ويكيبيديا

    "رحلة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yolculuk
        
    • yolculuklar
        
    • gezisi
        
    • uçuş
        
    • yolculuğa
        
    • gezi
        
    • yolculuğu
        
    • seyahat
        
    • gezisine
        
    • uçuşlar
        
    • yol
        
    • geziye
        
    • yolculuktu
        
    • uçak
        
    • gezisinde
        
    Bu kutsal yolculuk olmasaydı, bu figürlerin çoğunun hiçbir zaman tanışma şansı olmazdı. TED لولا رحلة الحج تلك، لما حظت تلك الشخصيات أبداً على فرصة للتعارف والحديث.
    Hep gitmek istediğim bir yerdi ruhani bir yolculuk gibi olacak. Open Subtitles انه.. مكان اذهب ابيه دائماً ما أتوقعه أن تكون رحلة روحانية.
    İyi yolculuklar, ve umarım çok mutlu olursun ve cevabım hayır. Open Subtitles لذا، رحلة سعيدة يابرتشك وأتمنى لك السعادة و اجابتي هي لا
    Üniversite gezisi. Bira dolu bir insandan daha iyisi var mı? Open Subtitles رحلة جامعية ، ماذا يمكن أن يكون أفضل منها لشرب البيرة؟
    Günde 400 uçuş yapmıyoruz. Yüzlerce ton kargo, ilaç ve silah da taşımıyoruz. Open Subtitles ونحن حقا لا نقوم ب 400 رحلة أو ننقل 100 طن من البضائع
    Bugün, yani 100 yıl sonra, hepinizi, benimle -37 yaşında ve Yale mezunu bir profesörle- müthiş bir yolculuğa davet ediyorum. TED إذن اليوم، بعد 100 سنة، أدعوكم جميعا في رحلة رائعة معي، خريجة جامعة ييل وأستاذة جامعية بالغة من العمر 37 عاما،
    Tüm bunları işiteceksin, ama ilk önce beraberce kısa bir gezi yapmalıyız. Open Subtitles سأحكي لك عنها ولكن فى البداية يجب ان نبحر سوياً فى رحلة
    Genellikle görünmez olan bir topluluk, ışıklarını ortaya çıkarmak için sanatı kullanıyorlar ama görünmezlikten çıkış yolculuğu kolay değildir. TED هؤلاء الناس غير المرئيين معظم الوقت يستخدمون الفنون للخروج إلى النور، لكن رحلة الخروج من الظلّ تلك ليست سهلة.
    Görünen biri başka bir seyahat daha yapacak penis pastası pastahanesine, Doug. Open Subtitles يبدو كأن أحدهم سيأخذ رحلة أخري إلي مخبر الكعك علي شكل قضيب
    Bebop için hızlı bir yolculuk oldu, sadece iki bölüm kaldı. Open Subtitles لقد كانت رحلة سريعة على متن البيبوب، ولم يبقَ سوى حلقتين
    Pekala, çok uzun bir yolculuk olacak millet, ama sizi özgürlüğe götüreceğim. Open Subtitles كل الحق، فمن سيصبح رحلة طويلة، والجميع، لكني سوف تقودك الى الحرية.
    İçinde Pam'in adının olduğu yeni bir yolculuk planı çıkartayım. Open Subtitles أستطيع طباعة برنامج رحلة جديد مع كتابة أسم بام عليه
    Bayanlar ve baylar, uçağımıza kalkış izni verildi. İyi yolculuklar. Open Subtitles سيداتي و سادتي، لقد بدأنا بالإقلاع نتمنى لكم رحلة سعيدة
    Uzun bir süre onları göremezsem diye iyi yolculuklar dileyeceğim. Open Subtitles تعلم، اتمنى لهم رحلة امنة في حال لم أراهم لفترة.
    Memnun bir uçuş geçirmenizi umar ve iyi yolculuklar dileriz. Open Subtitles نأمل بأنها كانت رحلة ممتعة و نتمنى لكم رحلة جيدة.
    Balon gezisi, Mumya Müzesi, Denzel Washington Anıtı "Sömürgeci Phenix." Tatil merkezi çiftlik! Open Subtitles رحلة في منطاد، أو متحف الشمع نُصب دينزل واشنطن التذكاري مستعمرة فينكس مزرعة
    Bir paketin benim evden yola çıkacağını, uçuş numarasını, her şeyi öğrenecekti. Open Subtitles سيعرفون بأن هناك حقيبة ستخرج من بيبتي وسيعرفون الوقت ورقم رحلة الطيران
    Tek başlarına bir yolculuğa çıkmalarına izin vermemizi öneriyorsunuz yani. Open Subtitles أنت توصى بأن نسمح لهم بالخروج فى رحلة موجهة ذاتياً
    Bu berbat! Bu bir gezi değil. Oradan geliyorum zaten. Open Subtitles هذا مقرف، هذه ليست رحلة لقد عدت للتو من المتنزه
    Eğer ABD içinde bir uçak yolculuğu yapacak olsaydınız, bu irtifalarda uçuyor olacaktınız. TED فإذا ذهبت في رحلة جوية عبر الولايات المتحدة, ستكون طائرا على تلك الإرتفاعات.
    Pekâlâ, tek yön bilet, yalnız seyahat ediyor bagaj yok. Open Subtitles حسنا, رحلة ذهاب فقط, يسافر بمفرده, لا يوجد فحص للأمتعة.
    Karısına iş gezisine gittiğini söylemiş bir daha geri dönmemiş. Open Subtitles أخبر زوجته بأنه ذاهب في رحلة عمل ولم يصل أبداً
    Tamam. Bana iyi uçuşlar falan demeyecek misin? Open Subtitles ألن تتمنى لي رحلة موفقة أو شيء من هذا القبيل؟
    Yüce şeylere doğru yol alırken önüme çıkan ve ezilmesi gereken bir böceksin. Open Subtitles أنت مجرد حشرة في طريقي وسأسحقك في رحلة سعيي إلى تحقيق أمور أعظم
    Bir sorun yok. Sadece kısa bir geziye çıkmak durumundayım. Open Subtitles لاشيء , و لكن حدث أنني ذاهب في رحلة قصيرة
    Ancak, yepyeni bir yapı oluşturmak, ne kolay bir yolculuktu, ne de tamamlanmış durumda. TED ولكن الآن، تحويل نظام كامل، لم يكن رحلة سهلة، وليس مكتملاً بعد.
    Onu geçen yaz Fransa'nın güneyinde bir şarap tatma gezisinde almıştım. Open Subtitles لقد جلبته في رحلة تذوق نبيذ عبر جنوب فرنسا الصيف الفائت

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد