Annemle özel bir zaman geçirdim ve sonunda kafamda bir ışık çaktı. | Open Subtitles | لقد حظيت بوقت ممتع مع أمي منذ قليل والمصباح أخيراً قد اضاء |
Harika bir gün geçirdim ve söylemek istediğim ilk kişi sendin. | Open Subtitles | لقد حظيت بيوم رائع وأنت أول شخص خطر ببالى أن أكلمه |
Kuzey Kutbu'nu ziyaret ettiğimde değişen koşulları bizzat görme fırsatım oldu. | Open Subtitles | حظيت بفرصة مشاهدة ظروف تغيير الجليد بنفسي، عندما زُرت القطب الشمالي |
Futbol hayranı olduğum bir gerçek, bu yüzden büyürken birkaç antrenörüm vardı | TED | كوني مشجعاً لكرة القدم ليس بسرٍّ، لذلك خلال نشأتي حظيت ببعض المُدرّبين. |
İngiltere'nin en büyük gizli ajanı bir anda son nefesini verdi. | Open Subtitles | اعظم عميل سري حظيت به انجلترا قد قتل في لحظه واحده |
en son ne zaman eline para geçti de borcunu kapattın? | Open Subtitles | متى آخر مرة حظيت بنقود لكي تدفع ديونك وسددتها؟ |
O sahip olduğum en iyi dost, tanıştığım herkesle berabere durumda. | Open Subtitles | إنه أفضل صديق حظيت به على الإطلاق مقارنة بكل من قابلتهم |
29 yıl boyunca Pete Frates'in annesi olma gururunu yaşadım. | TED | لقد حظيت بـ 29 عاما بشرف كوني والدة بيت فريتس |
Kaba olmak istemem ama zor bir gün geçirdim ve yalnız kalmak istiyorum. | Open Subtitles | لا أقصد أن أكون وقحة لكنني حظيت بيوم طويل وأريد أن أكون لوحدي |
Eğer sonra söylemeyi unutursam bu gece çok güzel vakit geçirdim. | Open Subtitles | انها مفاجأة لقد حظيت بوقت رائع حقا اليوم |
Eğer sonra söylemeyi unutursam bu gece çok güzel vakit geçirdim. | Open Subtitles | انها مفاجأة لقد حظيت بوقت رائع حقا اليوم |
Tek bir eşleşmem oldu, o da anlaşılan internette sahte hesap açanlardan çıktı. | Open Subtitles | لقد حظيت فقط بتطابق واحد ومن الواضح للغاية ان ذلك موقف كان سيئاً |
Zamanında bayağı, cidden bayağı kötü hobilerin oldu ama bu en kötüsü. | Open Subtitles | أعني, لقد حظيت بهوايات قبيحة للغاية لكن بلا شك هذه هي الأقبح |
Sanatım için acı çekmiyordum çünkü. Ama bir çocuğum vardı. | Open Subtitles | لأنني لم أعاني من أجل فني , لكنني حظيت بطفل |
Şimdiye kadar gördüğüm en iyi dans eden insanlarla bir gece dans edip eğleniyorum ve birden herkes deliye dönüyor. | Open Subtitles | لقد حظيت بليلة واحدة ممتعة مع مجموعة من أفضل الراقصين الذين قد رقصت معهم أبداً وفجأة ، يرتعب الكل ؟ |
Bütün hayatımı diğer insanların düğünlerini planlayarak geçirdim ve sonunda kendiminki için bir şans geçti elime. | Open Subtitles | اخطط للناس حفلات زفافهم والان وأخيراً حظيت بفرصة ان انظم حفلي |
Senin gibi özel güçlere sahip birisi gibi, büyücü gibi. | Open Subtitles | على ما يبدو أنك حظيت بتلك القوى الخاصة مثل ساحر |
Onca yakışıklı macera yaşadım ancak tüm bunlar, yine bu gölete dönmem uğrunaymış. | Open Subtitles | يا لها من مغامرات وسيمة حظيت بها، لينتهي بي المطاف في نفس البركة، |
İyice yorulmuşundur. Uzun bir gün geçirdin. | Open Subtitles | أعتقد بأنّك مرهقٌ جداً فقد حظيت بيومٍ طويل |
Sonunda adam gibi seks yaptın. Bu çok güzel. | Open Subtitles | أخيراً حظيت بعلاقة جنسية لائقة، هذا أمر جميل. |
Tanışmaktan büyük onur duyduğum bu güzel, kötü muamelede bulunulmuş insanları düşünmeden geçirdiğim tek gün dahi yok. | TED | لا يمر يوم دون أن أفكر بهؤلاء الناس الجميلين المهانين الذين حظيت بشرف كبير لالتقائي بهم. |
Fakat şunu söylemeliyim ki bugün Mike ile kayınpederi olarak ilk ciddi konuşmamı yaptım. | Open Subtitles | .. وهنا يمكننى أن أقل لكم جميعا بأننى قد حظيت اليوم بأول محادثه جاده مع صهرى المرتقب |
Bir keresinde beş yıldızlı lüks bir otelde kalma şansım olmuştu. | TED | وذات مرة حظيت بفرصة لأن أبيت في فندق فخم وخمس نجوم |
Cidden bu benim yıllardır yaşadığım en iyi kızlar gecesi. | Open Subtitles | وهذه بجد من أفضل الليالي التي حظيت بها من سنين |
Ve, üzücü bir şekilde, son iki sene içerisinde Yaptığım tek seksti. | Open Subtitles | و بكل حزن هذا هو الجنس الوحيد الذي حظيت به منذ سنتين |
Doktor bana rahmimde kansere dönüşebilen hücreler olduğunu söylediğinde, hiç oyalanmadım. | Open Subtitles | عندما أخبرني الطبيب أنني حظيت بخلايا ما قبل السرطانية في رحمي، |