Hiçbir şeyin beni durdurmasına izin vermeyeceğim senin ailenin bile. | Open Subtitles | ،لم أود أنْ ادع أيّ شىء يوقفني ناهيكَ عن والديكَ |
Dedim ki, "Kanser hayatımda sadece bir sayfa, ve bu sayfanın hayatımın geri kalanını mahvetmesine izin vermeyeceğim." | TED | قلت: ان السرطان ليس الا صفحة في حياتي و لن ادع هذه الصفحة تؤثر في باقي حياتي |
Sen ve senin aptal arkadaşlarının, çocuğumu yetiştirmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن ادع ولد يتربى عندك مثلك ومثل اصدقائك الملعونين |
Bu, bir delil teşkil etmiyor. Buna izin veremem. | Open Subtitles | القائمة لا تشكل دليلا لا مصدر لها , لن ادع |
Gidiyorum.Theresa'nın bunu tek başına yapmasına izin veremem. | Open Subtitles | انا راحل ,لا استطيع ان ادع تيريسا تقوم بذلك لوحدها |
Kuvira'nın şehrimizi almasına izin vermem. Kaynakları sağlam yapın! Vidaları daha da sıkıştırın. | Open Subtitles | . لن ادع كوفيرا تأخذ المدينة الرئيس قال اننا لا نملك الا اسبوعان |
Tüm bildiğim Mary'e bir şey olmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | كل ما اعرفه هو اني لن ادع اي مكروه يحدث لماري |
Birkaç kaşınan noktanın aramıza girmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | انا لن ادع تلك المجموعه من البقع تقف بيننا |
Koca kurtun seni kapmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لَنْ ادع الذئبَ السيئَ الكبيرَ يَحْصلُ عليكى. |
Buna izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | حتى يحصل على كل 10 ملايين دولار لن ادع ذلك يحدث |
Başıma gelmiş en güzel şeyi mahvetme tehlikesi içindeyim, ama bunun olmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | اتعرف، انا في خطر افساد اعظم شئ حدث. معي في حياتي باكملها. وانآ لن ادع ذلك يحصل. |
Buna izin vermeyeceğim. Bir kuram üzerine çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا لَنْ ادع هذا يحْدثُ أنا أَعْملُ على نظرية |
Bu yüzden sahip olduğunu hiç bilmediği en büyük hediyeyi kaybetmesine izin veremem. | Open Subtitles | ولهذا فأنني لن ادع رايلي يخسر افضل نعمة يعرف انه حصل عليها |
Zafer anın zevkini tatmanıza izin vermek isterdim, ama gerçekten buna izin veremem. | Open Subtitles | أتمنى لو كان بإمكاني ان أترككم تتمتعون بلذة النصر لكن لا يمكنني أن ادع هذا يحدث |
Meraklanma, size birşey olmasına izin vermem. Biliyorsunuz. | Open Subtitles | لا تقلق ، لن ادع شيئا يحدث لكم مطلقا ، صح ؟ |
Yeğenimin kılına zarar gelmesine müsaade etmem. | Open Subtitles | انني احذرك , لن ادع اي أذى يلحق بأبنة اختي |
Ben dışarıdayım ve kapıyı izliyorum. Kimsenin girmesine veya çıkmasına izin vermiyorum. | Open Subtitles | أنا أقف خارجا لأحرس الباب ، لا ادع أحدا يدخل أو يخرج |
Tanrınıza dua edin de, bu hurda yığını uçsun. | Open Subtitles | ادع إلهك الخاص أن تطير هذه الكتلة من الخردة |
Benim elimde de bir şeyler var. Ve her yanında lastik izleri bırakmak benim için bir zevk olur. | Open Subtitles | إني مطّلع على أسرارك، و سيسعدني أن ادع آثار إطارات السيارة ظاهرة عليك |
Şu Ayna'nın içindeki güç her neyse, Freya'nın kullanmasına göz yumamam. | Open Subtitles | اي قوة تحتويها هذه المرأة انا لن ادع فريا تحصل عليها |
Ah, cidden! Farklı bir üniforma giydiğin için öylece gitmene izin veriyorum. | Open Subtitles | انا ادع الأمر يمر فقط لأنه من مدرسه اخرى |
Ama geri kalanının 500 000$'dan aşağı gitmesine izin vermezdim. | Open Subtitles | ولكنى لن ادع باقي الكتب تباع باقل من 500,000 دولار |
Çok değerlidir. Onunla birlikte patlamasına izin veremezdim. | Open Subtitles | انه ثمين للغايه اتعلمين كنت لن ادع ذلك يتفجر معه |