Kızım kör. O kör, küçük, savunmasız ve narin bir kız. | Open Subtitles | ابنتي عمياء ، إنها عمياء و صغيرة و عاجزة و ضعيفة |
GüçIü büyüler yapmaktan bahsediyoruz. zayıfsın. | Open Subtitles | أنت تتحدثين عن العبث بسحر قوي و أنت ضعيفة |
Sağ karelerin zayıftı ve bundan şahını almak için yararlandı. | Open Subtitles | ومربعاتك اليمنى كانت ضعيفة وهو إستفاد من ذلك ليأسر ملكك |
Bileklerim biraz zayıf, ve dönüşüm bu yüzden biraz daha kötü olabilir. | Open Subtitles | كواحلي ضعيفة إلى حد ما، و لكن دوراني ربما قد يكون أفضل |
düşük veri anteni gidip geliyor. Bu yüzden bakım için çalışmıyordu. | Open Subtitles | إن الاشتارة كانت ضعيفة من الهوائي لذا هو خارج الخدمة للصيانة |
Ama çoğu kışa ve güneşin az olduğu bir hayata özel olarak hazırlanmalıdır. | Open Subtitles | ولكنالغالبية، لابد أن تقوم بتحضيرات خاصة من أجل الشتاء. و الحياة بشمس ضعيفة. |
Ancak bazen hala cinsiyet beklentileri anlamında çok hassas hissediyorum. | TED | لكن أحيانا أشعر باني ضعيفة أمام الانتظارات المرتبطة بنوع الجنس. |
İşte yine başlıyoruz. Ben zayıfım, değil mi? | Open Subtitles | ها هُو الأن, انا ضعيفة جداً, أليس كذلك ؟ |
kırılgan ve korkmuş bir haldeyken çok kaygan bir yerde kendini toparlamaya çalıştı. | Open Subtitles | كانت خائفة و ضعيفة حاولت أن تبقي على هدوءها في مكانٍ زلق جداً |
Yer çekimsel dalgaların sorunu çok zayıf olmaları; saçma bir biçimde zayıflar. | TED | لذلك المشكلة بموجات الجاذبية أنها ضعيفة جداً، إنها ضعيفة بطريقة غير معقولة |
Bizim güvenlik anlayışımızın ne kadar kırılgan olduğunu hatırladım ve insanların aslında ne kadar savunmasız olduğunu. | TED | الأمر الذي أثار تعجبي من هشاشة شعورنا بالطمأنينة وكم هي الناس ضعيفة. |
Çocuk yazısı gibi. "S" ve "T"ye bak. Düzgün, savunmasız. | Open Subtitles | يبدو كخط طفل , هل ترى حرف الإس و الـ تي كيف تبدو ضعيفة |
Çocuk yazısı gibi. "S" ve "T"ye bak. Düzgün, savunmasız. | Open Subtitles | يبدو كخط طفل , هل ترى حرف الإس و الـ تي كيف تبدو ضعيفة |
Sen bununla yaşayamayacak kadar zayıfsın. Bu seni güçlü kılacaktı. | Open Subtitles | أنتِ ضعيفة للغاية لتعتقدين أن بإمكانك النجاة إنه يجعلك أقوى فقط |
Sen zayıfsın, benim canım kardeşim. Hep zayıftın. | Open Subtitles | انت ضعيفة يا اختي العزيزة طالما كنت كذلك. |
O zamanlar, şu anda yönetmekte olduğum Dünya Bankası'nın Kore hakkında beklentileri oldukça zayıftı. | TED | وفي ذلك الوقت، كانت توقعات مجموعة البنك الدولي، التي أترأسها الآن ضعيفة جدّاً لكوريا. |
Ayrıca Jin Seok'un fiziksel durumu o kadar kötü müydü? | Open Subtitles | لكن، هل كانت صحةُ جين سوك ضعيفة إلى هذه الدرجة؟ |
düşük seviyeli bir enerji izi algılamadan önce buradan geçiyorduk. | Open Subtitles | نحن عبرنا تلك المنطقة عندما ألتقطنا أشارة ضعيفة من الطاقة |
Ama cogu kisa ve gunesin az oldugu bir hayata ozel olarak hazirlanmalidir. | Open Subtitles | ولكنالغالبية، لابد أن تقوم بتحضيرات خاصة من أجل الشتاء. و الحياة بشمس ضعيفة. |
Denizanaları, çoğu deniz omurgasızı gibi yumuşak ve hassas vücutlara sahiptir. | Open Subtitles | قناديل البحر، كحال الكثير من اللافقاريات البحريّة، لديهم أجساد رقيقة ضعيفة. |
Eğer bu beni zayıf kılıyorsa sorun yok, zayıfım işte. Ama senin... | Open Subtitles | إن كان ذلك يجعلني ضعيفة فليكُن، أنا ضعيفة، لكنّي لا أحتمل |
Sadece düşman şileplerinden gelen zayıf konum raporları ve SOS çağrıları. | Open Subtitles | تقاير عن المواقع , وإشارات إستغاثة ضعيفة جداً من شاحنات العدو |
Bak, Lana'nın erkek arkadaşı daha yeni ondan ayrıldı, ve şuan aciz ve depresyonda. | Open Subtitles | إسمع، خليل لاناإنفصل معها وهي ضعيفة جدا ومكتئبة الآن |
Hafızam zayıftır, ama son derece önemli konular için değil. | Open Subtitles | لدي ذاكرة ضعيفة لكن ليس لمسائل ذات أهمية قصوى |
Onları aldılar çünkü güçleri yetiyordu. Çünkü ben zayıftım. | Open Subtitles | أخذوهم لأنهم استطاعوا و ظنّوا أنني ضعيفة |
- Dikkat, dikkat. Sıkı tut tamam mı? Dikkat et çünkü çok güçsüzsün. | Open Subtitles | إمسكيه بقوّة ، أنت ضعيفة جداً ، لا تسقطيه |