Madem artık takip cihazı takmıyorsunuz, ne işiniz var hâlâ burada? | Open Subtitles | إذاً . أن كنتما لا تضعون أجهزة مراقبة لماذا أنتم هنا |
Acemilere takip cihazı takmanın gereksiz olduğunu söylediğini hatırlıyor musun? Bölgede ne var? | Open Subtitles | أتتذكر عندما قلتُ أن وضع أجهزة تعقب على المجندين الجدد كان آمراً متهوراً؟ |
Bütün cep telefonu ve çağrı cihazlarını çıkartın ve yere atın. | Open Subtitles | أخرجوا الهواتف الخلوية و أجهزة النداء و أرموها على الأرض هنا |
cihazlar için arandığın zaman, elinle vericiyi devre dışı bırak. | Open Subtitles | عندما يفتشوك بحثاً عن أجهزة تصنت يدوياً قم بتعطيل الأرسال |
Ayrıca hiçbir şekilde kayıt aleti kullanmayacaksınız. Doğru. | Open Subtitles | حسب إعتقادي أيضا بأنّك لن تستعملي أي أجهزة تسجيل من أي نوع |
Tüketiciler yüz dolar vererek bazı cihazlar satın alıyorlar, mesela bu cihaz gibi: FitBit. | TED | يمكن للمستهلكين اليوم شراء أجهزة تساوي مئات الدولارات. مثل جهاز بيت فيت هذا. |
Onlar müthiş teknolojik aletler, harika makineler ve füzyon yapılabileceğini gösterdiler. | TED | فهي قطع تيكنولوجية مذهلة، أجهزة رائعة، أثبتت أن الانصهار أمر ممكن. |
Sığır Eti Test cihazı reklamlarının resmi olarak kaldırılacağını duyurdu. | Open Subtitles | في مؤتمر صحفي أعلن فيه منع تسويق أجهزة اختبار اللحم |
Aynı zamanda işitme kaybının farkındalığını arttırmak için ve işitme cihazı takmanın normalleştirilmesi için bir kampanya düzenlediler. | TED | كما وضعوا أيضًا حملةً لزيادة الوعي عن ضعف السمع ولمحي هذه الوصمة المرتبطة بمن يستخدمون أجهزة تحسين السمع. |
Bunun içinse nöronların bir çeşit elektrikli kayıt cihazı veya bir mikroskopla çok yakınına girmek gerekir. | TED | ولكن لفعل ذلك، يجب أن تقترب جداً من الخلايا العصبية باستخدام نوع من أجهزة التسجيل الكهربائي أو المناظير. |
Gün boyunca ceplerimizde takip cihazı taşıyoruz. | TED | نحن نحمل أجهزة تعقب في جيوبنا طوال اليوم. |
Eddie'nin eşyaları arasında, telsiz kayıt cihazı falan var mı? | Open Subtitles | في حاجيات إدي هل هناك أى نوع من أجهزة تسجيل لاسلكي؟ نعم فعلا .. |
Kocanızın ve Yüzbaşı Streck'in giydikleri elbiselerde... otomatik ses kayıt cihazı vardı. | Open Subtitles | البذلات التي كان يرتديها زوجك وكابتن ستريك بها أجهزة تسجيل داخلية ، اسمعي الأصوات |
Ya o evlerin klimalarını, su pompalarını ve tüm cihazlarını alırsam? | Open Subtitles | ربما سآخذ جميع أجهزة التكييف جميع مضخات المياه وجميع الأجهزة هذهالمنازل؟ |
Hayır, dinleme ve izleme cihazı bulma aleti. | Open Subtitles | لا إنها أجهزة لكشف أجهزة التنصت الصوتية والفيديو |
Yakın zamanda Joe adında biriyle çalıştım. Kendisi bir tıbbi cihaz firmasında çalışıyordu. | TED | لذا، مؤخرًا، عملت مع مسؤول تنفيذي يسمى جو، وجو يعمل لصالح شركة أجهزة طبية. |
Burada gördüğünüz simaskop gibi aletler, siyamatik desenleri bilimsel olarak gözlemlemek için kullanılıyor. | TED | أجهزة مثل سيماتسكوب، التي يمكنكم رؤيتها هنا، تم استخدامها لمراقبة أنماط السيماتكس علمياً. |
Tipik donanım uzmanı. - Bu iş için genç değil mi? | Open Subtitles | ـ إنه إختصاصي أجهزة حاسوب ـ أليس صغيراً على فعل هذا؟ |
Muhtemelen Dr Langham bu kopyalama cihazını para karşılığı verdi. | Open Subtitles | محتمل أن الدكتور لانغهام فقط سلم أجهزة التقليد لأجل مقابل |
bilgisayarlar gelmiş geçmiş her bir şeyden daha hızlı şekilde ileriye gidiyor. | TED | تتحسن أجهزة الكمبيوتر أسرع من أي شيء آخر من أي وقت مضى. |
Çocukluğunu 1800'lerin sonunda yaşamış. O zamanlar doğru dürüst alet yokmuş. | Open Subtitles | لقد نشأ في القرن التاسع عشر لم تكن هناك أجهزة بعد |
Ben de aynı şeyi düşünüyordum, ancak bu kopyalama cihazları yüksek koruma altında. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر في نفس الشيء لكن لكن أجهزة المقلدون تحت حراسة مشددة |
- Saldırı sistemi hala açık. - Saldırı sistemini kapatın. | Open Subtitles | ـ سيّدى، لا تزال الأسلحة محمّلة ـ أوقفوا أجهزة الأسلحة |
Tüm tüpleri tekrar kontrol et. Evet. On dörtte bir. | Open Subtitles | أفحص مرتين كل أجهزة التنفس نعم من 1 إلي 14 |
Gwen'in ölçülerini merkezin güvenlik lazer taramalarından göre tahmin ettim. | Open Subtitles | لقد قدرت قياس جوين من أجهزة الأمن الليزرية الموجودة بالمقر |