"دع" - Traduction Arabe en Turc

• bırak
• bırakın
• izin ver
• Bırakalım
• etsin
• olsun
• kalsın
• tut
• izin verin
• geçsin

Bu araştırmayı bana bırak. Sana rapor vereceğim, tabi ki.
دع أعمال التحري لي، دعها لي سأبلغك بكل شيء بالطبع

Tamam, bırak da deneyeyim. Emniyet kemerini ayarlamama yardım et.
حسنا , دع لي المحاولة فلتساعدني في تعديل حزام الامان

Bu işi şimdilik bana bırak. Sakın o eve yaklaşma
دع الأمر لي منذ الآن لا تقترب من المنزل أبداً

Kadını rahat bırakın. Sacının teline bile zarar vermezdi delikanlı.
دع المرأة وشأنها. لن يؤذى شعرة من رأسها أيها الصبى.

Tamam, izin ver kardeşim gitsin. Bildiğim her şeyi anlatacağım.
حسنـاً , دع أخي يذهب و سوف أخبرك بما أعرفـه

Siz koparmadan önce, Bırakalım meyve önce olgunlaşsın, Sör Francis.
دع الفاكهة تنضج قبل أن تجنى ، أيها السير فرانسيس

Beni öldür ama aileyi bırak -Olmaz..önce seni öldürürsem göremezsin
بإمكانك قتلى لكن دع العائله تذهب لا يمكننى تنفيذ ذلك

Dikkatli ol, görevini tamamla, büyük işlerle bırak kodamanlar uğraşsın.
إبقي رأسك، أتمم مهمتك، دع الدعاوي تقلق حول الشيء الأكبر.

bırak bu adam hayatı boyunca yaptığıyla yaşamak zorunda kalsın.
دع هذا الرجل يعيش مع ذنبه لما تبقى من حياته

Sen lord kumandansın. Komuta edeceksin. bırak savaşı diğerleri yapsın.
أنت قائد الآن، أعطِ الأوامر دع الآخرين يقومون بمهام القتال

bırak insanlar avlansın, onları ürkütme ve artıklarını sana bıraksınlar.
دع البشر يقومون بالصيد لا تهددهم و سيتركونك تنظف مخلفاتهم

Ki Jae Myung'u Yoon Yu Rae'ye bırak ve benzinci hikayesiyle ilgilen.
دع كي جاي ميونغ ليون يو راي واهتم بامر حادث محطة الوقود

Kayalıkları bana bırak. Genç efendimizin kahvaltısın götü reyi num i?
دع امر الانقاض لي هل أحضر السيد الصغير لتناول أفطاره ؟

Bir sürü evrak işi ve kusku. bırak başkası gitsin.
الكثير من العمل المكتبي والقئ , دع شخص آخر يستجيب

bırak merhum huzur içinde uyusun, Rotwang... Senin için, benim için olduğu gibi, o ölü...
دع الميت يرقد بسلام يا روتوانج , إنها ميتة بالنسبة لي و لك أيضا

O işi bana bırak. Bunu teslim aldığında, her şey harekete geçmiş olacak.
دع هذا لى.وفى الموعد, ستتلقى الأمر وكل شئ سيكون مُعدّا

bırakın birçoklarının kanıyla temizleneyim, sonsuz güzelliğim korunsun, sana dua ediyorum."
دع دم الكثيرين المقدم مني يقدم الجمال الأبدي أنا أصلي لك

Kızı bırakın yoksa şerifinizin beyninin parçalarını bu dağ köylülerinin üzerine saçarım.
دع الفتاة و شأنها أو سأجعل دماغك يتناثر فوق هؤلاء الريفيّين اللعينين

Alevlerin düşüncelerini aramasına izin ver, aklındaki en karanlık girintileri yaktığını hisset.
دع اللهبَ يبحث في افكاركَ واشعر بهم يحترقونَ في الظلمة ويغيرونَ رأيكَ

Evet Bırakalım vampir başka birini daha öldürsün. Hiç sanmıyorum.
.أجل، دع الناب يسلب حياة شخص آخر لا أعتقد هذا

bırak dünya kendini paramparça etsin, hak ediyor!
دع العالم يفجر نفسه الى قطع ان ذلك ما يستحقه

Bu yol, beni geçmişime götürecek, sonunda yuvama ulaştıracak yol olsun.
دع هذا الطريق يكون لي دعه يقودني إلى ماضيي ويردني لدياري

Onur duydum. Ben aksini söyleyene kadar, bulgular bizim aramızda kalsın.
دع مستجدات هذه القضية سراً بيننا أولاً حتى آمرك بشيء آخر

- Charlie, şu psikopat katili bizden uzak tut birader.
دع ذلك القاتل المختل بعيدا عنا يارجل اهلا يا تشارلي

Yarı köpeğin koşmasına izin verin. Ona karımızı yedirmek eğlenceli olacak.
دع نصف الكلب يركض سيكون من الممتع رؤيته وهو يتعثر خلفنا

Bay Hill'in, davalı James Conway'i teşhis ettiği kayıtlara geçsin.
دع المحكمة تسجل بأن السيد هيل تعرف على المتهم: