Aslına bakarsan evlat, tanıştığın bu kız, o da mükemmel değil. | Open Subtitles | و دعنى أوفر عليك الحيرة الفتاة التى قابلتها ليست مثالية أيضاً |
Henüz tanıştığın birinden kurtulmanın en hızlı yolu ne diye düşünüyordum. | Open Subtitles | نعم.كنت افكر ما هي اسرع طريقة للتخلص من فتاة قابلتها للتو |
Neden sence Moskova'da tanıştığın ilk adam, kariyerinin en değerli ajanı haline geldi? | Open Subtitles | لماذا تظن أن أول شاب قابلته في موسكو أصبح رجلك الأول في مهنتك؟ |
tanıştığın o dürüst adam pek de dürüst değilmiş, değil mi? | Open Subtitles | الرجل المهذب الوحيد الذي قابلتيه لم يكن مهذباً كلية, أليس كذلك؟ |
- tanıştığın şu şarkıcı mı? - Bunu neden sana versin? | Open Subtitles | تلك المغنية التي التقيت بها على جمل لماذا أعطتك ليبي هذه الصورة ؟ |
İlk kez tanıştığın bir kız, yalnız başına, evine geliyor. | Open Subtitles | المرة الأولى التى تقابل فتاه جاءت إلي بيتك الفارغ بمفردها |
ne yani reklam sektöründe tanıştığın ilk homo mu? | Open Subtitles | ماذا، هل هو أول رجل شاذ تقابله في الإعلانات؟ |
Lara'yı biliyorsun. Kulüpte tanıştığın kız arkadaşım. | Open Subtitles | أقصد, أتعرفين لارا صديقتي التي قابلتها في النادي؟ |
Bak, henüz tanıştığın birine, onu sevdiğini söyleyemezsin. | Open Subtitles | من الواضح انه لا يمكنك اخبار امرأة قابلتها للتو بأنك متيم بها |
Bak, henüz tanıştığın birine, onu sevdiğini söyleyemezsin. | Open Subtitles | من الواضح انه لا يمكنك اخبار امرأة قابلتها للتو بأنك متيم بها |
Birkaç saat önce tanıştığın bir şairle Paris'e gideceksin. | Open Subtitles | سوف تذهبين إلى باريس مع شاعر قابلته قبل ساعات |
Yani yeni tanıştığın çocuklarla ormanda oynaşıyor musun? | Open Subtitles | كنت في السيارة في الغابة مع شخص قابلته للتو؟ ؟ |
Sana hayatın boyunca tanıştığın tüm insanların... harika olacaklarını ve... o insanları sayacaklarını söylemek isterdim. | Open Subtitles | حسناً ، انظر ..انا اود ان اخبرك ان كل شخص قابلته فى تلك الحياه ..كان عظيم ويمكنك دائماً ان تعرف هؤلاء الناس |
Didi, Raj Avrupa'da tanıştığın kişi değil mi? | Open Subtitles | ديدي، هل راج، الواحد الذى قابلتيه في أوروبا؟ |
Demek istedigim, düşün ki bu seyahatte tanıştığın birine aşık oldun. | Open Subtitles | أعني، تخيّلي بأنّك أحببت شخصا ما قد قابلتيه في الرحلة هنا... |
Ve sonra, yaşlı marangozla tanıştığın güne ulaşıyorsun. | Open Subtitles | بعد ذلك, وصل اليوم الذي التقيت فيه بالنجار العجوز |
Üçüncüsünde, tanıştığın birisi sana zevki tattırabilir, gerçek zevki! | Open Subtitles | المرة الثالثة، هي عندما تقابل شخص ما يستطيع ان يعلمك النشوة , النشوة الحقيقية. |
Doğal görünmesi gerekiyordu, parkta tanıştığın biri gibi. | Open Subtitles | كان يفترض أن يبدو طبيعيا، كشخص تقابله عند بركة سباحة. |
Peki otobüste tanıştığın bütün o ilginç insanlar? | Open Subtitles | اذن كل هؤلاء الناس المثيرة الذين قابلتهم فى الحافلة |
Benimle tanıştığın gün bana âşık olmuştun ve iki yıl boyunca bütün kadınlarının hayal ettiği erkektin. | Open Subtitles | لقد عشفتني منذ أول يوم قابلتني فيه, ولدة عامان كنت رجل أحلام كل امراءة, تعلمُ ذلك؟ |
Eminim sen barda tanıştığın birinin evine... ..gitmeyecek kadar hanımefendi bir insansın. | Open Subtitles | أراهن انك سيدة راقية للذهاب الى منزل أحدهم التقيته للتو في حانة |
tanıştığın ya da sana bahsettiği birisi? | Open Subtitles | شخص ما إلتقيت به أو كان يتحدث عنه والدك؟ |
Adamla tanışmazsın. tanıştığın zaman öldün demektir. | Open Subtitles | أنتِ لا تقابلين الرجل, فعندما تقابلينه تدركين أنكِ ميتة |
O saunada tanıştığın bir kadın mı? | Open Subtitles | هل هى امرأة ما قابلتيها وأنت في حمام البخار؟ |
Ve sonunda - son kez kusura bakma diyeceğim - tanıştığın başka birini düzersin, ona aşık olduğunu düşünüp onunla evlenirsin. | Open Subtitles | و قد ينتهي بك الحال و اعذري لغتي الفرنسية، للمرة الأخيرة للتعرف على رجلٍ آخر قابلتِه |
Biriyle tanıştığın zamanki o kaçınılmaz güne veya üniversiteye gitmeye ve hayatımın normal gidişatına bakmaya hazır olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أعتقد أني مستعدة ليوم لا مفر منه عندما تلتقين آخري او ارحل للكلية او الامر يأخذ دورته وينتهي |
Yeni tanıştığın biriyle 3200 kilometre mi gideceksin? | Open Subtitles | هل ستقود لمسافة 2000 ميل بصحبة رجل إلتقيته لتوّك؟ |