| Bu yüzden elimizdeki kuvvetlerle düşman filosunun geri kalanını oyalaman konusunda sana güveniyorum. | Open Subtitles | لذا, سأعتمد عليكِ لتنضمى الى الاسطول بما تبقى من القوات التى لدينا هنا |
| Bu yeni özelliği, kamera taşıyan bu kuadı gösterinin geri kalanını videoya almak üzere uygun bir yere yerleştirmek için kullanacağım. | TED | وسوف أستخدم هذه القدرة الجديدة لموضعة هذه الرباعية الحاملة للكاميرا في الموقع المناسب لتصوير ما تبقى من هذا العرض. |
| Feodal devletlerin hüküm sürdüğü geriye kalan su ve enerji için savaşılan ortaçağ Avrupası'na benzer bir dünya oluşmasından korkuyorum. | Open Subtitles | أخشى أن نرى عالماً كأوربا في العصور المتوسطة حيث تحارب المناطق الإقطاعية على ما تبقى من مصدر للماء أو الطاقة |
| Umarım yolculuğun geri kalanı ikimiz için de daha az heyecanlı olur. | Open Subtitles | أأمل ان لا يكون ما تبقى من الرحله لكلا منا , اقل بهجه |
| Şimdi, geri kalanında şöyle bir şey yapmam lazım, mesela | TED | الآن, لابد أن أقوم بما تبقى من الخدعة, بهذه الطريقة. |
| Binanın içinde veya dışındaki rüzgârı önleyici iskeletler Seul'un Lotte Kulesi'ndeki gibi geri kalan rüzgâr baskısını azaltabilir. | TED | والهياكل المقاومة للرياح خارج وداخل المبنى يمكنها امتصاص ما تبقى من قوة الرياح، كما هو الشأن في برج لوتي في سيؤول. |
| Ertesi gün arkadaşlarım kıyafetlerimi, kişisel eşyalarımı ve hayatımdan geriye kalanları toplamak için eve geldi. | Open Subtitles | اليوم التالي، اجتمع أصدقائي معاً ليجمعوا ملابسي و متعلقاتي الشخصية و ما تبقى من ذكراي |
| Günlerinin geri kalanını izole ve ağzı kapalı bir biçimde, kendisini ifade edecek bir yol bulamadan geçirdi ve benim de, henüz onu yönlendirecek araçlarım yoktu. | TED | عاش ما تبقى من أيامه منعزلا مطبق الشفتين، لم يجد أبدا طريقة ليعبر بها عن نفسه، ولم يكن لدي بعد الوسائل لإرشاده. |
| Ömrümün geri kalanını bu kıl herifle geçirecek değilim. | Open Subtitles | إننى لن أقض ما تبقى من حياتى بهذا التسلق |
| Üstesinden geleceğiz, böylece hayatımızın geri kalanını beraber yaşayabileceğiz. | Open Subtitles | سننجح بذلك بأن نكون معاً لما تبقى من حياتنا |
| Çok geç kalmadan geriye kalan bütün ölümsüzleri kurtarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول إنقاد من تبقى من الخالدين قبل فوات الأوان |
| Sekiz saat sonra yazının tamamından geriye kalan her şey bu kadardı. | TED | إذا بعد ثماني ساعات هذا هو ما تبقى من الشيء كله. |
| Şehir hazinesinden geri kalanı kullanarak, daha zengin bir kasabaya taşınmamı ve bu parayı valiliğe seçilmek için kullanmamı öneriyorum. | Open Subtitles | اقترح إستعمال ما تبقى من أموال الخزنة أن أنتقل لمدينة مزدهرة أخرى وأترشح لأكون العمدة |
| geri kalanı bok kafanda, anladın mı? | Open Subtitles | ما تبقى من ذلك هو اوهام في رأسك ، أتفهم هذا ؟ |
| Vardiyamın geri kalanında tüymek gibi ani bir istek doğdu. | Open Subtitles | لديّ رغبةً مفاجئة في تخطي ما تبقى من نوبة عملي |
| Günün geri kalanında ne televizyon ne bilgisayar ne de video oyunu var. | Open Subtitles | لا تلفاز ، لا كمبيوتر ، لا ألعاب فيديو لما تبقى من اليوم |
| Herşeyi anlatacam tutuklanacak geri kalan ömrünü içerde geçirecek. | Open Subtitles | سوف اقول له كل شئ وسوف يعتقلة ويقضى ما تبقى من حياتة فى السجن |
| Hepimiz gelecekle ilgileniyoruz zira, senin ve benim geri kalan ömrümüzü geçireceğimiz yer. | Open Subtitles | جميعنا مهتمون بالمستقبل لأن هناك حيث سنمضي ما تبقى من حياتنا |
| 120 kiloluk bir kadından geriye kalanları gösterebilirim. | Open Subtitles | بإمكاني أن أريك صوراً مما تبقى من مرأة وزنها 240 باونداً |
| Mahina'dakinden daha da azı kalmış adamdan. | Open Subtitles | حتى ان ما تبقى منه اقل مما تبقى من ماهينا |
| Ben Gwen Cooper' dan kalan son şeyim, göremiyor musun? | Open Subtitles | أنا آخر ما تبقى من جوين كوبر ألا ترى ؟ |
| KızıI Haç'ın bir daha gelene dek elimizde kalan son çayı. | Open Subtitles | أخر ما تبقى من الشاى حتى يعبر الصليب الأحمر مرة آخرى |
| O çalıların altında biryerde Ray Brower'dan geriye kalanlar vardı. | Open Subtitles | في مكان ما تحت الأعشاب كان يوجد ما تبقى من جسد راي براور |
| Kimbilir ne zamandır buralarda, orijinalin ne kadarı kaldı acaba? | Open Subtitles | أتسائل منذ متى كان موجودا، كم تبقى من الجسد الأصلي |
| Guts'ın adamları düşman ordusundan arta kalanlar ile çarpışıyor. | Open Subtitles | طابور جوتس لا زال يقاتل بما تبقى من جنوده |
| Şehrin suç ailesinden geriye kalanların yöneticisi yeğeninin ardından isimlendirilmiş bir paravan şirket üzerinden yatırım yaptı. | Open Subtitles | الرأس طيب السمعة الذي تبقى من العائلة الإجرامية في المدينة استثمر في شركة وهمية سميت باسم ابنة أخيه |
| Sen ne yaparsın bilemiyorum, ama ben filmin devamını izleyeceğim. | Open Subtitles | أنا لا أعرف عنك ، ولكن أنا ستعمل الذهاب لرؤية ما تبقى من هذا الفيلم. |
| Elbette, evlilik, hayatınızın geri kalanının uzun gözükmesine neden olabilir. | Open Subtitles | بالتأكيد, يمكن للزواج أن يجعل ما تبقى من عمرك أطول بكثير |