Tasarımcı olmak istememin nedeni gerçek sorunları çözmek istememdi. | TED | أردت ان أكون مصممة لأنني أردت أن أحل مشاكل حقيقية. |
Okumaktan yorulunca... bulmaca çözüyorum ama onlar da çok basit. | Open Subtitles | . عندما أتعب من القراءة أحل الكلمات المتقاطعة ولكنها كلها سهلة جدا |
Bana benim laflarımı satma. Ve Onun sorununu çözmedim. | Open Subtitles | لا تستعمل السيناريو خاصتي بالإضافة إلى أني لم أحل مشكلة دوريس حتى الآن |
Peki, bunu Taş Devri'nde çözmem gerecekse her şeye rağmen eğlenceli olabilir sanırım. | Open Subtitles | حسنًا , إذا كان لا بد أن أحل القضية في العصر الحجري أفترض أنها ستكون مثيرة للإهتمام بعد كل شيء. |
Henüz silah olayını çözemedim ve jüriden fazla şey istediğimi biliyorum ama bunun doğru olduğunu rüyamda gördüm ve bu davayı çözeceğim. | Open Subtitles | الآن، لم أحل مشكلة السلاح و أعرف أنه كثير لأسأل هيئة المحلفين لكن صحة هذا جاءني في المنام |
Size ne anlattığını bana söylerseniz sorunu çözebilirim. | Open Subtitles | لو قلت لي فقط بم أخبرك يمكنني وقتها فقط أن أحل المشكلة |
Çünkü tekrar söylüyorum Amerika'nın enerji sorununu çözmeye çalışıyorum. | TED | لأنه، مجددا، أنا أحاول أن أحل مشكل الطاقة في أمريكا. |
Eğer sorunumu böyle çözmemi öneriyorsan, cevabım hayır. Çünkü bu ödleklerin çözümü. | Open Subtitles | إذا كنت تقترح أن أحل مشاكلي بالمال، فأنها أرفض، إنها طريقة جبانة |
Çözümü olmayan bir problem. Ben de problem çözerim zaten. | Open Subtitles | إنها مشكله , بدون حل وهذا عملى, أنا أحل المشاكل |
"İhtiyacı olduğu" için. Bu bana ne kadar ihtiyacı olduğunu göstermek için bir fırsat. Tek yapmam gereken küçük bir sorunu çözmek. | Open Subtitles | هذه هي فرصتي لأريها كم أنا مهم لها و كل ما سأفعله هو أن أحل مشكلة صغيره |
Ben çözmek zorundayım ve buna rağmen, o gerçekten kötü bir adam değil. | Open Subtitles | علي أن أحل الأمر بنفسي كما أنه ليس رجلاً سيئاً |
Telefonumu kapatır mısın bebeğim? Süreli test çözüyorum. | Open Subtitles | هلا تغلقين هاتفي يا عزيزتي أحل اختبار تمارين موقت |
Neden sürekli bulmaca çözüyorum sanıyorsun? | Open Subtitles | لمَ تظنني أحل الكلمات المتقاطعة كل خمس دقائق؟ |
Eğer bana Onun size anlattıklarını anlatırsanız, bende sorunlarımızı çözebilirim. | Open Subtitles | لو قلت لي فقط بم أخبرك يمكنني وقتها فقط أن أحل المشكلة |
Meşgul olmak nedir bilmek mi istiyorsun? Sanki çözmem gereken seri cinayetler varmış gibi. | Open Subtitles | مفترض أني أحل قضية قاتل متسلسل |
Hezrai ve Zadok'un sorununu çözeceğim, ...ve tabii, benimkini de. | Open Subtitles | سوف أحل مشكلة " هيزراى" و " زادوك " لهما و فى نفس الوقت ، مشكلتى |
Bunu çözmeye çalıştım, ama ev yeterince büyük değil. | Open Subtitles | حاولت أن أحل هذه المشكلة لكن المنزل ليس كبير بقدر كاف حقاً |
Don, dünyanın en büyük sırlarından birisini birkaç saat içinde çözmemi istiyorsun. | Open Subtitles | لقد طلبت مني لتوك يا دون أن أحل أحد أكبر ألغاز العالم غموضا في ساعات قليلة |
- Benim sorunum yok, ben sorunları çözerim. | Open Subtitles | أنا لا أواجه المشاكل بل أحل المشاكل هذا ما يفعله حقاً |
bazen bütün problemlerimi kendi başıma çözmeme gerek olmadığını unutuyorum. | Open Subtitles | في بعض الأحيان أنسى ذلك ليس علي أن أحل جميع مشاكل لوحدي |
Çünkü seyahate gitmeyecek olursan senin yerine ben gitmek zorunda kalırım. | Open Subtitles | لأنك اذا أردت الغاء رحلتك على انا ان أحل مكانك |
Bir sorunu çözeyim derken, yüzlercesini yarattım. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أحل مشكلة وقد صنعت ١٠٠ أخرى. |
İki ay önce bir şirketin yöneticisiydim gerçek dünyanın problemlerini çözüyordum. | Open Subtitles | قبل شهرين، كنتُ مديراً عاماً لشركة كبرى أحل مشاكل العالم |
Bekle bir saniye. Seninle hokey oynayamam. Cinayeti çözmeliyim. | Open Subtitles | تمهل قليلاً, لا أستطيع أن ألعب الهوكي معكَ يجب أن أحل جريمة قتل |