| Tam da böyle. Şimdi, eğer hayat varsa Dutch onu bulur. | TED | إنه بالضبط ما حدث الآن، إذا كان هناك حياة فالهولنديون سيكتشفونها. |
| Bir kıza güzel vakit geçirtmeyi bilen biri varsa, o da Ashley'dir. | Open Subtitles | وإن كان هناك من يعرف كيف يجعل فتاة تستمتع بوقتها فهو آشلي |
| Odaya davet edildiyseniz, o masada bir yeriniz olduğunu bilin ve o masada bir yeriniz varsa konuşma sorumluluğunuz da vardır. | TED | إذا كنت قد دُعيت للغرفة، تعرف بأن لديك مقعدًا على تلك الطاولة، وإذا كان لديك مقعد على الطاولة، عليك المسؤولية للتحدث. |
| Soru 1: Eğer başka uzay boyutları varsa, hani nerede? | TED | السؤال الأول: إن كان بالفعل ثمة أبعاد أكثر، فأين هي؟ |
| Ama bildiğim bir şey varsa o da, yatıya kalmazsan mutlu olmadıklarıdır. | Open Subtitles | ولكن الأمر الوحيد الذي أعرفه هو أنهن يحزنّ إن لم تقضِ الليلة |
| Burayı hak eden biri varsa o da sensin dostum. | Open Subtitles | إذا كان هناك من يستحق ذلك فإنه أنت يا بنى |
| Dinle beni... ..ortada gırtlağı parçalanarak ölen bir keçi varsa, sebebi köpeğim olamaz. | Open Subtitles | اسمع اذا كان هناك عنزة مقتولة , من غير الممكن أن يكون هو. |
| Derler ki evde her ne varsa... sonuçta refakatçi hanımın delirmesine sebep olmuş. | Open Subtitles | يقولون بأنة مهما كان هناك وما زال في البيت في النهاية الرفيقة اتجننت |
| Bir daha kimse bu eve girmesin. İçeride her ne varsa... | Open Subtitles | لا أحد يجب أن يدخل ذلك البيت ثانيةً مهما كان هناك |
| Aslında ziyaretimin sebebi zamanın varsa benimle gelir misin diyecektim. | Open Subtitles | في الحقيقة، جئت لأطلبك إن كان لديك وقت فراغ لترافقني. |
| İki tavuğun varsa, devlet birini alıp olmayana verir, diğeri sende kalır. | Open Subtitles | ولو كان لديك دجاجتين، ستأخذ الدولة واحدة، وتعطيها لرجل ليس لديه دجاج |
| Biraz aklınız varsa, bir an önce evimden toz olursunuz. | Open Subtitles | لذا ان كان لديك أى عقل فلتخرج من منزلى بسرعة |
| Komiserim, yapabileceğiniz bir şey varsa durmayın yapın, neredeyse bulun onu. | Open Subtitles | ملازم إن كان هناك أي شيء افعله .. اخرج واعثر عليه |
| Bu dünyada bildigim bir sey varsa o da havayolu sirketleridir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أعرف عنه في هذ االعالم هو خطوط الطيران |
| Eğer yardım edebileceğiniz herhangi bir yol varsa, lütfen ama lütfen, edin. | TED | إذا كنت تعتقد أن بإمكانك مساعدتنا بأي طريقة، أرجوك.. أرجوك أن تفعل. |
| Eğer bir kaliten varsa onunla iftihar etmelisin. Bu senin özelliğindir. | Open Subtitles | إذا كنت تملك صِفة، كُن فخوراً بها دعه يعرّفك، مهما كان. |
| Eğer bir silahımız varsa ruhsal sağlığımızı korumak için oldukça özen göstermeliyiz, böylelikle hastalık durumunda tetiği çekmeye meyilli olmayalım. | TED | إذا كنا نمتلك سلاحًا، فيجب علينا أن نلتزم بصرامة بالحفاظ على استقرارنا النفسيّ. لكي لا نسحب الزّناد خلال أوقات المرض. |
| Komiser, size yardım edebileceğim bir şey varsa, lütfen çekinmeyin, beni arayın. | Open Subtitles | ملازم لو أن هناك أي مساعدة أستطيع تقديمها لا تتردد بالاتصال بي |
| Ya bazı şeyler varsa ki iyi bir ilişki bile asla karşılayamazsa? | TED | ماذا إذا كانت هناك أشياء لا تستطيع حتى علاقة جيدة أن تقدِّمها؟ |
| Yanlışım varsa düzelt. Şİmdi sen 20 kilo malı çaldırdığını söylüyorsun. | Open Subtitles | صحح لي إن كنت مخطئاً، سرقوا منك عشرين كيلو من الممنوعات |
| Finansal çöküşten öğrenilmesi gereken bir şey varsa o da budur. | TED | اذا كان هنالك درس يمكن تعلمه من الانهيار الاقتصادي هو هذا |
| Parlak bir fikrin varsa şimdi onu yapmanın tam sırası. | Open Subtitles | إذا كانت لديك خدعة بارعة ما، فالآن الوقت المناسب لتنفيذها |
| Şayet yardım edebileceğim başka bir şey varsa, çekinmeden isteyin. | Open Subtitles | لو كنت ترغب في اية مساعدة فلا تتردد في الطلب |
| Bununla sorunu olan varsa, şu an istifa için iyi bir zaman. | Open Subtitles | اذا كان لدي احدكم مشكله مع هذا فهذا وقت جيد لتقديم الاستقاله |