"تدركين" - Traduction Arabe en Turc

    • farkında
        
    • biliyorsun
        
    • farkındasın
        
    • fark
        
    • biliyor
        
    • anlamıyorsun
        
    • farkındasınız
        
    • farkındasındır
        
    • anlıyorsun
        
    • anlamıyor
        
    • bilmiyorsun
        
    • farkına
        
    • anlarsın
        
    • anlıyor
        
    • anladın
        
    Ariane, son üç haftadır... ..saçlarını tam olarak 17 kere yıkadığının farkında mısın? Open Subtitles هل تدركين أنّكِ خلال الأسابيع الثلاثة الماضية قمتي بغسل شعركِ 17 مرة تقريباً؟
    farkında değilsin ne kadar çılgın aşık olduğumu kalbimi hediye olarak sundum sana Open Subtitles أنت لا تدركين كم أنا عاشق مجنون لقد أحضرت لك هدية من قلبي
    Yine de bunu yapıyorsun çünkü ne kadar önemli olduğunu biliyorsun. Open Subtitles لكنّكِ تقومين بذلك على كلّ حال لأنّكِ تدركين مدى أهميّة ذلك.
    Ama hala korkuyor olmak için bir neden olmadığının farkındasın. Open Subtitles ولكنكِ تدركين جيداً أنه لم يعد هناك ما يدعوك للتخوف.
    Belki şimdi başka birşeyler istediğin noktaya geldiğini fark ediyorsundur. Open Subtitles ربما في بعض النقاط تدركين أن أنك تريدين شخصاَ مختلفاَ
    Nöroanatomi'nin pek çok insan üzerinde afrodizyak etkisi olmadığını biliyor musun? Open Subtitles أنتِ تدركين بأنّ معظم الناس لا يعتبرون التشريح العصبي كمثير جنسي
    Seksin bir oyun bir eğlence olmadığının farkında değil misin? Tehlikelidir. Open Subtitles ألا تدركين أن الجنس ليس للمتعة أو اللعب , إنه خطر
    New York Times'ın fiyatının bir dolar olduğunun farkında mısın? Open Subtitles هل تدركين ان سعر جريدة نيويورك هو 1 دولار ؟
    Eğer sadece dediğim şeyleri yapsaydın ne kadar mükemmel şeyler olabileceğinin farkında mısın? Open Subtitles ألا تدركين كيف يمكن أن تكون الأمور مثالية إذا قمت بفعل ما أقوله؟
    farkında mısın bilmiyorum ama kara para aklama zanlısı durumundasın. Open Subtitles اعذرني، ولكن هل تدركين انك مشتبه بكي في غسيل الامول.
    farkında mısın bilmiyorum ama inkarı mümkün varlıklar yaratmanın yolunu buldun. Open Subtitles لا أظنكِ تدركين هذا، لكنكِ إكتشفتِ طريقة لخلق اصول يمكن إنكارها
    Bu oyunun benim öldüresiye dayak yememle sonuçlanacağının farkında mısın? Open Subtitles أنتِ تدركين أن هذه اللعبة ستنتهي بتعرضي للضرب حتى الموت؟
    - Eğer giderlerse neler olacağını iyi biliyorsun, değil mi? Open Subtitles أنتِ تدركين مالذي سيحدث إذا رحلوا, اليس كذلك ؟ صحيح
    Yer altı dünyasında önemli biri olduğunu biliyorsun değil mi? Open Subtitles إذاً,أنت تدركين أنه شخصية رئيسية في عالم الجريمة,أليس كذلك؟
    Tayfamız için elimizdeki tek şeyin o kadın olduğunun farkındasın değil mi? Open Subtitles أنتِ تدركين أنها الشيء الوحيد الذي يُبقى ما تبقى من طاقمنا بجانبنا.
    İki günden uzun süredir evden çıkmadığımızın farkındasın değil mi? Open Subtitles أنت تدركين أننا لم نخرج من المنزل خلال مدة يومين؟
    Ve bir gün uyanıp fark edersiniz ki, hiçbir şeyiniz yoktur hiçbir şey. Open Subtitles و في احد الايام تستيقظين و تدركين انك لا تملكين شيئا لا شيء
    biliyor musunuz, buradaki olumsuz hava Charlie'nin Melekleri fantezimi tamamen mahvediyor. Open Subtitles انت تدركين الجانب السلبي للأمر فهو يدمر أحلامي الخاصة بملائكة تشارلي
    Kadınlar ve benim hakkında şunu anlamıyorsun. Open Subtitles أنت لا تدركين ذلك الشيء بيني و بين النساء
    Bunun dinimizin gereklerini özgürce yerine getirme hakkımıza yönelik bir saldırı olduğunun farkındasınız. Open Subtitles الآن, تدركين بأن هذا اعتداءٌ على حقنا بممارسة شعائر ديننا؟
    Senaryoların astrolojik tahminlerle satılmadığının farkındasındır. Open Subtitles أتمنى أنك تدركين أن تقارير المنجمين لاتنفعفي بيعنصوصالحوار.
    Bunu anlıyorsun, değil mi? Takası bir kere Rem'le yaptın zaten. Open Subtitles تدركين أنك عقدت الصفقة مسبقًا مع ريم، صحيح؟
    Eğer bu adamlar bizi diğer 19 kutuya götürmezlerse, ne kadar fazla insanın öleceğini anlamıyor musun? Open Subtitles ألا تدركين كم من الناس ممكن أن يموتوا لو لم يقودنا هؤلاء الرجال للعبوات الباقية؟
    bilmiyorsun ben ne kadar çılgın bir aşığım sana hediye aldım kalbimin öyküsü Open Subtitles أنت لا تدركين كم أنا عاشق مجنون لقد أحضرت هدية لك من قلبي
    Çok sıkıldım biliyor musun, Aysel. Ve sen bunun farkına varamadın. Open Subtitles سئمت من كل شيء يا آيسيل وأنتِ لا تدركين ذلك
    Ama benim yaşıma gelince ölümün hikayenin sonu olduğunu anlarsın. Open Subtitles لكن عندما تصلين لعمرى تدركين ان الموت نهاية القصة فحسب
    anlıyor musun? New York'taki daireyi boştan aşağı döşeriz. Open Subtitles هل تدركين أننا يمكننا إعادة تأثيث وتجهيز شقة في نيويورك
    Kıyaslama yaptığımı kabul ediyorum, ama sen demek istediğimi anladın. Open Subtitles أنا واثق أن هذا قياس منطقي، ولكنك تدركين إلام أرمي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus