Bana teklif edilen öğretmenlik görevini kabul edip etmeme konusunda size danışmayı istiyorum. | Open Subtitles | فيما اذا كنت اقبل أو ارفض وضع ما والذى عُرض علىً بصفتى معلًمة. |
Seni Eliza'nın doğum günü cümbüşüne bekliyorum. "Hayır"ı cevap olarak kabul etmem. | Open Subtitles | اريدك ان تحضري حفلة عيد ميلاد ابنتي اليزا لن اقبل ان ترفضي |
Sonra Harry Haddon-Bell'i kabul etmediğim için de inanılmaz pişmanım. | Open Subtitles | اوه , واشعر بندم رهيب لاني لم اقبل بهاري هادون |
Bir kerelik bir iş. 25 istiyorum. kabul et ya da vazgeç. | Open Subtitles | . صفقة واحدة فقط ، أريد 25 ألف اقبل العرض أو اتركه |
Bak Terry. Şu işi kabul et, soru falan da sorma. kabul et! | Open Subtitles | اسمع يا تيرى اقبل الوظيفه دون ان تطرح اسئله اقبلها |
Kehaneti kabul ediyorum. Spartalılar ilk saldırıda bulunacaklar. | Open Subtitles | انا اقبل الطالع,ان الاسبرطيين سيقومون بالهجوم الاول |
Fakat o gün gelene kadar, kızımın düğünü dolayısıyla bunu hediye olarak kabul et. | Open Subtitles | و حتى هذا اليوم اقبل منى هذة العدالة كهدية يوم زفاف ابنتى |
Fakat o gün gelene kadar kızımın düğünü dolayısıyla bunu hediye olarak kabul et. | Open Subtitles | و حتى هذا اليوم اقبل مني هذة العدالة كهدية يوم زفاف ابنتي |
Bilgi Edinme Teşkilatı'ndan gelen terfii kabul edebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن اقبل الترقية و النقل إلى استخلاص المعلومات |
Eğer ben bu davayı kabul etmeseydim, bir başkası kabul edecekti. | Open Subtitles | لو اني لم اقبل القضية لقبلها محامي آخر دون شك |
Bu gece, bana layık gördüğünüz ABD başkan adaylığını... yine gururla kabul ediyorum. | Open Subtitles | الليلة, بكل فخر اقبل ترشيحكم لي لرئاسة الولايات المتحدة |
Yakışıklı erkeklerden gelen iltifatları kabul ederim. | Open Subtitles | شكراً لك انا اقبل كلّ التقديرات من الرجال الوسيمينِ |
Nasil is oldugunu söyleyeyim size bu benim "hayir"i cevap olarak kabul etmemdir. | Open Subtitles | سأقول لكم ما الأمر هذا أنا اقبل بـ لا كإجابة هل تعرفون؟ |
Tevazu ve şükran duygularımla bu şerefi kabul ediyorum ve tarihi yolculukta milletimi, gezegenimi ve Tanrımı en iyi şekilde temsil etmeye söz veriyorum. | Open Subtitles | بالتواضع الكامل والامتنان أنا اقبل هذا الشرف العظيم و أعدكم ببزل قصارى جهدى لتمثيل أمتى |
Bunu, müşteriyi kabul edip etmeme konusunda göz önünde bulunduracağım. | Open Subtitles | ليست شيئاً مهماً ساخذ بالاعتبار سواء قبلت ام لم اقبل بالموكل |
Evet, ister al, ister bırak. | Open Subtitles | نعم, اقبل او ارفض لا أريد ان يتفاقم الوضع |
İlk kez tanıştığım birini böyle öpmem her zaman. | Open Subtitles | انا لا اقبل هكذا في العاده عندما اقابل احداً اول مره |
Hiç balık öpmedim. | Open Subtitles | ـ مرحباً , كيف الحال ؟ ـ لم اقبل سمكة من قبل |
Sabah uyanıyorum, bebeğimi öpüyorum ve güzeller güzeli karımı öpüyorum. | Open Subtitles | استيقظ في الصباح أنا اقبل طفلي وأنا اقبل زوجتي الجميلة |
İnkâr etmene gerek yok. Gerçeği kabullen yeter. | Open Subtitles | لا تعيش في حالة إنكار، اقبل بالواقع فقط |
Tonla para kaybedeceğim ve bir arkadaşımı öpmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | سوف اخسر الكثير من المال سوف اضطر ان اقبل رجل |
Teo, hadi! | Open Subtitles | أفضّل الموت على أن اقبل مساعدة من خائن |
İyi tarafına razı ol, Brian. Asla elde edemeyeceklerime sahipsin. | Open Subtitles | اقبل الجوانب الإيجابية يا (براي)، فأنت لديك ما لن أحصل عليه قط |