طائرات من سفينتي تنتشر على طول حدود ـ طاجاكستان ـ |
Ama senin için gökyüzü bir sınır.Sinagoga gideceğiz ve seni yahudi yapacağız. | Open Subtitles | لكن بالنسبة لك السماء هي الحد نحن ذاهبون إلى المعبد لتتحول يهودياً |
Başkan'ın teklif ettiği sınır yasaklarının uygulanmasında ordu bir rol oynamalı mı? | Open Subtitles | القيود الحدودية التي يقترحها الرئيس هل سيؤدي الجيش دوراً في فرضها عموماً؟ |
Çiftlerin cicim vaktine 5 yıl gibi bir sınır getirilmeli. | Open Subtitles | ينبغي أن يكون هناك حد خمس سنوات كفرق بين الأزواج |
Neden daha geniş bir sınır çizip tüm araştırma alanlarına hükmetmeyelim? | Open Subtitles | لماذا علينا رسم خط استبدادي و نتحكم فى كل مناطق التحقيق |
Bir sınır kasabasında 300 kadın kaybolmuştu, çünkü yoksul ve esmerdiler. | TED | 300 امراة قد اختفت في بلدة حدودية لانهن سمراوات و فقيرات |
Herif yüksek işlevli bipolar sınır kişilik bozukluğu olan biri. | Open Subtitles | حسنا ، انه عالية الأداء بين القطبين الشريط الحدودي السمات. |
Amerikan ordusu adına gizli bir deney programında çalıştı. "sınır Bilim" adı verilen alanda. | Open Subtitles | كان جزءاً من برنامج سري للجيش الأمريكي، ضمن ما يسمى بالعلوم الهامشية. |
Anne, seninle ilgili her şey karmaşık. Neden sınır çiziyorsun? | Open Subtitles | كل شئ معكِ يا أمي معقد لماذا نضع حدوداً الآن؟ |
Davayı almak için bu kadar sınır ötesi olması yeterli mi? | Open Subtitles | هل هذا يكفي لتكون جريمة عابرة للحدود ؟ لتطلب القضية ؟ |
- sınır Bilim Ekibi olay yerine gidip hasarın boyutunu değerlendiriyor. | Open Subtitles | يذهب فريق الهامشيّة أولاً لتحديد الأضرار |
Ve iş başarıya geldiğinde tek sınır, hiçbir sınırın olmayışıdır. | Open Subtitles | وعندما يتعلق الأمر بالنجاحَ الحدّ الوحيد هو أنه ليس هناك حدود. |
Mahkeme, sınır dışı etmeyi... ek bir ceza olarak görmüyor. | Open Subtitles | المحكمة لا تنظر لموضوع الترحيل كـ شكلاً من أشكال العقاب |
Burası San Diego körfezi ordu üssü, sınır kapısı sınır güvenliği. | Open Subtitles | ذلك خليج سان دييغو قاعدة الجيش , معبر حدودي أمن حدود |