"yetkisi" - Translation from Turkish to Arabic

    • سلطة
        
    • السلطة
        
    • تصريح
        
    • صلاحية
        
    • الصلاحية
        
    • تفويض
        
    • ترخيص
        
    • التصريح
        
    • مصرح
        
    • تصريحاً
        
    • صلاحيات
        
    • الصلاحيات
        
    • السلطه
        
    • نفوذ
        
    • الترخيص
        
    O zaman bilirsin. Ordunun kendi personelini yargılama yetkisi vardır. Open Subtitles يفترض أن تعلم ذلك إذن فالجيش له سلطة على أفراده
    Katı kuralları uygulama yetkisi bana verilmedikçe teklifleriniz benim için kabul edilemez. Open Subtitles مالم يكن لدي سلطة لفرض أمر صارم.. فإن خططك غير مقبولة لدي..
    Başkanın özel bölgeler üzerinde bu yetkisi var. Af gerçek. Open Subtitles ،هو لديه السلطة الكامله على الأرض فالعفو حقيقي، أنه القانون
    yetkisi olmadan emir verdiği taktik takımı 10 dakika içinde hazır olacak. Open Subtitles الفريق التكتيكي الذي أمر به بدون تصريح سيكون مستعداً بعد 10 دقائق.
    Bu virüse ulaşma yetkisi olan kişiler, böyle bir şey yapmazlar. Open Subtitles إن الموظفين العاملين هناك والذين لديهم صلاحية الدخول للفيروس لن يقوموا بشيء كهذا هل أنتي متأكدة؟
    Takip protokolüne ulaşım yetkisi olan herkesin ismini ve geçmişini istiyorum. Open Subtitles أريد أسماء وخلفية كل من لديه الصلاحية بمعرفة عمل أجهزة التعقّب
    Kamu Güvenliği Bürosunun artık bu sorunu araştırma yetkisi yok. Afedersiniz? Open Subtitles مكتب الأمن العام ليست لديه أيّ سلطة للتحقيق في هذه المسألة.
    - Ya arama emrin? - FBI'ın burada yetkisi yok. Open Subtitles هل معك تصريح ليس لدى الفيدراليون سلطة هنا
    Burada hiçbir yetkisi yok ve ben Anna'yı herkesten iyi tanıyorum. Open Subtitles هو ليس له سلطة هنا، وأنا أعرف آنا أفضل من أي واحد.
    Onu saraya geri getirtirim ancak yetkisi olan herkes yemini kabul ederse. Open Subtitles سارجعها الى بلاطى الملكى أن تم تقديم القسم من كل رجال السلطة من أصحاب الشأن وكذلك الأقل منهم.
    Mükemmel bir akıl hocası olmasına rağmen bu gibi durumlarda yetkisi yoktur. Open Subtitles على الرغم من انها مشرفة كبيرة الا انها ليس لديها السلطة فى هذه الامور
    Bu kurulun teknik heyetteki birisinin işine son verme yetkisi yok. Open Subtitles هذه الهيئة ليست لديها السلطة لفصل أحد الموظفين
    Bunun arkasındaki her kimse FBI dosyalarına erişebilme yetkisi var. Open Subtitles مهما كان ، فهو لديه تصريح للدخول لملفات مكتب التحقيقات
    Kongre Salonu'na giriş yetkisi olan herkesin bir listesi olmalı. Open Subtitles لابد وأن هناك قائمة بكل من لديه تصريح مرور للقاعة
    Sadece üst düzey çete elemanlarının giriş yetkisi var. Open Subtitles فقط الرؤوس الكبيرة في العصابة لها صلاحية الدخول
    Kara alma yetkisi kimdeyse sadece onunla konuşacağım Open Subtitles فقط أتكلم مع الشخص الذي يمتلك الصلاحية لأتخاذ القرار
    Burada esas düşünce, politikacılara, bizi temsil etme ve bizim adımıza hepimizi etkileyecek kararları alma yetkisi verilmesidir. TED الفكرة الأساسية هي أن السياسيون يتم إعطاؤهم تفويض للحديث نيابة عنا، لأخذ القرارات نيابة عنا التي تؤثر علينا جميعاً.
    Kolonilere saldırı gerçekleşmeden önce... - ...erişim yetkisi seviyeniz yüksek miydi? Open Subtitles قبل الهُجوم على المُستعمرات أكان لديك ترخيص أمنى عالى المُستوى ؟
    Bunu alamam George. Yalnızca CTU müdürünün böyle erişim yetkisi vardır. Open Subtitles لا يمكنى ان استملها يا جورج المدير هو فقط من يمتلك هذا التصريح
    Geçen yıl bir süreliğine burada görev yaptığı için giriş yetkisi vardı. Open Subtitles هو مصرح له بالدخول لأنه عُين هنا لفترة قصيرة خلال العام الماضي.
    Araştırmam gösterdi ki bu gruptaki kişilerin hücrenin bulunduğu alana giriş yetkisi yokmuş. Open Subtitles أظهرت أبحاثي أنّ هذه الفئة لا تملك تصريحاً أمنيّاً، لدخول منطقة الحجز
    Bu konuda, bizimle aynı düşünen "Bir Ulusal Güvenlik Birimi" analizcisi nihayet çalışmalarını tamamladı ve Echelon programına giriş yetkisi aldı. Open Subtitles محلل بالأمن القومي متعاطف مع أهدافنا شق طريقه و حصل على صلاحيات الوصول لبرنامج القفل
    SWAT' lara banka soyguncularının federallerin yetkisi alanında olduğunu hatırlatın. Open Subtitles ذكر فريق التدخل السريع ان سارقي المصارف هم من الصلاحيات الفيدرالية
    Herkesçe tanınan ve yetkisi olan biri ona kefil olabilir. Open Subtitles يجب أن يكون شخص في مكانة بارزة ولديه السلطه لكفالته
    yetkisi olan adam! Beni korkutabileceğini mi sanıyorsun, seni aciz, küçük adam? Open Subtitles رجال ذو نفوذ هل تظن أن بإستطاعتك إخافتي،أيها الرجل القصير؟
    İstenildiğinde bu ülkelerin istilası için planları etkinleştirme yetkisi istiyorum. Open Subtitles اطلب الترخيص لتنشيط الخطط لغزو تلك البلاد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more