"siyaset" - Translation from Turkish to Arabic

    • السياسة
        
    • السياسية
        
    • سياسة
        
    • سياسي
        
    • السياسه
        
    • سياسية
        
    • بالسياسة
        
    • السياسي
        
    • والسياسة
        
    • للسياسة
        
    • السياسات
        
    • السياسيون
        
    • السّياسة
        
    • سياسته
        
    • بالسياسات
        
    Onlar için bu bir siyaset değil, bir amaca hizmet etmekti. TED وبالنسبة لهم لم يكن ذلك بسبب السياسة بل كان الخدمة لسبب.
    Eğer benim gibi 40'lı yaşlarındaysanız, neşeli siyaset dünyasına katılabilirsiniz. TED وإذا كنت في الأربعينات مثلي، تستطيع الانضمام إلى عالم السياسة.
    Ve ideal anlamında siyaset, daha iyi bir yaşama ve daha iyi bir topluma erişmek için ilişkiler ağımızı sürekli irdelememizdir. TED و السياسة في التفكير المثالي، هي الطريقة التي نوجه كلامنا بشكل مستمر لشبكة من العلاقات لتحقيق حياة أفضل و مجتمع أفضل
    Psikolojiden ve siyaset biliminden faydalanmaya ihtiyacımız var. TED سنحتاجُ إلى مساعدة علم النفس، والعلوم السياسية.
    Siyahilere madalya takılması, ABD Hükümetinin uyguladığı bir siyaset değil. Open Subtitles ليس من سياسة حكومة الولايات المتحدة توزيع الميداليات على الزنوج
    Sosyologlar, siyaset bilimciler ve filozoflarla bu soruya cevap verebilmek için görüşmeler yaptık. TED لقد تحدثنا إلى علماء الاجتماع وعلماء السياسة والفلاسفة لمحاولة الإجابة عن هذا السؤال
    Binlerce Avrupalı siyaset hakkında tartışmak için bir yabancıyla buluştu. TED التقى آلاف الأوروبيين بأشخاصٍ لا يعرفونهم ليتناقشوا في أمور السياسة.
    Eğer siyaset yapmak istiyorsanız, istifa edin ve seçimlere katılın. Open Subtitles إذا كنت تريدين دخول عالم السياسة استقيلي و ادخلي الانتخابات
    Kusura bakma Padmé, seni buraya siyaset tartışmak için çağırmadım. Open Subtitles اعذريني , بادمي . لم احضرك هنا لنتناقش فى السياسة
    Bence sen uzun bir süre siyaset tartışmamak için kaçış yollarını deniyorsun. Open Subtitles أعتقد أنّك تحاول إيصال أنّك لا تريد التحدث عن السياسة بعد الآن.
    Fakat çok zorlardır. Bilim hakkında mı ya da siyaset hakkında mı yazıldığı pek önemli değil. TED لكنه قوي بغض النظر أكانت الكتابة عن السياسة او العلوم
    Kurumlarla ilgili düşünmemiz gereken en önemli şeylerden biri de siyaset ile kurumların aynı şey olmadığıdır. TED الآن أحد أهم الأمور التي نحتاج للتفكير فيها بخصوص الحكومة هو أنها ليست مثل السياسة.
    Bu yüzden siyaset böylesine kabul görüyor. TED لهذا فإن السياسة غالباً ما تكون قبليةً.
    Ana akım siyaset bilimcilerin bu konuya bu kadar az ilgi göstermesi, ne acıklı bir durum. TED أعتقد أنه لمن المؤسف أن النظرية السياسية السائدة تبدي اهتمامًا قليلًا جدًا للعواطف.
    Bu, Afrikalıların, yalnızca silahın namlusuyla siyaset yapabildiklerini düşünenler için şaşırtıcı gelebilir. TED قد يكون هذا بمثابة مفاجأة لمن يعتقدُ بأن السبيل الوحيد لمشاركة الأفارقة في العملية السياسية هو من خلال تصويب البنادق.
    Senin gibi, doğayla siyaset arasında ayrım yaptık ve siyasete karşı doğal savunmamız vahşi siyasete sürüklendi. Open Subtitles كان لدينا تباين مثلك، بين الفطرة والسياسة. وكان دفاعنا الطبيعي ضد السياسة. قاد إلى سياسة وحشية.
    "Bakınca anlamazsın ama Avrupa'nın en büyük siyaset dehasıdır." Open Subtitles أتعرفِ , لاينبغى أن تعتقدى إنهُ يمكنكِ النظر إليه ولكن كانوا يقصدون أفضل عقل سياسي فى أوربا
    Televizyon da izleyemez. siyaset ve kızlar hakkında da onunla konuşma. Open Subtitles لا تجعله يشاهد التلفاز ولا تحدقه عن السياسه او البنات .
    Seni siyaset kurtları büyütmediği için hâlâ bir ruhun olabilir. Open Subtitles لم تكبري بين ذئاب سياسية. لا زلت تملكين ضميراً حياً.
    siyaset ile hiç ilgilenmek istemiyorlar. TED لا يريدون أن ينخرطوا في أي شيء له علاقة بالسياسة.
    Namuslu bir hayat sürüp çok çalışarak siyaset alanında ilerliyor. Open Subtitles لقد تسلق السلم السياسي بصدقه وعمله الشاق
    Bu dünyadan kendimi geri çektiğime inanamıyorum - hükümet, siyaset. Open Subtitles لا أصدق أني وضعت نفسي بهذا المكان مع الحكومة والسياسة
    Bu bağlamda siyaset biraz daha din gibi olmalı, daha az değil. TED وبهذا المعنى، يمكن للسياسة أن تتشابه مع الدين قليلًا، لا أقل من ذلك.
    siyaset sınırlı bir alandır; en önemli mesele toplumun ahlaki yapısıdır. TED السياسات هي مجال مقيد؛ ما يهم حقا هو الطبيعة الأخلاقية للمجتمع.
    Bizler, küreselleşmenin kaybedenleriyiz ama siyaset, krizden kurtulmanın tek yolunun daha çok çaba göstermek olduğunu söyleyip duruyor. Open Subtitles نحن الخاسرين من العولمه السياسيون يريدون منا ان نصدق ان الحلول الوحيده هي العمل بجد
    siyaset bir anlık bir şeyken bir denklem ise sonsuza kadar var olur. Open Subtitles السّياسة هي لهذه اللحظة، بينما المعادلة للأبد.
    Sadece bilmeni istiyorum, onun siyaset anlayışına katılmıyorum. Open Subtitles لعلمك فقط لا تعجبني سياسته
    - Dış siyaset konusunda çetin cevizler. Open Subtitles الامريكان صلبين كالفولاذ عندما يتعلق الامر بالسياسات الخارجية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more