Takılmak, Çin yemeği ya da Szechuan tavuğu yemek istiyor mu bakarsın. | Open Subtitles | لترى إذا كانت تريد الخروج، إذهب الى مطعم صيني، أجلب بعض الدجاج |
- Ayrıca kulübünü... - tavuğu unutmayacağım. Bunu belki başka yerde açarsın. | Open Subtitles | ـ لن ألغي الدجاج ـ ربما يمكنك فعل هذا في مكان آخر |
tavuklu kiş yaptılar Kızarmış tavuk yaptılar ve en son tavuk McNuggets'ı ürettiler. | TED | صنعوا وعاء فطيرة الدجاج ، صنعوا الدجاج المقلي ، وبعد ذلك أخيرا قدموا الماك ناجتس الدجاج. |
tavuğa ilk elini uzatan sen olduğun için dua edeceksin. | Open Subtitles | أنت ستتلو صلاة المائدة لأنك أول من اخذ قطعة الدجاج |
Bunda kimin daha popüler olduğunu tartışan tavukların gıdaklamalarından düşüncelerini bile duyamadığını yazmış. | Open Subtitles | في هذه، لا تستطيع التفكير حول الدجاج تقوقئ وتقرق حول من الأكثر شعبيّة. |
Ve biraz da keçi peyniri ve tavuk yağı getirin. | Open Subtitles | و بعضاً من جبن الماعز و بعضأ من زيت الدجاج |
Eğer ikimiz de Chicken Tandoori seviyorsak.. ..öyleyse neden birbirimize zıt gidiyoruz? | Open Subtitles | اذن كلانا نحب الدجاج التندوري اذن لماذا نترك مسافه بيننا |
Üstüne tavuktan başka bir şey koymaları güzel olmuş aslında. | Open Subtitles | أظن من الجيد وضع شيء أخر عدا الدجاج في السلطة |
Sıcak suda bir iki haşlayacaksın, nefis birer piliç olurlar. | Open Subtitles | إغليهم مرة أو مرتين فى الماء الساخن و سيخرجون مثل الدجاج و الخنزير |
Bu yemeğinizi yaklaşık normal yer çekiminin 500.000 katı bir güce maruz bırakıyor, ve aman allahım, bütün bir tavuğu nasıl temizliyor. | TED | إنها تعرّض الطعام لقوة أقوي بخمسين ألف مرة من الجاذبية الأرضية، ويا إللهى، أيمكنها تصفية مرقة الدجاج. |
Ama soslu tavuğu ay yi yi, compadre, bir harikadır. | Open Subtitles | لكن وجبة الدجاج التي تقدمها إنها الأفضل يا صاحبي |
Maşallah iyi görünüyorsun. Yediğin tavuğu gördüm. | Open Subtitles | لقد خرجت لتتسوق يمكنني ان أرى وجبة الدجاج هنا |
O zaman neden tavuğu derisinden, ıstakozuda kabuğundan çıkartmıyorsun? | Open Subtitles | لما لا تتركوا جلود الدجاج وصدف سرطانات البحر؟ |
Jaume, sıcak çorba ve tavuklu sandviç getirt lütfen. | Open Subtitles | جاومي ، أطلب بعض الحساء الساخن وشطائر الدجاج |
Baş dönmesi için en iyi şey, tavuklu şehriye çorbasıdır. | Open Subtitles | أفضل شيء للدوار، حساء معكرونة بلحم الدجاج الأبيض وكأس من الشاي |
Umarım çikolata soslu, tavuklu pilav seviyorsundur. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون تحب الدجاج و الأرز بالزعفران مع صلصة الشوكولاته. |
Evet, Biliyorsun, somon gibi birşey tavuğa göre daha nazik olurdu. | Open Subtitles | ولكن شيئا كسمك السلمون سيكون أكثر أناقه بكثير من الدجاج |
Ama Joel larvaları büyük, sulu ve lezzetli haline gelene kadar bekletiyor çünkü bunlar tavukların favori protein kaynağı aynı zamanda. | TED | لكنه انتظر لتكون يرقات كبيرة ولذيذة يقدر المستطاع لأنه بروتين الدجاج المفضل |
Bu kasabayı, ülkedeki en büyük tavuk çiftliklerinden biri yaptık. | Open Subtitles | جعلنا هذه البلدة واحدة من أكبر معالجات الدجاج في الدولة |
Gerçekten bu boktan Chicken Den'de yemek yemek istiyor musun? | Open Subtitles | أتريد حقاً أن تأكل... في مطعم الدجاج اللعين هذا؟ ... |
Üstüne tavuktan başka bir şey koymaları güzel olmuş aslında. | Open Subtitles | أظن من الجيد وضع شيء أخر عدا الدجاج في السلطة |
ve akşama mangalda piliç yapacağım. | Open Subtitles | وسأقوم بإعداد كفتة الدجاج المشوي على العشاء |
Annemin haşlanmış tavukla makine arasında mekik dokumaktan kendini vurmak filan aklına gelmemiş. | Open Subtitles | والدتي كانت مشغولة جداً بوضع الدجاج المغلي في جهاز مزيل النكهة لتفكر أنها تطلق النار على نفسها |
Havuzda Deve güreşi yapabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نلعب قتال الدجاج داخل المسبح |
tavuklar tarafından gagalanarak öldürüldü. Neden bunun için şaka yapayım? | Open Subtitles | لقد نقره الدجاج حتى مات لماذا امزح بهذا الشأن ؟ |
Bir anne tavuğun yavrusunu izlemesi gibi burada işe girdim. | Open Subtitles | حصلت على عمل هنا كي أقوم برعايتك مثل أم الدجاج |
Yazın Kaiser için tavukları taşırken adadan en uzağa gidebildiğin yer neresiydi? | Open Subtitles | عندما كنت تحمل الدجاج في الصيف من أجل قيصر ماذا كانت أبعد |