Beyaz kavşak noktaları, çizgi üzerindeki herhangi bir beyaz noktaya göre dört bir yandan daha fazla beyazlıkla çevrilidir. | TED | نقاط التقاطع البيضاء محاطة بلون أكثر بياضًا نسبيًا من الجهات الأربعة أكثر من أي نقطة بيضاء على طول الخط. |
Müzik hayatınızı değiştirebilir, Hem de her şeyden daha fazla. | TED | الموسيقى يمكن أن تغير حياتك أكثر من أي شيء آخر |
Kardeşim bütün dünyadan nefret ediyor, en çok da senden. | Open Subtitles | أخي يكره العالم كله ويكرهك أنت أكثر من أي شئ |
Kardeşim bütün dünyadan nefret ediyor, en çok da senden. | Open Subtitles | أخي يكره العالم كله ويكرهك أنت أكثر من أي شئ |
Artık her zamankinden daha çok güç ağımızın bir parçası oldu. | TED | إنها حاليًا جزءاً من شبكتنا للطاقة أكثر من أي وقتٍ مضى. |
Siz ikiniz bunu herkesten daha iyi bilirsiniz, değil mi? | Open Subtitles | أنتما تعرفان بشأن هذا أكثر من أي أحد آخر، صحيح؟ |
Onlar en iyisi ve onları çok seviyorum onları her şeyden çok önemsiyorum. | TED | إنهم الأفضل وأنا أحبهم كثيرا. وأنا أهتم بهم أكثر من أي شيء آخر. |
Arkadaşlarıma şarkı söylemek için her zamankinden daha fazla bu gece cephede olmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن ارجع الى الجبهة لأغنّى لرفاقي، اللّيلة، أكثر من أي وقت آخر |
Her zamankinden daha fazla zorladık ama meteor taşı kararsız hale geldi. | Open Subtitles | رفعنا الحرارة أكثر من أي وقت مضى لكن حجر النيزك فقد الثبات |
Atomun sırlarını diğerlerinden daha fazla ortaya döken bir keşif... | Open Subtitles | الاكتشاف الذي سيكشف أسرار الذرة أكثر من أي اكتشاف آخر |
Bu da canımı dünyadaki her şeyden daha fazla acıtıyor. | Open Subtitles | أنة يؤلمني أكثر من أي شئ أخر في العالم أجمع |
Gerçekten düşündüm ki sizi, en çok da seni gördüğümde... | Open Subtitles | أنه عندما رأيتك اعتقدث أنك أكثر من أي شخص آخر |
Ve günün ortasında soğuk bir şeyi en çok istediğimiz zamanda, maalesef, bu güneşe bakacaksınız demektir. | TED | وأثناء منتصف اليوم، عندما نحتاج شيئًا باردًا أكثر من أي وقت آخر، للأسف، هذا يعني أنك ستنظر لأعلى باتجاه الشمس. |
Bu ülke temel olarak insanlığa ve diğer ülkelere en çok katkı yapan ülkedir. | TED | هذه دولة بكل بساطة تعطي أكثر للبشرية وللعالم أكثر من أي دولة أخرى. |
Önceki herhangi bir jenerasyona kıyasla bu jenerasyonda daha çok ebeveyn boşanmıştır. | TED | طُلق العديد من الناس في هذا الجيل أكثر من أي جيل سابق. |
Şu an buna her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. | TED | ونحن بحاجة إلى هذا الآن أكثر من أي وقت مضى. |
Çünkü sen bunu dünyadaki her şeyden daha çok istiyorsun. | Open Subtitles | لأنك تريدين هذه اللحظة أكثر من أي شيء في العالم |
Şöhretin ne kadar geçici olduğunu herkesten daha iyi anlarım ben. | Open Subtitles | أنا أفهم أكثر من أي أحد مدى ماتكون الشهره لحظة عابره |
her şeyden çok, onlar, onun fiziksel vücudunun yakınlarında olmak istemediler. | TED | أكثر من أي شيء آخر، لا حبذون البقاء حول جسدها الحقيقي. |
Seninle kalacağım. Herkesten daha fazlasını biliyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أعيش معك، وأعرف أكثر من أي أحد آخر |
Çünkü şimdi, hiç olmadığı kadar, körlemesine takip etme zamanı değil, körlemesine kabul etme, körlemesine güvenme. | TED | حيث الآن، أكثر من أي وقت مضى، ليس الوقت للاتباع، للتقبل و الوثوق بدون تفكير. |
Sanki başka bir kadındım ama aynı zamanda, hiç olmadığım kadar da bendim | Open Subtitles | تصرفتوكأننيامرأةأخرى.. ومع ذلك كنت ذاتي أكثر من أي وقت |