"القطعة" - Traduction Arabe en Turc

• parça
• parçayı
• parçası
• parçanın
• parçasını
• para
• parayı
• parçaya
• eseri
• eser
• parçayla
• bileşeni
• parçasına
• parçasının
• kısmı

Ve o parça yayınlandı, ve sonra bir başkasını yazdım, o da yayınlandı.
و تلك القطعة تم نشرها و عندها كتبت قطعة اخرى و تم نشرها

parça 665, bayanlar ve baylar laterna şeklinde bir müzik kutusu.
أما القطعة 656 سيداتي سادتي صندوق موسيقى على هيئة أرغن يدوي

O parçayı Adım 16'ya gelince alabilirsin. Daha oraya gelmedik.
ستحصل على هذه القطعة في الخطوة رقم 16 وليس قبلها

ve bir psikiyatrist de o tek parçayı yok etmeye çalışır.
وكل ما يسعك فعله هو التقلّص وتفجير تلك القطعة الصغيرة الواحدة.

Bağışla beni ey kanayan toprak parçası tatlı tatlı konuştuğum için kasaplarınla.
اعذرني أيها القطعة الدامية من الأرض.. على تعاملي برقة مع هؤلاء السفاحين..

Eğer o parçanın ülkenizden çıkmasını engellemezseniz generallerim buna uygun bir karşılık vereceklerdir.
.. اذا لم تعيد هذه القطعة فإن الجنرالات لديهم تعليمات بالرد بغير إذن

Bunun gibi olacak, 12 numara, ama doğru parça bu değil.
ليست مسطحة,نريد واحدة كهذه,حجم 12 و لكن هذه ليست القطعة المطلوبة

Çünkü bu özel parça, aynı zamanda yumruk heykelinin içinde olduğu parçaydı.
لأنّ هذه القطعة الفنيّة على وجه الخصوص حدث أن بداخلها قبضة برونزيّة.

parça elimize birkaç saat önce geçti, sanırım yarın akşama kadar halletmiş oluruz.
إستلمنا القطعة قبل ساعتين، لذا سنكون قادرين على تركيبها بحلول نهاية يوم غدٍ.

Isıtıp, ışıkları açıp, kutunun içine baktığımız zaman metalin hala orada tek parça halinde olduğunu gördük.
عندما قمنا برفع درجة الحرارة وبدانا باعادة الانوار الى داخل الصندوق وجدنا ان القطعة المعدنية بقيت كما هي دون تغيير

Buradaki parça bulunduğu yere bağlı olarak çok farklı şekilde okunabilir.
هذه القطعة هنا تقرأ باختلاف شديد اعتماد على مكان وضعها.

Bir bakıma, izleyicinin hizmetinde olmak ve önündeki izleyiciye bir parça kâğıdı çok kibar şekilde sunmak için çaba miktarını göstermektedir.
هذا يمثل نوع ما حجم الضغط الناتج عن خدمة المتفرج و عن عرض هذه القطعة من الورق بشكل دقيق جداً أمام المتفرج.

Sana destek vermek için aradım çünkü diğer parçayı 2 milyon yükselterek geldin.
أردت محادثتك فحسب لأهنئك على ربحك الاثني مليوناً على القطعة الأخرى من البضاعة

Noel'e altı gün kaldı o zaman büyük parçayı yiyebilirsin.
فقط ستة ايام حتى الكريسماس، ثم تحصلين على القطعة الكبيرة.

Bu parçayı tut da, ben de diğerini üzerine koyayım.
اذا أمسكتِ هذه القطعة بإمكاني وضع هذه القطعة في الأعلى

Orada, bir kızın muhteşem bir parçası, havaya atılıp duruyordu.
كيف يحمل تلك القطعة الخاصة للبنت ويقذفها هكذا في الهواء

Bu, Dünya'nın gerçek yaşına ilişkin yapbozdaki kayıp parçanın bulunmasını sağlayacaktı.
وسيوفر هذا القطعة المفقودة الأخيرة في لغز إيجاد العمر الحقيقي للأرض

O halde size o kağıt parçasını alıp kırışmış götünüze yanlamasına sokmanızı öneririm.
إذن فإني أقترحُ عليكَ أن تأخذ تلك القطعة الورقيّة وتحشرها في مؤخرتكَ المتجعدة

Bu para, düşündüğüne benziyor. ...ama bu başka bir yerden.
هذه القطعة تشبه التي تفكّر بها، لكنّها من مكان آخر.

Prince, şimdi sana benden altın parayı çaldığını söylememe gerek yok.
.. الآن لا يجب أن أقول للأمير بأنك سرقت القطعة مني

Bayanlar ve baylar üzüntüyle ve hayretle son parçaya geldik.
أيها السيدات والسادة، للأسف لكنها الأروع , القطعة الأخيرة بالمزاد

O aldığınız çok pahalı ve önemli bir sanat eseri, bayım.
هذه القطعة التي لديك غالية الثمن وعمل فني مهم يا سيد

İlk defa gördüğümüz bu eser için bir şeyler söyleyebilir misiniz?
عن هذه القطعة الموسيقية التى تعرض فى برنامجنا لأول مرة؟

Sizin bulduğunuz parçayla eşleşeceğini ve böylece onun sihrini görebileceğinizi umuyorum.
أنا كنت أتمنّى بأنّهم يجارون القطعة التي عندك وجد لكي أنت قد ترى بأم عينك سحره. هل أنت أخذت أيّ حظّ الذي يقرأه؟

Köprüye yaklaştığını gördüğüm anda bileşeni sana vereceğim.
.. بمجرد أن أري أنها اقتربت من الجسر حينها سأعطيك القطعة

O, bacaklarının arasındaki o güzel tahta parçasına yaptığın muameleyi görmeden önceydi.
هذا كان قبل أن أراك تداعب تلك القطعة الخشبية الجميلة بين رجليك

Fakat burada bana bu müzik parçasının oldukça hızlı olduğu söyleniyor.
لكن هنا يتم إخباري أن القطعة الموسيقية سريعة للغاية.

Yanlışsam beni düzelt, Holmes, Ama bu kağıt parçası bir haritanın bir kısmı.
صحّح لى لو كنت مخطئا يا هولمز ولكن هذه القطعة من الورق هى جزء من خريطة