Bu kutsal yolculuk olmasaydı, bu figürlerin çoğunun hiçbir zaman tanışma şansı olmazdı. | TED | لولا رحلة الحج تلك، لما حظت تلك الشخصيات أبداً على فرصة للتعارف والحديث. |
Hep gitmek istediğim bir yerdi ruhani bir yolculuk gibi olacak. | Open Subtitles | انه.. مكان اذهب ابيه دائماً ما أتوقعه أن تكون رحلة روحانية. |
İyi yolculuklar, ve umarım çok mutlu olursun ve cevabım hayır. | Open Subtitles | لذا، رحلة سعيدة يابرتشك وأتمنى لك السعادة و اجابتي هي لا |
Üniversite gezisi. Bira dolu bir insandan daha iyisi var mı? | Open Subtitles | رحلة جامعية ، ماذا يمكن أن يكون أفضل منها لشرب البيرة؟ |
Günde 400 uçuş yapmıyoruz. Yüzlerce ton kargo, ilaç ve silah da taşımıyoruz. | Open Subtitles | ونحن حقا لا نقوم ب 400 رحلة أو ننقل 100 طن من البضائع |
Bugün, yani 100 yıl sonra, hepinizi, benimle -37 yaşında ve Yale mezunu bir profesörle- müthiş bir yolculuğa davet ediyorum. | TED | إذن اليوم، بعد 100 سنة، أدعوكم جميعا في رحلة رائعة معي، خريجة جامعة ييل وأستاذة جامعية بالغة من العمر 37 عاما، |
Tüm bunları işiteceksin, ama ilk önce beraberce kısa bir gezi yapmalıyız. | Open Subtitles | سأحكي لك عنها ولكن فى البداية يجب ان نبحر سوياً فى رحلة |
Genellikle görünmez olan bir topluluk, ışıklarını ortaya çıkarmak için sanatı kullanıyorlar ama görünmezlikten çıkış yolculuğu kolay değildir. | TED | هؤلاء الناس غير المرئيين معظم الوقت يستخدمون الفنون للخروج إلى النور، لكن رحلة الخروج من الظلّ تلك ليست سهلة. |
Görünen biri başka bir seyahat daha yapacak penis pastası pastahanesine, Doug. | Open Subtitles | يبدو كأن أحدهم سيأخذ رحلة أخري إلي مخبر الكعك علي شكل قضيب |
Bebop için hızlı bir yolculuk oldu, sadece iki bölüm kaldı. | Open Subtitles | لقد كانت رحلة سريعة على متن البيبوب، ولم يبقَ سوى حلقتين |
Pekala, çok uzun bir yolculuk olacak millet, ama sizi özgürlüğe götüreceğim. | Open Subtitles | كل الحق، فمن سيصبح رحلة طويلة، والجميع، لكني سوف تقودك الى الحرية. |
İçinde Pam'in adının olduğu yeni bir yolculuk planı çıkartayım. | Open Subtitles | أستطيع طباعة برنامج رحلة جديد مع كتابة أسم بام عليه |
Bayanlar ve baylar, uçağımıza kalkış izni verildi. İyi yolculuklar. | Open Subtitles | سيداتي و سادتي، لقد بدأنا بالإقلاع نتمنى لكم رحلة سعيدة |
Uzun bir süre onları göremezsem diye iyi yolculuklar dileyeceğim. | Open Subtitles | تعلم، اتمنى لهم رحلة امنة في حال لم أراهم لفترة. |
Memnun bir uçuş geçirmenizi umar ve iyi yolculuklar dileriz. | Open Subtitles | نأمل بأنها كانت رحلة ممتعة و نتمنى لكم رحلة جيدة. |
Balon gezisi, Mumya Müzesi, Denzel Washington Anıtı "Sömürgeci Phenix." Tatil merkezi çiftlik! | Open Subtitles | رحلة في منطاد، أو متحف الشمع نُصب دينزل واشنطن التذكاري مستعمرة فينكس مزرعة |
Bir paketin benim evden yola çıkacağını, uçuş numarasını, her şeyi öğrenecekti. | Open Subtitles | سيعرفون بأن هناك حقيبة ستخرج من بيبتي وسيعرفون الوقت ورقم رحلة الطيران |
Tek başlarına bir yolculuğa çıkmalarına izin vermemizi öneriyorsunuz yani. | Open Subtitles | أنت توصى بأن نسمح لهم بالخروج فى رحلة موجهة ذاتياً |
Bu berbat! Bu bir gezi değil. Oradan geliyorum zaten. | Open Subtitles | هذا مقرف، هذه ليست رحلة لقد عدت للتو من المتنزه |
Eğer ABD içinde bir uçak yolculuğu yapacak olsaydınız, bu irtifalarda uçuyor olacaktınız. | TED | فإذا ذهبت في رحلة جوية عبر الولايات المتحدة, ستكون طائرا على تلك الإرتفاعات. |
Pekâlâ, tek yön bilet, yalnız seyahat ediyor bagaj yok. | Open Subtitles | حسنا, رحلة ذهاب فقط, يسافر بمفرده, لا يوجد فحص للأمتعة. |
Karısına iş gezisine gittiğini söylemiş bir daha geri dönmemiş. | Open Subtitles | أخبر زوجته بأنه ذاهب في رحلة عمل ولم يصل أبداً |
Tamam. Bana iyi uçuşlar falan demeyecek misin? | Open Subtitles | ألن تتمنى لي رحلة موفقة أو شيء من هذا القبيل؟ |
Yüce şeylere doğru yol alırken önüme çıkan ve ezilmesi gereken bir böceksin. | Open Subtitles | أنت مجرد حشرة في طريقي وسأسحقك في رحلة سعيي إلى تحقيق أمور أعظم |
Bir sorun yok. Sadece kısa bir geziye çıkmak durumundayım. | Open Subtitles | لاشيء , و لكن حدث أنني ذاهب في رحلة قصيرة |
Ancak, yepyeni bir yapı oluşturmak, ne kolay bir yolculuktu, ne de tamamlanmış durumda. | TED | ولكن الآن، تحويل نظام كامل، لم يكن رحلة سهلة، وليس مكتملاً بعد. |
Onu geçen yaz Fransa'nın güneyinde bir şarap tatma gezisinde almıştım. | Open Subtitles | لقد جلبته في رحلة تذوق نبيذ عبر جنوب فرنسا الصيف الفائت |