Bize doğrultmuş makineli silahların olduğu uzun nöbetçi kulübesini hatırlıyorum. | TED | أتذكر أبراج الحراسة العالية وعليها أسلحة رشاشة موجهة إلينا. |
silahların profili, sahiplerini yakalamak için çok yol almamızı sağlar. | Open Subtitles | توصيف الاسلحة قد يخدمنا كثيرا في ايجاد الشخص الذي استخدمهم |
Federal ajanlara ve bölgede görevli memurlara ait tüm silahların kayıtları var elimde. | Open Subtitles | أجريت هذا الفحص على الحاسوب على كل الأسلحة.. المسجلة للعملاء الفيدراليين والضباط المحليين. |
Benimle bir N.R.A. toplantısına gel ve eğer hala silahların harika olduğunu düşünmüyor olursan, biraz daha tartışırız. | Open Subtitles | وإذا واصلت فكرة أن المسدسات ليست عظيمه , فسنقوم بالجدال أكثر |
Dostum, muhteşem silahların için sana teşekkür etme fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم تتسنّ لي الفرصة لأشكرك على أسلحتك المذهلة. |
silahların doldurulması için kadınlara da ihtiyaç var. | Open Subtitles | وأنتم تحتاجون أيضاً إلى النساء ليحشين البنادق في المعركة، لذا إختاروا شريكاتكم |
Yoksa biyolojik silahların yasaklanması için savaşan bir kadın onları niye kullansın? Bilmiyorum. | Open Subtitles | لماذا إمرأه حاربت من أجل منع إستخدام الأسلحه الحيوية تستخدمهم؟ |
Şimdi eğer nükleer silahların yayılmasının nükleer enerjinin yayılması ile bağlantılı olduğu gerçeğini değerlendirirseniz, çünkü bunu biliyoruz, örneğin: Hindistan ve Pakistan nükleer silahları, nükleer enerji tesislerinde uranyum zenginleştirerek gizlice geliştirdi. | TED | الآن إذا وضعت في الإعتبار حقيقة أن إنتشار السلاح النووي مرتبط بانتشار الطاقة النووية، لأننا نعلم على سبيل المثال، الهند وباكستان طورتا أسلحة نووية بسرية عبر تخصيب اليورانيوم في منشآت الطاقة النووية. |
Nükleer silahların kullanımına yetki verilmiştir. Ben İkinci Subay. | Open Subtitles | أمر إطلاق أسلحة نووية ، قد تم منحه هذا هو الضابط التنفيذي |
Orada bir tür suça yönelik ateşli silahların bulunduğu depo bulacaklarını düşünüyorlardı. | Open Subtitles | من أسلحة الجريمة وذخيرة حربية لقد وصلنا إلى الهدف |
Adaleti ve silahların kullanım hakkını elinde tutan devlettir, bireyler değildir. | Open Subtitles | الدولة و ليس الأشخاص هي المسؤولة عن العدالة وشريعة استخدام الاسلحة |
Birdenbire, sivil toplum kuruluşları yalnızca sokaklarda, sloganlarını hayıkırmıyor, aynı zamanda onları müzakerelere götürüyorlardı, kısmen bu silahların kurbanlarını temsil ettikleri için. | TED | بمحض الصدفة المنظمات غير الحكومية كانت تقف في الشوارع ينادون بشعارتهم فقط لكن بأخذهم في حوارات جزئيا لانهم يمثلون ضحايا تلك الاسلحة |
silahların, öldürme amacı dışında onu cezbeden başka bir yönü var. | Open Subtitles | انه شيء اخر عن الاسلحة هو الذي يجذبه، ليس القتل |
Başkan Hanım, geri çekilmeye rağmen ben hâlâ silahların orada olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة، على الرغم من النكسة فإني واثقٌ بأن الأسلحة لاتزال هنالك |
Peki istediğini söylediğin bu silahların parasını nasıI ödemeyi düşünüyorsun? | Open Subtitles | وكيف تريد أن تدفع مقابل هذه الأسلحة التي تريدها ؟ |
Ne zaman kendimi yalnız ya da depresyonda hissetsem, buraya gelirim. ...ve bana "silahların eğlenceli şeyler olduğunu" hatırlatır. | Open Subtitles | عندما اكون وحيدة او يائسة أتى الى هنا وهذا يذكرنى أن المسدسات ممتعة |
Önerilen taktik: Zırhın ve silahların bütün kontrolünü bana ver. | Open Subtitles | إمنح لى السيطرة الكاملة على أسلحتك و درعك. |
İnsanlar yüzleri üzerine düşmüştü ve meydanın karşısındaki otelden, silahların namluları görünüyordu. | Open Subtitles | الحشود على وجوهها في الساحة أمام البنادق و الأسلحة تبرز من الفندق موجهة عليهم |
Bizi silahların menzilinden çıkar. Bakalım ne yapcaklar. | Open Subtitles | أبعدونا خارج مجال الأسلحه لنرى مالذي سيفعلونه |
Köy, bize biyolojik silahların kaynağı olarak bildirilmişti. | Open Subtitles | كان يفترض أن تكون مصدراَ للأسلحة البيولوجية |
Bu bıçakların ve silahların dünyasında nereye giderse, hep takdir edilecek! | Open Subtitles | في هذا العالم المليء بالأسلحة والسكاكين وحيثما يذهب تانغ لونغ سينتقل دائماَ لوحده |
Kılıç, hala silahların en hafif olanı. | Open Subtitles | ما زالَ، السيف الأخفُّ مِنْ الأسلحةِ. |
Charleston'daki silahların %90'ının mermisi bunlardan zaten. | Open Subtitles | تسعون بالمئة من الاسلحه في تشارلستون هي من هذا العيار |
Kendi silahların sana geri dönebilir. | Open Subtitles | اسلحتك قد تتجيه ضدك. |
Bir fark göremiyorum. -Okullarda silahların olduğu görebiliyorum. | Open Subtitles | .لا , انا لا اري اي فرق .كل ما اراه ان هناك اسلحة في مدارسنا |
Bunlar senin silahların. | Open Subtitles | هذه أسلحتكِ |
Kansas'taki silahların yarısı duvarda asılı vaziyette. | Open Subtitles | لديك نصف مسدسات ولاية كنساس معلقة على الجدار الآن |