Ayrıca, kötü şeyler çok hızlı olabilir ama iyi şeyler bir günde olmaz. | TED | أيضا، الأشياء السيئة يمكن أن تحدث سريعا، لكن الأمور الجيدة لاتبنى في يوم. |
Fakat ilacın ulaşması kötü yollar nedeniyle birkaç gün alabilir. | TED | لكن، الدواء قد يتحاج إلى أيام ليصل، بسبب الطرق السيئة. |
Çok kültürlülük bu tarz kötü tutumların çözümü için bir cevap olabilir. | TED | يمكن للتعددية الثقافية أن تكون حلاًّ للكثير من هذه الصفات الإنسانية السيئة. |
Geldiğin için teşekkürler ve böyle boktan giyindiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على الحضور و شكرا على الملابس السيئة فى عرضنا |
Belki bir tür yanlış anlama veya kötü bir şakaydı. | Open Subtitles | ربما يكون نوعا من سوء الفهم , او الدعابة السيئة. |
Son günlerde etrafta korkunç bireyler oluyor ve bu bir açıklama gerektiriyor. | Open Subtitles | يبدو أن هنالك العديد من الأمور السيئة التي تدور هنا تتطلب تفسيراً |
Öyleyse kocamin böyle çirkin seyler söylemesine neden izin vermiyorsun? | Open Subtitles | إذن لماذا تترك زوجي يقول عنك تلك الأشياء السيئة ؟ |
Kalbi çok zayıf fakat beni asıl endişelendiren genel durumunun kötü oluşu. | Open Subtitles | قلبه ضعيف جداً, و لكن حالته السيئة عموماً هي أكثر ما يقلقني |
İnsan yalnızca kötü şeyleri unutmak ister, ve uydurma iyi şeylere inanır. | Open Subtitles | الرجل فقط يريد أن ينسى الأشياء السيئة و يؤمن فقط بالأشياء الجيدة |
Bizi iyi mevsimlerde olduğu kadar, kötü mevsimlerde de yönlendirecek bir lider. | Open Subtitles | قائد, قادر على قيادتنا في المواسم السيئة بالإضافة إلى المواسم الجيدة ؟ |
Bu kötü düşlerin ne olduğunu anlayabilseydim, General'i eve alırdım. | Open Subtitles | بأمكانى ان اعيد جنرال الى المنزل لو اخبرتينى بأحلامك السيئة |
Sizden kötü alışkanlıklar geçti. Adamlarını bu pis yerden çıkart. | Open Subtitles | لقد اكتسبت بعض العادات السيئة منك اخرج برجالك من هنا |
Birlikte kitap yazmak, o da kötü bir fikirdi. Ama bu... | Open Subtitles | الكتاب الذي حاولتم تأليفه معاً كان الفكرة السيئة , لكن هذا |
Bu boktan ülkede kadınlar için artık güzel roller yok. | Open Subtitles | في هذه الدولة السيئة لا يوجد أي أدوار جيدة للنساء |
Komşularının evlerini karıştırıp boktan zevklerini eleştirebileceğin ücretsiz bir aktivite. | Open Subtitles | التجسس على جيرانك والحكم على أذواقهم السيئة نعم، من فضلك. |
O boktan hikâyemi anlatmayacağım Malcolm çünkü daima senden daha beter durumda biri vardır hayatı seninkinden daha çok mahvolan. | Open Subtitles | انظر, انا لن اتحدث عن قصتي السيئة يا مالكوم لأنه يوجد هناك داًما شخص بقصة اسوء حياة شخص مدمرة بسوء |
Biraz da sarhoşluk gibi yanlış kararlar aldırıyordu, hayatın akışınına kapılmıştım ve sağlam bir duruşum yoktu. | TED | وكان الشعور يشبه الثمالة، من اتخاذ القررات السيئة والمرونة الزائدة وانعدام القوة والتماسك. |
Ona çok korkunç şeyler yaptım ve o beni hep affetti. | Open Subtitles | اتعلم؟ لقد اعترفت لها بالكثير من الاشياء السيئة وهي دائماً تسامحني |
Nedir bu çirkin şarkı Karan? - Çok çirkin bir şarkı. | Open Subtitles | ما هذه الأغنية السيئة يا كاران – أغنية سيئة جدا |
Çünkü bu şey koca, iğrenç şeyler gibi başımıza bela oluyor. | Open Subtitles | لأن هذا معلق فوق رؤوسنـا مثل تلك الأمور الكبيرة السيئة المعلقة |
Dünyanın bütün kötülükleri, onun gözlerinde. | Open Subtitles | كُلّ الأشياء السيئة في العالمِ، في عيونِه. |
Ama kütüphanede çok Fena bir koku vardı. | Open Subtitles | ما زالت؛ هناك تلك الرائحة السيئة في المكتبة |
Sorun olması zaten üzücü, üstüne bir de kötü davranıyorlar. | Open Subtitles | من المؤسف التعرض للمشاكل وللمعاملة السيئة كذلك |
Ben kendimle yaşayabilirim çünkü günün sonunda kötülükten çok iyilik yaptığıma inanıyorum. | Open Subtitles | أحتمل العيش هكذا لأنه فى النهاية أكون قد قمت بأعمال صالحة أكثر من الأعمال السيئة |
Takımlar bok fırtınalarının kötü tarafıdır Senin takımın ise en kötüsü. | Open Subtitles | الشركة مثل النهاية السيئة لعاصفة. فرقتك هي الأسوأ |
Sapanım haçımdı. Ama doğru yolun ışığını gördüm ve kötülük yapmayı bıraktım. | Open Subtitles | وكنت أستخدم المقلاع ، لكنني عرفت طريق الحق وأقلعت عن أفعالي السيئة |