"yağmur" - Translation from Turkish to Arabic

    • المطيرة
        
    • أمطار
        
    • تُمطر
        
    • المطر
        
    • الأمطار
        
    • الممطرة
        
    • المطرية
        
    • الامطار
        
    • للمطر
        
    • مطراً
        
    • المطرِ
        
    • ممطرة
        
    • والمطر
        
    • أمطرت
        
    • ممطر
        
    Bugün Orta ve Güney Amerika yağmur ormanlarında yaşayan sadece altı tür kaldı. TED اليوم، تبقّت ستة أنواع تعيش في ظلّات الغابات المطيرة في أمريكا الوسطى والجنوبية.
    İstemeyerekte de olsa Solomonların yağmur ormanlarındaki ekime yardımcı oldu. Open Subtitles عن غير قصد, قد ساعدوا على بذر غابات السولومن المطيرة
    Bugün hafif yağmur çiseliyor ve görebileceğiniz gibi biraz ıslandık. Open Subtitles لدينا أمطار متقطعة اليوم و نحن متبللون ، كما ترون
    yağmur yağdığı ve uyumak için bir yer aradığım her zaman. Open Subtitles أقتحم أيّ مكان إذا كانت تُمطر لأني أحتاج مكاناً للنوم فيه.
    Çok kısa bir süre içinde 18 cm yağmur yağdı TED 7 بوصات من المطر تساقطات على مدى فترة قصيرة للغاية.
    dedi. Cumartesi günü 2.000 kişi gelmişti, fakat yağmur yağdı. TED جعلت ألفين شخص يخرجون يوم السبت، لكن مع تساقط الأمطار.
    Biyolojik çeşitlilik ve yoğunluk okyanusun kimi bölgelerinde, yağmur ormanlarına kıyasla daha yüksek. TED والتنوع الحيوي والكثافي في المحيط هو أعلى مكاناً من الموجود في الغابات الممطرة.
    Tomrukçuluk, yağmur ormanlarının karşı karşıya olduğu en büyük tehlikedir. Open Subtitles الاحتطاب هو واحدٌ من أخطر التهديدات التي تواجه الغابات المطرية
    Genellikle atölyemde çalışmayı severim, fakat yağmur yağdığında ve garaj yolu bir ırmağa dönüştüğünde işte o zaman buna bayılırım. TED انا عادة احب العمل في متجري لكن عندما تبدء الامطار بالهطول و تتحول الطرقات الى انهار فانني بالفعل احب ذلك
    Burası kıtanın iç kesimlerindeki yağmur ormanlarıyla alay edercesine uzanan buzul ve donmuş göllerin egemen olduğu bir dünya. Open Subtitles إنه عالم تهيمن عليه الكتل الجليدية والبحيرات المتجمده. و على نقيض الغابات المطيرة المورقة التي وجدت في داخل القارة.
    Hepsinin üstündeki bir şey sayesinde bu yağmur ormanı var. Open Subtitles هذه الغابات المطيرة موجودة بسبب شيء واحد فوق كل شيء.
    Amazon yağmur ormanının kalbinden bir son dakika haberiyle karşınızdayız. Open Subtitles مباشرة من قلب غابات الآمازون المطيرة لدينا بعض الأخبار العاجلة
    Aslına bakarsak, bu okulun 11. yağmur mevsimini yaşıyoruz, gerçekten şiddetli, yatay muson yağmurlarından bahsediyorum, duvarlar sapasağlam dayanıyor. TED في الواقع، هذا هو الموسم الماطر الحادي عشر لهذه المدرسة أمطار موسمية قاسية وما زالت الجدران صامدة بقوة.
    Şehre inip "The Intermission" oynamalıyım. Eğer yağmur yağmazsa, onları dışarıda ele geçirebilirim. Open Subtitles سأؤدى فقط عرضى أثناء الاستراحة, وإذا لم تُمطر, سأُمسِك بِهم وهم خارجون.
    ve karın aksine yağmur buzu eritir ve buzullarımızın sağlığına zarar verir. TED وعلى عكس تساقط الثلج، تساقط المطر يذوب الثلج. والذي يضر بصحة الجليد.
    yağmur suyumuz ve lağım suyumuz aynı arıtma tesisine gidiyor. TED تذهبُ مياه الأمطار ومياه الصرف الصحي إلى نفس محطة المعالجة.
    yağmur ormanı araştırmaları için 10 milyon dolar yardımda bulunuyorum. Open Subtitles سأعطيهم عشرة ملايين دولار كمنحة لعمل أبحاث في الغابة الممطرة.
    Yeryüzündeki her vahşi yaşam alanında bu böyledir. Arkamda duyduğunuz Amazon yağmur Ormanları gibi... TED والأمر كذلك في كلّ موطن بري على وجه هذا الكوكب، مثل الغابة المطرية الأمزونيّة التي تستمعون صوتها الآن.
    Örneğin, su kullanımımızı azaltmak için yağmur suyunu kullanıyorlar mı? TED فهل هذه المشاريع تستهدف على سبيل المثال .. استغلال مياه الامطار هل تقلل استخدام المياه بصورة عامة
    Devasa bir karbon deposu ve inanilmaz bir biyoçeşitlilik dünyası ancak insanların aslında bilmediği bir gerçek daha var ki Amazon aynı zamanda bir yağmur fabrikası TED انها مستودع ضخم للكربون, انها مستودع ر ائع للتنوع البيولوجي, لكن الشيء الذي لا يعرفه الناس انها ايضا مصنع للمطر
    Yeryüzüne 40 gün 40 gece yağmur yağdıracağım. Open Subtitles سأسقط مطراً على الأرض أربعون يوما و أربعون ليلة
    Yani onca yağmur içini karartmıyor mu ? Open Subtitles أَعْني، كُلّ ذلك المطرِ. ألا يضايق احيانا؟
    Bizi de tıpkı yağmur ormanlarına girip ağaçları kesmeye başladığımız zaman böceklere yaptığımız gibi ezerlerse? TED وأبعدونا بعنف كما نبعد الذباب عنا عندما نتوغل في غابة ممطرة.
    yağmur, rüzgar ve de güneş ışığı, artık hepsi içeri girebiliyor. Open Subtitles سأبقي كل شيء مفتوحا من أجلك حتى أسمح بدخول الشمس والمطر
    Yerlerin kurumuş olması ne tuhaf. Dün gece yağmur yağmıştı. Open Subtitles من المضحك أن جفت الأرض اليوم لقد أمطرت الليلة الماضية
    yağmur yağıyordu ve yolun ortasına atladı. Open Subtitles كم تعلم, كان يوم ممطر .و هي قامت بعبور الشارع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more