| Umuyorum ki en azından yetişkinler kirli sudan uzak duruyorlardır. | TED | وانا أامل ان البالغين من الاسماك يتفادون هذه المياه الملوثة |
| Sonra savaş başlar başlamaz, sakat olan yetişkinler de kapsama alanına alınmıştı. | Open Subtitles | ثمّ عندما بدأت الحرب ، هذا القتل إمتـّد إلى المُعاقين البالغين أيضا |
| yetişkinler hiçbir şey yapmazken neden hep işim var derler? | Open Subtitles | كيف يقول الكبار بأنهم منشغلين في حين لا يفعلون شيئاً؟ |
| Sonra çocukları oyun alanına bıraktık ve tüm yetişkinler şişme oyun evine atladık. | Open Subtitles | ثم أصطحبنا كل الأطفال إلى الروضة ثم أخذ الكبار يقفزون في القلعة النطاطة |
| Şehir tasarımında çalışıyorum ve beklendiği gibi, çoğu şehir yetişkinler tarafından tasarlanıyor. | TED | أعمل في مجال التصميم الحضري، وليس مفاجئًا أن غالبية المدن يُصمّمها البالغون. |
| (Kahkahalar) Elbette, ona bu binanın sadece yetişkinler için olduğunu söylemek ve onu dişarı çıkarmak zorundaydım. Annesi hakkında bir şeyler geveledi ve ben | TED | بالطبع، كان علي إخباره أن المبنى للبالغين فقط وأن عليه الخروج لقد تمتم شيئاً بفمه عن أمه |
| Bizi mantıklı yetişkinler olarak görüyorlar. | TED | هم ينظرون الينا كبالغين ,بالغين عاقلين. |
| Her hayvanın, sonsuza kadar gençliği arkada bırakıp yetişkinler dünyasına girme vakti gelir. | Open Subtitles | ثمّة وقت يجب أن يخلّف كل حيوان فيه شبابه ويدخل عالم البالغين للأبد |
| Tabii ki. Ama önce yetişkinler biraz konuşmalı tamam mı? | Open Subtitles | بالتأكيد لكن نحن البالغين نحتاج الى القليل من الوقت أولاً؟ |
| Ve bu da bizim yetişkinler olarak onların aktifliğini yönlendirmede etkili olmayı öğrenmemiz anlamına gelir. | TED | وهذا يعني أن البالغين نحتاج أن نتعلم كيف نصبح مشجّعين فعّالين لنشاط طلابنا. |
| Ama diğer yetişkinler inanılmaz acı verici şeyler söylerler. | TED | ولكن البعض الآخر من البالغين يقولون أشياء مؤلمة بشكل لا يصدق. |
| Bebekler oynar, çocuklar oynar, yetişkinler oynar. | TED | الصغار يلعبون، الأطفال يلعبون، الكبار يلعبون. |
| yetişkinler genelde sıkıntıları düşünüyor, projenin bitmesi ne kadar sürecek, ne kadar harcama gerekecek ya da ne kadar tehlikeli olabilir gibi. | TED | يفكر الكبار حول المصاعب والعراقيل، وعن المدة التي سيستغرقها المشروع، وعن التكلفة المالية للمشروع وعن مدى خطورته. |
| Ama şunu öğrendim: Biz yetişkinler böyle bir ölümün adaletini anlamıyoruz diye çocukların ölmesi durmuyor. | TED | ولكن ما تعلمته هو: لا يتوقف الأطفال عن الموت بسبب أننا الكبار لا نستطبع فهم الظلم في فقدانهم. |
| yetişkinler birbirini çok ama çok sevdiğinde, sevgilerini birbirine göstermek isterler. | Open Subtitles | عندما يحبُ البالغون بعضهم كثيراً يريدون إظهار ذلك الحب والتعبير عنه |
| - En azından uyuduğunu sanıyorum. - yetişkinler beraber eve gider. | Open Subtitles | ـ على الأقل أعتقد أنه نائم ـ البالغون يذهبون للمنزل معاً |
| yetişkinler daha doğal davranırlar, ve çocuklar diğer çocuklarla daha kolayca oynarlar. | TED | البالغون تصرفوا بطبيعية اكثر, وأصبح الاطفال يلعبون بسهولة مع بقية الاطفال. |
| yetişkinler için olan prangalar ile çocuk ve yetişkinlerde kullanılmış dizginleri toplarım. | TED | أجمع أغلال للبالغين وقيود للبالغين وكذلك للأطفال |
| zararını karşılayamayız, çünkü otizmli çocuklar otizmli yetişkinler haline geliyorlar | TED | هذه الفرصة الضائعة, لأن أطفال يعانون من توحد يصبحون بالغين يعانون من توحد, |
| Biletler öğrenciler için beş dolar, yetişkinler için yedi dolardır. | Open Subtitles | وسيكون سعر التذاكر 5 دولارات للطلاب , و7 دولارات للكبار. |
| Bu ailede yetişkinler önce konuşmadan kaçıp kendi başlarına işe kalkışmaz. | Open Subtitles | الراشدون في هذه العائلة لا يهربون ويفعلون الأشياء بدون مناقشتها أولاً |
| 15 yaşındasın. yetişkinler ne yapar onu düşün. Ve onu uygula. | Open Subtitles | أنت بسن الخامسة عشر، فكر كما يفكر الناضجون ثم قم بهذا |
| Neden hep beraber oturup, yetişkinler gibi bu olayı konuşarak çözmüyoruz? | Open Subtitles | اذاً .. لماذا لا نجلس فقط ونتكلم عن ذلك مثل الراشدين |
| Evet, er yada geç, hepimiz sorumluluk sahibi yetişkinler olmalıyız. | Open Subtitles | نعم، عاجلاً أو آجلاً يجب أن نصبح جميعاً راشدين مسئولين |
| Bu şehri de. Altına yapan yetişkinler. | Open Subtitles | و هذه المدينةالرجال الناضجين يلطخون أنفسهم |
| Farklılıkları gün ışığına çıktığında bunları kelimeler yoluyla sonuca bağlayan birer aklı selim, olgun yetişkinler olduğumuzu düşünmüşümdür hep. | Open Subtitles | ولم يكن له داعٍ مطلقاً, أعتقد أننا أذكياء, ناضجون بالغون, يمكننا حلّ نزاعاتنا متى ماوقعت, بالطرق السلمية والنقاش |
| Bu yetişkinler yalnızca birkaç hafta yaşar ve şimdi de tek odakları cinsel ilişkidir, yani, genlerini gelecek ateş böceği nesillerine aktarmaktır. | TED | لا تعيش هذه اليراعات البالغة إلا لبضعة أسابيع، وهي الآن تركز بثباتٍ على الجنس أي على دفع جيناتها إلى الجيل التالي لليراعات. |
| Beni Margaritalarla bekleyen yetişkinler var. | Open Subtitles | هناك راشدون حقيقيون ينتظروني بشطائر المارجريتا |