| Eğer CIA bana teklif etmiş olsaydı, buradan derhal kaçardım. | Open Subtitles | لو وكالة المخابرات المركزيةِ قدّمتْ لي عرضاً، سَأكُونُ مثل الطلقة. |
| CIA onun uyuşturucusunu taşıyor, o da karşılığında ordusunu kuruyor. | Open Subtitles | دائرة المخابرات المركزية تنقل مخدرات من أجله وهو يعيرنا الجنود |
| CTU'nun elinde, Başkan Suvarov'un helikopterinin hedef olduğunu doğrulayan istihbarat var. | Open Subtitles | لقد أكدت الوحدة أن المخابرات تقترح أن مروحية الرئيس الروسي مستهدفة |
| 10 dakika önce, tanınmış bir Rus istihbarat ajanını cep telefonundan aradı. | Open Subtitles | منذ 10 دقائق, اتصل بعميل معروف من المخابرات الروسية من هاتفه الخلوي |
| Fransız İstihbaratı onu geçen ay merkeze telefon sokarken yakaladı. | Open Subtitles | المخابرات الفرنسية اعتقلت الشهر الماضي لتسريبه هاتف خلوي داخل مديريتهم |
| Bu günlerde bilgisayar Gizli servisin şifre kırmada kullandığı bir şeydi. | TED | كان الحاسوب في تلك الأيام شيئا تستعمله أجهزة المخابرات لفك الشيفرة. |
| CIA ve öfkeli Küba sürgünlerinin başı çektiği bir savaş. | Open Subtitles | الحرب التي تديرها وكالة المخابرات المركزية والكوبيين الغاضبين فى المنفي |
| Scully, eğer CIA'deki dostumuz haklıysa, bu çok büyük bir ulusal güvenlik komplosu. | Open Subtitles | سكولي، إذا صديقنا من وكالة المخابرات المركزية صحيحة، هذه مؤامرة أمن قومي كبيرة. |
| Sen patlayıcının bağlantısını kesip, CIA ekibinin laboratuarın ana bilgisayara girmesini sağlayacaksın. | Open Subtitles | .سوف تبطلين مفعول المتفجرات فريق المخابرات المركزيه .سيبحث فى نظام الكمبيوتر الرئيسى |
| Sloane, Hassan'ın ölmesini istiyor olabilir ama CIA onu canlı istiyor. | Open Subtitles | ربما يريد سلونى حسن ميت لكن وكالة المخابرات المركزية تريده حيا. |
| - CIA'de bir köstebek olduğu sürece Vaughn'a hiçbir şey söyleyemezsin. | Open Subtitles | هناك جاسوس فى المخابرات المركزيه لا يمكنك اخبار فون بأى شيئ |
| O kadar ki, bu konuda CIA'e bile güvenemedik dedim. | Open Subtitles | بأنّنا لا نستطيع أن نأتمن حتى وكالة المخابرات المركزية لإحتوائه. |
| İstihbarat botların sadece 3 te 1'nin karaya güvenle ulaşacağını söylüyordu. | Open Subtitles | المخابرات قدرت أن واحد من ثلاث قوارب إنزال سيصل الشاطئ بأمان |
| Porter'ın patronu herhangi bir kayıp var mı diye istihbarat denetlemesi yapıyor. | Open Subtitles | رفاق بورتر يراجعون المخابرات لتحديد إن كان هناك أي أداة حساسة مفقودة |
| İstihbarat, cihazları rutin uydu fırlatışları kisvesi altında gizliyor olabilecekleri konusunda uyarmıştı. | Open Subtitles | المخابرات تحذر أنهم قد يموهون رحلاتهم على أنها إطلاق روتيني لأقمار صناعيه |
| Ve Gerald Crawford'da göre, kendisi Latif için çalışan İngiliz İstihbarat görevlisi. | Open Subtitles | و وفقا لجيرالد كرافورد أنه موظف المخابرات البريطانية الذى يعمل لدى لطيف |
| Görünüşe göre Yurtdışı Rus İstihbaratı, ortak şifreli kodlarımızı kırmış. | Open Subtitles | من الواضح أن المخابرات الروسية كسرت بعض رموز تشفيرنا المتبادلة |
| sadece bu odadakiler, bilgi alışverişi CIA ve İngiliz İstihbaratı arasında gerçekleşiyor. | Open Subtitles | ما عَدا تلك الهديةِ في هذه الغرفةِ، تَستقرُّ المعلوماتُ فقط مَع وكالة المخابرات المركزية و المخابرات البريطانية. |
| - Daha önce İngiliz Gizli servisi için çalışıyordun değil mi? | Open Subtitles | لقد تم توظيفك من قبل المخابرات البريطانية سابقا، أليس كذلك ؟ |
| - Etsen, duvar yıkıldıktan sonra kendi hesabına çalışan, eğitimli bir KGB mühendisi. | Open Subtitles | إيستن كان مهندساً يعمل في المخابرات الروسية .. وترك العمل معهم منذ فترة |
| Bu odada durup bir tarafa baktığımı hatırlıyorum ve CIA, NSA, DIA, FBI | Open Subtitles | وتفحصي لجانب واحد من الغرفة وكان لدينا المخابرات والأمن والدفاع ومكتب التحقيقات الفيدرالي |
| Beni seçtiniz, çünkü Alman istihbaratından... çifte ajan olduğumu biliyordunuz. | Open Subtitles | واخترتني لان المخابرات الالمانية اخبرتك انني عميل مزدوج |
| Birkaç gün önce tesadüfen bir NIS ajanıyla karşılaştım. | Open Subtitles | لقد قابلتُ عميلاً من المخابرات الوطنية بالصدفة منذ بضعة أيَّام |
| Miles söyledi! Walter Miles bir CIA ajanı, ona güvenemezsin. | Open Subtitles | والتر مايلز من المخابرات المركزيه لا يمكنك أن تثقي به |
| Alman istihbaratının önemli bir elemanı olarak bize Nancy hakkında bilgi vermelisin. | Open Subtitles | بما أنك عقيد كبير فى المخابرات "أعتقد أنة بإمكانك أخبارنا عن "نانسى |
| CBI memuru Khan sana hikayenin geri kalanını anlatacak. | Open Subtitles | ضابط المخابرات علي خان سوف يقول لك بقية القصة |
| Ordu İstihbarata bildirmemiz gereken bir durumla karşı karşıyayız. | Open Subtitles | أظن بأنه لدينا ، موقف سئ هنا أيها الملازم ، قد يستدعى إهتمام المخابرات العسكرية |
| Masa başındaki General Vassili. Askeri İstihbaratın Şefi. | Open Subtitles | رئيس المجلس هو الجنرال فاسيلى مدير المخابرات العسكريه |
| Unutma o suçlu ve suikast eğitimi almış bir ajan... | Open Subtitles | تذكر ، هو خان وكالة المخابرات المركزية ، مدرب للقتال |
| Arkadaşımız askeri istihbarattan. | Open Subtitles | مرة اخرى لدينا صديق من المخابرات العسكرية |