| Ve müzikle bir şeyler anlatırken, ki bu temelinde sestir, her çeşit insana ve her türlü şeye ulaşabiliriz. | TED | وبقول شئ ما عبر الموسيقى، الذي هو في الأساس الصوت، عندئذ يمكننا الوصول لكل أنواع الأشياء وكل أنواع البشر. |
| ELA: İnsanlar bunu her türlü eğlenceli şey için kullanıyorlar. | TED | إ. ل. أ: الناس كانوا يستخدمون جميع أنواع أغراض المتعة. |
| Buradan çıkıp gidecek misin yoksa başka türlü mü halledeceğiz? | Open Subtitles | هل ستخرج من هنا أم ستجري الأمور بطريقة أخرى ؟ |
| Her türlü pislikle başa çıkmayı öğrenmeme yetecek kadar çok yanki ile savaştım. | Open Subtitles | لقد حاربت ما يكفي يانكيز لمعرفة كيفية التعامل مع أي نوع من الظربان |
| Ama larvaların bakış açısıyla, Her türlü karlı bir sonuç. | Open Subtitles | ولكنّ من منظور عالم الحشرات فهو مستفيد في كلا الحالتين |
| Dün gece ne kadar uğraştıysam da bir türlü dua edemedim. | Open Subtitles | لكنأنتبهلهذا. الليلة الماضية حاولت بكل قوة ولم أستطع أن أصلي صلواتي |
| Limuzinlere... akla gelebilecek her türlü içkiyi stoklam ak isterim. | Open Subtitles | أريد اللموزين أن تكون جاهزه وكل انواع الكوحل المعروفه للانسان |
| Konu seks olunca insanların her türlü karmaşık duyguları var. | TED | يمتلك الناس كل أنواع المشاعر المعقدة عندما يتعلق الأمر بالجنس. |
| İşte her türlü güzel şey bu sınıfta olmaya başlıyor. | TED | وتبدأ جميع أنواع الأشياء الجميله بالحدوث في الفصل الدراسي الفعلي. |
| Sen tutarsan, seni yaşatmak için halk her türlü zahmete katlanır. | Open Subtitles | اذا صمت, سيعاني الناس من كل أنواع المشاكل للحفاظ على حياتك |
| Hastanede çalışmanın en güzel yanı her türlü tıbbi bakıma ulaşabilmemiz. | Open Subtitles | أروع ما في العمل بمستشفى هو الحصول على كل أنواع الرعاية |
| Sonra sizi Müslümanlara her türlü zulmü yapan kafirlerin ve münafıkların topraklarına göndereceğiz. | Open Subtitles | ثمّ، سنرسلكم إلى الأراضي حيثُ المنافقون والكفار أوقعوا كل أنواع الوحشية على المسلمين |
| Körlerin bile jonglörlük yaptığını gördüm ama ben bir türlü beceremiyorum. | Open Subtitles | رأيت عميان يلعبون بها، لكن بطريقة ما تبدو مستحيلة بالنسبة لي. |
| Bende kendime öyle söylüyorum. Ama nasıl oluyorsa bir türlü aklıma girmiyor. | Open Subtitles | أجل، هذا ما أخبر نفسي به بطريقة ما، ليس الأمر مقنع كفاية. |
| O pezevenge karşı ifade vermen gerekiyor dediğimde de her türlü yardımımı reddetti. | Open Subtitles | وهي ترفض أي نوع من المساعدة. لأنني حثثتها على أن تشهد ضد المقامر |
| Sanki bir hengâmenin ortasındayım ve çıkış yolunu bir türlü bulamıyorum. | Open Subtitles | أحس أني عالق في نوع من الفوضى بدون أية وجهة منطقية. |
| Genel Müdür ise hiç yoktur. Benden yana boku yedin her türlü. | Open Subtitles | وهذا مضاعف مع مدير العمليات لذا حظك سيئ معي في كلتا الحالتين |
| Uzun süre bir ahırda yaşadım ancak bir türlü keyif alamadım. | Open Subtitles | لقد جرّبتُ ألوانَ الحياة في المزارع، لكنّني لم أستطع التأقلم معَها |
| Ve bunu yaparken, her türlü ön yargıyı kodluyordum. | TED | واثناء فعل ذلك، كنت اشفر جميع انواع التحيزات. |
| Diğer türlü bir insan sandalyede oturduğunu sanıp boynunu kırabilir. | Open Subtitles | وإلا يستطيع أي شخص أن يجلس على كرسي ويكسر عنقه. |
| Dekan Walcott başka türlü düşünüyor... ama notlarım en iyiler arasında. | Open Subtitles | العميد والكوت يرى خلاف ذلك ولكن تقديراتى أعلى بكثير من المعدل |
| Her türlü ekmeğiniz var ama çavdar yok. | Open Subtitles | لديك كل هذه الأنواع من الخبز وليس لديك خبز بنى. |
| Protein ihtiyacınızı her türlü yiyecekten sağlayacaksınız. | TED | سوف تحصل على البروتينات في أي نوع من المأكولات في كل الأحوال. |
| Bu kutuyu onu havluya sarıp koymak için yaptım ama bir türlü yapamadım. | Open Subtitles | حصلت على صندوق ومنشفة لكي اغلفه فيها لكن حينها لم استطع ان افعلها |
| Tetiği çeken oydu. Bir türlü de unutamadı, değil mi? | Open Subtitles | لقد ضغط على الزناد فعلاً، ولم يستطع نسيان الأمر، صحيح؟ |
| İlk olarak her türlü eğlenceli şey için odayı aramalıyız. | Open Subtitles | أوّلاً علينا أن نبحث في الغرفة عن أيّ وسيلة ترفيه. |
| Birdenbire, her türlü ulaşım, seyahat ve bilgi mümkün oldu ve bu da, bu adı vermeyi seviyorum, bürokratik çağı doğurdu. | TED | فجأة ، جميع أنواع النقل والسفر ومعلومات باتت ممكنة وهذا أنجب ما يحلو لي أن أسميه ، عصر البيروقراطية. |
| Üzerindeki bu baskıdan dolayı stresini atamadığından hırsını başka türlü almaya başladı. | Open Subtitles | وبما أن ذلك الضغط لم يكن ليهداء كان يجب أيجاد طرق أخرى |