"التحدث معك" - Traduction Arabe en Turc

    • Seninle konuşmak
        
    • Seninle konuşmam
        
    • sizinle konuşmak
        
    • Seninle konuşabilir
        
    • Sizinle konuşabilir
        
    • seninle konuşmaya
        
    • sizinle konuşmam
        
    • Biraz konuşabilir
        
    • Seninle konuşmayı
        
    • Seninle konuşmamız
        
    • seninle konuşması
        
    • seninle konuşmalıyım
        
    • sizinle görüşmek
        
    Arayıp duruyor. Seni TV'de görmüş ve Seninle konuşmak istiyor. Ona iş yeri numaranı verdim ama telefonu bağlamadıklarını söylüyor. Open Subtitles ما زال يتصل لقد شاهدك على التلفاز و يريد التحدث معك و هو يتصل برقمك و لكنهم لا يصلوه بك
    Arayıp duruyor. Seni TV'de görmüş ve Seninle konuşmak istiyor. Ona iş yeri numaranı verdim ama telefonu bağlamadıklarını söylüyor. Open Subtitles ما زال يتصل لقد شاهدك على التلفاز و يريد التحدث معك و هو يتصل برقمك و لكنهم لا يصلوه بك
    Bunun bizim planladıklarımızla bir ilgisinin kalmadığını biliyorum ve sadece Seninle konuşmak istiyorum. Open Subtitles أعلم أنه ليس هذا ما خططنا له , وأنا فقط أريد التحدث معك
    Bak, gerçekten Seninle konuşmam gerekiyor. Mesajı alır almaz beni ara. Open Subtitles أنظري، أنا حقا أريد التحدث معك تصلٍ بي حالما تسمعين هذا
    Peder, eğer vaktiniz varsa, sizinle konuşmak istiyorum. Open Subtitles أبتاه أود التحدث معك قليلا عندما تسنح لك الفرصة
    Williams, Seninle konuşabilir miyim? Open Subtitles ويليام هل استطيع التحدث معك ؟ هذا غير ضروري الذي تعمله ؟
    Biliyorum, ama telefonda Milli Gelirler İdaresi'nden biri var. Seninle konuşmak istiyor. Open Subtitles أعرف، لكن هناك رجل من مصلحة الضرائب على الهاتف، ويطلب التحدث معك.
    Avukatı Seninle konuşmak istiyor. Open Subtitles محاميه، يريد التحدث معك غالبا بخصوص رفع قضية مدنية
    Beni rahat bırak. Mutluyum. Seninle konuşmak istemiyorum. Open Subtitles دعيني و شأني، أنني سعيدة لا أريد التحدث معك
    Beni rahat bırak. Mutluyum. Seninle konuşmak istemiyorum. Open Subtitles دعيني و شأني، أنني سعيدة لا أريد التحدث معك
    - Seninle konuşmak istiyorum, dedim. - Şimdi olmaz, ölmüş şeyli. Open Subtitles ـ قلت بأننى أريد التحدث معك ثانية ـ ليس الآن
    Ben, Ed Rooney, Ferris. Seninle konuşmak istiyorum. Open Subtitles أنا إد رونى أريد التحدث معك قليلا يا فيريس
    Havaalanından direk buraya gelmiş. Seninle konuşmak istedi. Open Subtitles لقد أتى من المطار مباشرة لقد أراد التحدث معك
    Ağzından laf almaya çalıştım ama yalnızca Seninle konuşmak istediğini söyledi. Open Subtitles حاولت أن أعرف بخصوص ماذا, لكنه قال أنه يريد التحدث معك وحدك
    Benim de Seninle konuşmam gereken şeyler var, baba. Open Subtitles هناك شيء أود التحدث معك فيه أيضاً يا أبي
    Yemekten önce Seninle konuşmam gereken bir konu var. Open Subtitles قبل أن تحضري العشاء أريد التحدث معك بشأن أمر ما
    - Seninle konuşmam gerek. Open Subtitles . أنا أحتاج الى التحدث معك . سوف اتصل بك لاحقاً
    - Profesör, sizinle konuşmak istiyorum. - Hangi konuda? Open Subtitles أيها الأستاذ , اريد التحدث معك عن ماذا ؟
    Afedersiniz, efendim. sizinle konuşmak isteyen biri var. Open Subtitles آسف يا سيدي ولكن هناك شخص يريد التحدث معك
    Birader, hey birader, dostum. Her hangi bir şey çekmeden önce Seninle konuşabilir miyim? Open Subtitles يا أخ ، يا أخ ، يا رجل هل يمكنني التحدث معك قبل أن تصور شيء آخر؟
    Sizinle konuşabilir miyim lütfen? Open Subtitles هل من الممكن التحدث معك, رجاء؟
    Sadece seninle konuşmaya çalışıyorum, lütfen bunu bu kadar abartma. Open Subtitles أنا أحاول التحدث معك لكي لايحاول أي معتوه خداعك
    Eğer içerideyseniz, sizinle konuşmam lazım! Open Subtitles هل يوجد احدا هنا ، اذا كان يوجد احد انا يتوجب عليك التحدث معك
    Bundan olsa olsa bal'ayı' hediyesi olur. Balayı. Efendim, Biraz konuşabilir miyiz? Open Subtitles هل حصل عليها صديقك من المتجر? سيدي , ايمكنني التحدث معك لدقيقة?
    Biliyor musun, Seninle konuşmayı hiç sevmiyorum çünkü ya bir hıyarlık yapmış, ya da yapmak üzere oluyorsun. Open Subtitles أتعلم أكره التحدث معك لأنك تبدو كرجل فعل أو أنه مقبل على فعل شئ أحمق ؟
    O yüzden Seninle konuşmamız lazım. Open Subtitles وهذا هو السبب في أننا بحاجة إلى التحدث معك.
    Hayır, sadece seninle konuşması gerektiğini söyledi. Onu hala aramadın, değil mi? Open Subtitles لا، لقد قال إنه يريد التحدث معك لقد أتصلت به، أليس كذلك ؟
    seninle konuşmalıyım. Acil! Open Subtitles أيا كان، لا بد لي من التحدث معك ، مهما كانت.
    Bay Kuipers, bir bayan sizinle görüşmek istiyor. Open Subtitles مستر كيبرس؟ سيدة تريد التحدث معك أليس دي فيرس؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus