Bir özellik, dini ikiliğin geleneği: Bilinç, fiziksel dünyanın bir parçası değildir. | TED | الخاصية الأولى هي الثنائية الدينية، يعني: الوعي ليس جزءاً من العالم المحسوس |
Ruha aittir, ve ruh fiziksel dünyanın bir parçası değildir. | TED | الوعي ينتمي للروح و الروح ليس جزءاً من العالم الحسّي |
bir kısmını erzak hesabıma gönder. Gerisine de sonra bakarız. | Open Subtitles | ضع جزءاً من نصيبي في حسابي ماتبقى سنرى فيما بعد |
Bayrağın selâmlanması ve millî marşın söylenmesi geleneğin bir parçasıydı. | Open Subtitles | تحية العلم الهولندى وغناء النشيد الوطنى كانتا جزءاً من الطقوس |
Aslında sizin anılarınızın bir parçasını alıyorum ve onu öykünün çerçevesinin içine yerleştiriyorum. | TED | لقد كنت فعلاً أقتطع جزءاً من تاريخك وأضعه بداخل قصة. |
Durun biraz, durun. Telsiz konuşmalarını dinledim. Kafatasından bir parça kesildiğini söylediler. | Open Subtitles | انتظري للحظة، كنت أستمع للاسلكي وقالوا أنّ جزءاً من جمجمتها قد اقتطع. |
Artık her zamankinden daha çok güç ağımızın bir parçası oldu. | TED | إنها حاليًا جزءاً من شبكتنا للطاقة أكثر من أي وقتٍ مضى. |
Bu ölümün de onun dalaverelerinin bir parçası olduğunu söyleyebilirsiniz. | Open Subtitles | حسنا، يمكن أن تقول أن القتل كان جزءاً من نشاطه |
Şu evi görüyor musun? Bu evin bir parçası olmalı. | Open Subtitles | تبدو جزءاً من المنزل لذا يجب أن تتماشى مع المنزل. |
Hayır, hayır. Bu şehrin de, ülkenin de bir parçası değilmişiz. | Open Subtitles | نحن لسنا جزءاً من هذه المدينة ولا من هذا البلد حتى |
Evet, evet, bu senin büyük planının bir parçası değil mi? | Open Subtitles | نعم , نعم , أليس هذا جزءاً من خطتك العبقريّة ؟ |
bir kısmını erzak hesabıma gönder. Gerisine de sonra bakarız. | Open Subtitles | ضع جزءاً من نصيبي في حسابي ماتبقى سنرى فيما بعد |
İçeri soktuğun o profiteroller de dikkatinin bir kısmını çalıyor bence. | Open Subtitles | أظن أن كيس كرات الكريمة يأخد جزءاً من انتباهك على الأقل. |
Los Angeles işinden alacağın paranın bir kısmını, senin için işletmemi ister misin? | Open Subtitles | أتريدني أن أخصّص جزءاً من حصّتك لتستثمر فيها؟ |
Öyleyse, evliliğimiz sadece, treni havaya uçurma planın bir parçasıydı. | Open Subtitles | إذاً زواجنا لم يكن إلا جزءاً من خطة لتفجير هذا القطار ؟ |
Ölüm olayı büyük planımızın bir parçasıydı. | Open Subtitles | والآن مسألة الموت كانت كلها جزءاً من الخطة المدروسة |
Önemsediğim, hayatının bir parçasını benden saklıyor olman. | Open Subtitles | ولكنني أمانع أن تخفي جزءاً من حياتكِ عني |
Otopsi sırasında vücuttan birşey aldı- bir yadigar, kalp şeklinde kıyafetinden kestiği bir parça kumaş. | Open Subtitles | أخذ شيئاً منها, أخذ جزءاً كتذكار. أخذ جزءاً من ملابسها على شكل قلب. |
Papağan balıkları çeşitli üreme stratejilerinin güzelliğinin bir kısmının örneği. | TED | ويجسد سمك الببغاء جزءاً من جمال إبداع التنوّع التناسُليّ. |
İnanın, bugünün siyasi sisteminin bir parçasıydım, hala bir parçasıyım ve bir şeylerin değişmek zorunda olduğunu biliyorum. | TED | صدقوني لقد كنت و لا زلت جزءاً من النظام السياسي اليوم و أعلم أن بعض الأشياء يجب أن تتغير |
Ama bence onunla tanıştığınızda mutluluğunuzun en azından bir kısmı heyecana dönüşecek. | Open Subtitles | أظن أن جزءاً من تعاستكم ستتحول إلى إثارة عندما تقابلون هذا الرجل. |
Ben ise hiçbir parçasını, seninde dediğin gibi, bu dünyaya ait olduğunu göremedim. | Open Subtitles | لم أرَ جزءاً من والدي ولم يكن محكوماً بهذا العالم على حد تعبيرك |
Guya odul olacakti kendisi, skorun bir parcasi degil. | Open Subtitles | كان مُفترضاً أن تكون الجائزة وليس جزءاً من النتيجة النهائية |
Sana haberlerim var canım benim sen de onun bir parçasısın. | Open Subtitles | حسناً، لدي أخبار لك، يا عزيزي، أنت جزءاً من ذلك أيضا. |