| eğer ABD içinde bir uçak yolculuğu yapacak olsaydınız, bu irtifalarda uçuyor olacaktınız. | TED | فإذا ذهبت في رحلة جوية عبر الولايات المتحدة, ستكون طائرا على تلك الإرتفاعات. |
| eğer 82 yaşına kadar yaşarsak, bu yaklaşık 30.000 gündür. | TED | فإذا بلغنا 82 من العمر، هذا يعادل 30.000 يوم تقريباً، |
| eğer Irak savaşında harcadığımız çabanın sadece bir haftasını harcarsak, bu sorunu çözmek için iyi yol kat edebiliriz. | TED | فإذا قضينا أسبوعاً واحداً بقيمة ما ننفقه في حرب العراق فيمكننا أن نحقق إنجازات في طريقنا لحل هذا التحدي |
| Bunu anlayamıyorum çünkü eğer salınımların durması gerekiyorsa o zaman salınımları durdurmalıyız. | TED | لا أفهم ذلك، فإذا كان للانبعاثات أن تتوقف، فيجب علينا إيقافها إذاً. |
| o yüzden şirketin adamlarından biri ziyarete gelirse kanunî yetkileri olmadığını bilin. | Open Subtitles | فإذا أتى رجل من الشركة سائلاً فاعلموا أن لا سلطة قضائية عنده |
| Sonra hayatta olduğunu öğrendim ve aynı gün hayatta olmadığını öğrendim. | Open Subtitles | ثم اكتشفت أنّها حيّة، فإذا بي في نفس اليوم أشهد موتها. |
| eğer bilinçli olarak dinlerseniz, etrafınızdaki sesleri kontrolünüz altına alabilirsiniz. | TED | فإذا كنت تستمع بصورة واعية سيمكنك التحكم بالصوت المحيط بك |
| eğer sen elini kapamadan parayı alabilirsem... kız benim olur. | Open Subtitles | فإذا أخذتها منك قبل أن ..تغلق يدك تكون الفتاة لى |
| eğer bir seksen bir adam olsaydım üstte ben olurdum. | Open Subtitles | فإذا كنت رجل بعرض سبعة أقدام فسأكون أنا في الأعلى |
| eğer gidip kendini tutuklatırsan, tekrar ehliyet alana kadar yıllar geçer, tamam mı? | Open Subtitles | فإذا ذهبت واعتُقلتي سوف تنتظرين سنوات كي تحصلي على رخصة السواقة مجدداً، حسناً؟ |
| eğer başarılı olursa, eşiyle aynı odada kalmaya hak kazanır. | Open Subtitles | فإذا نجح في ذلك امكنه ان يقضي ليلته في غرفتها |
| eğer o Sally değilse, öyleyse, onu taklit eden birisiydi. | Open Subtitles | ان لم تكن سالي فإذا هناك شخص ارسل ليكون هي |
| eğer durdurabilecek gücü olup yapmıyorsa, o zaman, kötü niyetli olmalı o. | Open Subtitles | فإذا كنت قادر على انهاء الشر ولكنك لم تفعل فإذا انت شرير |
| eğer İngiliz anahtarı seti bulursanız ya da bir çift eski hokey pateni. | Open Subtitles | فإذا مررت بمفتاح مواسير متري أو زوج من مزالج الهوكي أريد إستعادتهم حقاً |
| eğer herkesin korkudan nutku tutulduysa ben yola koyulalım derim. | Open Subtitles | فإذا كنتم جميعاً مذعورين بما يكفي فرأيي أن نتحرك حالاً. |
| eğer sifiliz (frengi) hastasıysanız sizi bu kategoriye dahil edebilir ve size pensilin verebiliriz. | TED | فإذا وضعناكم في فئة لمن حصل لهم الزهري، نستطيع إعطائكم البنسلين. |
| eğer her birimiz üzerimize düşen görevi yaparsak birlikte bir fark yaratabilir ve penguenlerin neslinin tükenmesine engel olabiliriz. | TED | فإذا قام كل منا بدوره يمكننا معًا أن نحدث الفرق وننقذ البطاريق من الانقراض |
| eğer size "Bunlar hangi iki asya ülkesi? | TED | فإذا طرحت عليكم سؤالاً, ما هما تلك الدولتين؟ |
| eğer Hintli ya da Çinli olmayı seçme şansınız olsa, 10 yıl daha fazla yaşamak için Çinli olmak isterdiniz. | TED | وعليه فإذا خُيرت أي الفريقين تفضل أن تنتمي إليه, لأخترت أن تكون صينياً لتتمكن من العيش لعشرة سنوات أخريات. |
| Bu yüzden IQ tarihine bakarsak insanlar daha zeki hale geliyor. | TED | فإذا نظرنا إلى تاريخ نسب الذكاء، نرى أن الناس يصبحون أكثر ذكاءً. |
| Beni istemeyen o hayattan kurtulduktan Sonra da gerçek ailemi buldum. | Open Subtitles | فإذا بي حين تحررت من الحياة التي أبَتني، وجدت أسرتي الحقّة. |
| Yani birkaç nokta alır ve onları biyolojik hareketle ilişkilendirirsem, beyninizin devresi hemen ne olduğunu algılayacaktır. | TED | فإذا قمت بأخذ بعض النقاط ثم قمت بتحريكها وفق حركة بيولوجية، سوف تتمكّن دوائر دماغنا على الفور من فهم ما يجري. |