"تفكر في" - Traduction Arabe en Turc

• düşünüyorsun
• düşünme
• düşünmedin
• düşünmeni
• düşünüyordun
• düşünmelisin
• düşün
• düşündün
• düşünmen
• düşünmeye
• düşünürsün
• düşündüğünü
• düşünmüyorsun
• düşünmene
• düşünmüyor

Ama şimdi sen de pizza düşünüyorsun... peynirsiz, ekstra zeytinli.
ولكنك الآن تفكر في البيتزا أيضاً بلا جبن بزيتون إضافي

Her şeyi bırakmayı mı düşünüyorsun? Ha? Bu kadar kolay mı pes edeceksin?
هل تفكر في تفقدها ؟ تأخذ الطريق السهل للخروج ؟

- Bunu düşünme bile. - Bu, talimatlara aykırı değil mi?
. لا تفكر في الموضوع حتى أليس هذا ضد التعليمات ؟

-Beş ay önce niye düşünmedin?
حسنا، لماذا لم تفكر في أن قبل خمسة أشهر؟

Bir an için dikkatini toplayıp ona dair küçük bir şey düşünmeni istiyorum.
أريدك ان تركز للحظة و تفكر في شيء واحد صغير فيها, أي شيء

Ali'nin yaşadığını bana söylemediğin zaman da mutluluğumu mu düşünüyordun?
أكنت تفكر في سعادتي عندما لم تخبرني أن علي على قيد الحياة؟

Yani, o odanın fiziksel alanı hakkında düşünmelisin, anladın mı?
اعني , يجب ان تفكر في الأشياءالملموسة للغرفة كما تعرف

Milwaukee'de bir yıI daha kalmayı mı düşünüyorsun?
كنت تفكر في الإنفاق سنة أخرى في ميلووكي؟

Müzik bölümünde vücudun ne denli işe yarayacağını düşünüyorsun ?
لا تفكر في هذا العمل سوى التخطيط ... . ـ

Doğdukları günden beri bunu düşünüyorsun.
إنك تفكر في هذا اليوم منذ اليوم الذين يولدون فيه

Adi herif! Yine o sürtüğü düşünüyorsun değil mi?
انت تفكر في تلك العاهره الغريبه اليس كذلك ؟

Gel, gidelim. Dinlen. Bunu da düşünme.
تعال بالخارج خذ إستراحة ولا تفكر في الموضوع

Bunu düşünme. Başka şey düşün.
لا تفكر في الموضوع فكر في شيئ أخر غير هذا

Bazen benim de dışarı çıkmak isteyebileceğim aklına gelmedi mi hiç? Hiç düşünmedin mi?
ألم تفكر يوماً بأني أريد الخروج أحياناً، ألم تفكر في ذلك؟

Beni böyle görmeni ya da böyle olduğunu düşünmeni istemedim.
لم أردك أن تراني هكذا قط أو تفكر في هكذا

Hala hayallerindeki kızı mı düşünüyordun?
عشاء عيد شكر عائلة همفري مرتب ومنظم كآلة تم تزييتها مازلت تفكر في فتاة أحلامك

Kızımla ilişki yaşamak konusunda ciddi niyetlerin varsa kendi iyiliğin için de söylüyorum esrar satmak dışında bir iş yapmayı düşünmelisin.
إن كنت جادًا بخصوص تكوين علاقة مع ابنتي ،من أجل مصلحتك عليك أن تفكر في شيء آخر إلى جانب بيع المخدرات

Hayatta tek başına kalan zavallı küçük Lolita'yı düşün.
حاول أن تفكر في لوليتا المسكينة .الوحيدة في هذا العالم

Shark'ın evine para götürmesini düşündün mü hiç?
ألم تفكر في شارك وانت تضع الطعام على المائدة؟

Yasa mı? Sen tüm bunları aşık olmadan önce düşünmen gerekirdi.
هنا كان عليك أن تفكر في ذلك قبل السقوط في الحب

Tamam, çok fazla düşünmeye gerek yok. Harekete geçme vakti.
حسناً، لا تفكر في هذا طويلاً لقد حان وقت العمل.

Kendin ve anıların hakkında düşünürsün ve askıya geri dönmeden önce anılarını düzeltirsin ve kişiliğini değiştirirsin falan.
وأنت تفكر في نفسك وذكرياتك، وقبل عودتك إلى التوقف تضيف ذكرياتك وتغير شخصيتك وهكذا دوليك.

Phoebe'yle aynı eve taşınmayı düşündüğünü duydum ve konuşmamız gerektiğini düşündüm.
انت تفكر في الانتقال مع فيبي وعلينا التحدث

Senin sorunun bu, hiç düşünmüyorsun!
ولكن هذه هي المشكلة أنت لا تفكر في أي شيء

Senin bunu düşünmene bile alındım.
أنا أشعر بالاساءة لأنك يمكن أن تفكر في ذلك

Ödemeyi düşünmüyor musunuz, Belediye Başkanı?
أنت لا تفكر في أن تدفع له يا سيادة العمدة، أليس كذلك؟