Maybourne'a ne kadar güvenmesem de, kabul etmeliyim ki, Timothy en iyisi. | Open Subtitles | , بقدر عدم ثقتى بمايبورن يجب أن أقر , تيموثى هو الأفضل |
Bak, kabul etmem gerekir, aslında senin benim yüzümden gelmediğini düşünüyordum. | Open Subtitles | أنظر , يجب أن أقر بأننى أعتقدت أنك لن تعود بسبى |
Birkaç hafta içinde onu kabul edip, ...bazı testler yapmam gerekecek. | Open Subtitles | يجب أن أقر بدخوله في اليومين المقبلين و أجري بعض الفحوصات |
Siz kabine gelmeden hemen önce her şeyi itiraf etti. | Open Subtitles | لقد أقر بكل شيء لي قبل أن تدخلي إلى الحجرة |
Ne olduğunu kabul etmesem de olur. Ama fiziksel varlığının Hakkını vermeliyim. | Open Subtitles | لا يجب أن أقبل ما أنت، لكنك تملك وجوداً مادياً، أقر لك بهذا |
CA:Çok kötü olmadın sen de, söylemeliyim, -- | TED | ك أ: يجب ان أقر أنك أصبحت إنسانا جيدا ,أنا |
Birkaç hafta içinde onu kabul edip, ...bazı testler yapmam gerekecek. | Open Subtitles | يجب أن أقر بدخوله في اليومين المقبلين و أجري بعض الفحوصات |
Yaşadığın durumun trajik olduğunu kabul ediyorum ve çok üzgünüm. | Open Subtitles | أقر على أن موقفك بائس للغاية و أنا آسف جداً |
Meslektaşlar arasında çok da ilgili biri olmadığımı kabul ediyorum. | Open Subtitles | أنظر، أقر لك بأنني لم أكن الشخص اليقظ بين الزملاء. |
Yüzbaşı, İskoç tanıdıklarımı destekleyen akılsızca yorumlar yaptığımı kabul ediyorum. | Open Subtitles | يا نقيب, أقر بأني أدللت بتعليقات خاطئة بشأن معرفتي الإسكوتلندية |
İğrenç bir saldırıdan suçlu bulunmuş ya da suçu kabul etmiş. | Open Subtitles | وجد مذنباً أو أقر بذنبه فى جريمة مثيرة للإشمئزاز |
Tartıştıklarını kabul ediyor ama barışmışlar. | Open Subtitles | لقد أقر بأنهما قد تكلما مع بعضهما لقد بأنها لم تجر على خير ما يرام |
Pekâlâ, bu fotoğrafın beni bile biraz rahatsız ettiğini kabul ediyorum. | Open Subtitles | حسنا، بالنسبة لي يجب أن أقر أن هذه الصور مزعجة |
Ama sonunda itiraf ettim ve her şey yoluna girdi. | Open Subtitles | ولكنني أقر أن ذلك جعل الأمر أحسن بكثير في النهاية. |
İtiraf edeyim mesaj attman beni şaşırttı, aramızın iyi olduğunu pek bilmiyordum. | Open Subtitles | ،يجب أن أقر بأني تفاجئت بتواصلك لم أعلم موقفنا من بعضنا البعض |
Ucuncu raporunu yazdigi zamana gelindiginde, yanildigini itiraf etti ve onun yerine refah icinde tuketiciler toplumunu yaratti. | TED | في الوقت الذي انتهى فيه من كتابة تقريره الثالث, أقر بفشله وبأنه أسس مجتمعا من مستهلكي الرعاية الأجتماعية. |
Darbelere dayanıklı, Hakkını vermek lazım. | Open Subtitles | يمكنه تحمل الضربات، أقر لك بذلك. يستطيع روبوتك أن يتحمل الضربات. |
Günde bir milyon defa sözü için Hakkını vermeliyim, dahiceydi. | Open Subtitles | يجب أن أقر لك قول موضوع مليون مرة في اليوم يعرفكم معنى العائلة كان هذا عبقريا |
En azından tuvalet eğitimi almış. Hakkını yemeyelim. | Open Subtitles | على الأقل جسدها جميل أنا أقر لها بذلك |
Çocuklar üzgünüm. söylemeliyim ki, maalesef bu kez haklı. | Open Subtitles | أنا آسف، أكره أن أقر بذلك لكن هذه المرة إنه محق |
Bazı talihsiz şeyler duyduğumu itiraf etmeliyim. | Open Subtitles | أنا أقر بأني قد سمعت ببعض الأشياء الغير محظوظة |