"طفلة" - Traduction Arabe en Turc

    • çocuk
        
    • bebek
        
    • Çocukken
        
    • çocuğu
        
    • çocuğun
        
    • çocuğum
        
    • çocuksun
        
    • kızı
        
    • bebeği
        
    • kızım
        
    • bebekken
        
    • çocuktum
        
    • kızın
        
    • Çocukluğumdan
        
    • çocuğa
        
    Ona biraz dikkatlerini verseler sıradışı bir çocuk olduğunu anlayacaklardı. Open Subtitles لو أنها أولتها أدنى إهتمام، لأدركت أن لديها طفلة إستثنائية.
    Benim sessiz bir çocuk olduğumu düşünürlerdi ama sürekli konuşurdum. Open Subtitles ظنوا أني طفلة هادئة .. لكني كنت أتكلم طوال اليوم
    O bir çocuk... küçük kızlar her zaman anneleri ile sorunludur. Open Subtitles إنها طفلة , فتاة صغيرة , لديها بعض الخلافات مع أمها
    Kızılderili kampından bir bebek tüfekli beyaz adamlar tarafından kaçırılmış. Open Subtitles طفلة كيوا سرقت من معسكرهم بواسطة رجال البيض، مع البنادق
    Çocukken, kronik hastalığı olan bir yakının vardı muhtemelen kız kardeşin. Open Subtitles عندما كنتِ طفلة كان أحد أقربائك مصاب بداء مزمن غالباً أختك
    Kız kardeşimi arıyorum! Ufak bir kız çocuğu gördünüz mü? Open Subtitles أنني أبحث عن أختي الصغيرة , هل رأيت طفلة صغيرة؟
    Liman Müdürlüğü'ne ve Üçlü Bölge'ye de çocuk kaçırma alarmı verdik. Open Subtitles ويتمّ الآن إصدار تحذير بإختطاف طفلة لسلطة الميناء ومنطقة الولايات الثلاثة.
    Tam da karım ile birlikte çocuk yapma konusunda sorunlar çekerken sanki birden... Open Subtitles طفلة رضيعة بدون أحد يعتني بها ، أنا وزوجتيمررنابمشاكلوقتيةكيتحملطفلا.. وقد كان مثل ..
    Yeni çocuk geldi. Senden çok daha şirin ve küçük. Eminim çabuk gider. Open Subtitles طفلة جديده ، أكثر لطفًا منكِ وأصغر ، أنا واثقه انها ستذهب بسرعه
    O kadar hasta bir çocuk koruyucu ailenin yanında kalmamalı. Open Subtitles طفلة مريضة كهذه لا يجب أن تكون مع عائلة رعاية.
    Çünkü SAS komandosunun bir çocuk kaçırma olayın karışması büyük bir ayıp. Open Subtitles لأنّه من العار أن رجل من الخدمة الجوية الخاصة متورط بإختطاف طفلة.
    12 yaşında. bebek falan yok. O daha bir çocuk. Open Subtitles انها بالثانية عشر , ليس هنالك طفل , انها طفلة.
    Dojtor, küçük bir bebek nasıl koca bir adamı boğulmaktan kurtarabilir? Open Subtitles أيها الطبيب ، كيف تنقذ طفلة صغيرة رجلاً بالغاً من الغرق؟
    Dr. Chen, terk edilmiş, yeni doğmuş bir bebek var. Open Subtitles تشين لدي طفلة حديثة الولادة وهي منبوذه ربما عمرها ساعتان
    Çocukken en sevdiğim hikâye sonsuza kadar yaşayan bir adamla ilgiliydi. Open Subtitles عندما كنت طفلة قصتي المفضلة عن رجل قد عاش إلى الأبد
    Ben küçük bir Çocukken, eğer yapabiliyorsa ormanları korumasını istedim. Open Subtitles حينما كنتُ طفلة صغيرة طلبتُ منه أن يقوم بحماية الغابة
    Affedersiniz! 6 yaşında küçük bir kız çocuğu gördünüz mü? Open Subtitles معذرة ، هل رأيتم طفلة صغيرة فى السادسة من العمر؟
    Pekala, hakim birlikte olmayan iki insana, çok nadir, bir çocuğun sorumluluğunu verir. Open Subtitles الآن، أيّ قاضٍ نادراً ما سيضع طفلة تحت وصاية اثنين لا يعيشان سوياً
    Ben atlarla konuşan annesiyle, her yerden uzakta bir çiftlikte yaşayan tek çocuğum. Open Subtitles أنا طفلة وحيدة تعيش في مزرعة خيول في العراء مع أم تهمس للخيول
    Senin bunu anlamanın güç olduğunu biliyorum, çünkü sen daha bir çocuksun. Open Subtitles اعرف انه من الصعب عليك ان تفهمي لأنك لا زلت طفلة
    10 yaşında bir kızı olduğunu ve onu annesine verdiğini iddia ediyordu. Open Subtitles بلى,إن لديها طفلة في العاشرة من عمرها تّدعي انها أعطتها إلى والدتها.
    Kalan son Hapşıran bebeği sokağın karşısındaki doğum canlandırmamızda açık arttırmayla satacağız.. Open Subtitles سنفتح المزاد على أخر طفلة متاحة للبيع عبر هذا الشارع في مخيمنا.
    İki yaşında bir kızım var; şimdiye kadarki en iyi şey. TED لدى طفلة تبلغ من العمر عامين وهي أفضل شيء عندي على الإطلاق
    İşin aslı, küçük bir bebekken kafamı duvarlara vurmaktan hoşlanırdım. Open Subtitles عندما كنت طفلة صغيرة كنت احب أن أصدم رأسي بالحائط
    çocuktum, yalnızdım, ölmekten korkuyordum. Ve sen kendini kurtarmak için kaçtın. Open Subtitles لقد كنت طفلة وحيدة خائفة على حياتي وأنت هربتي لتنقذي حياتكِ.
    Bu konuda lösemiden kurtulan küçük bir kızın müthiş bir hikayesi var. Kanını alıyorlar, düzenliyorlar ve CRISPR öncüsü ile geri koyuyorlar. TED هناك قصة رائعة عن طفلة صغيرة أنقذت من سرطان الدم عن طريق أخذ دمها بالكامل وتعديله ثم إعادته بواسطة مركب طليعي لكريسبر.
    Manken olduğumda, sonunda Çocukluğumdan beri hayalim olan bir rüyanın gerçek olduğunu hissetmiştim. TED لذلك حين أصبحت عارضة أزياء، أحسست بأني أخيرًا سأحقق الحلم الذي طالما حلمت به منذ كنت طفلة.
    Şans eseri, annesiyle konuşmakta olan otizmli bir çocuğa rastladım ve olaylar gelişti. TED وما حدث أني شهدت طفلة مصابة بالتوحد تتحدث مع أمها، وهذا ما حدث.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus