"فعله" - Traduction Arabe en Turc

• yapmak
• yapman
• yapmam
• yaptığı
• yapmaya
• yapmamız
• yaptığını
• yaptı
• yapacağımı
• yapmamı
• yapabilirim
• yapacağını
• yapabileceğim
• yapması
• yapmanız

Bütün yapmak istediğim, koşu ayakkabılarımı giymek ve kapıdan dışarı koşmaktı.
كل ما أردت فعله هو أن أرتدي حذائي الرياضي والجري خارجا.

Tek yapman gereken bu numaraları girmek ve özgür olacaksın.
كل ما عليك فعله هو إدخال هذه الأرقام وستكون حراً.

Benim yapmam gereken ise yiyecekleri daha çok sayıda insana ulaştırmaktı.
ما أردت فعله هو إخراج الطعام إلي مدي أوسع من الناس.

Ortaklarımızın yaptığı şey beyin dokusunun küçük parçalarını hayal etmekti.
وما فعله مساعدونا هو رسم أجزاء صغيرة من نسيج دماغي.

Ne amaçladığımızı ve ne yapmaya çalıştığımızı göremeyen birçok kişi vardı.
لم يفهم كثيرون ما كنا نهدف إليه، وما كنا نحاول فعله.

Öyleyse yapmamız gereken şey küçük bir mikroçipe tüm potansiyel aydınlatma cihazlarını yerleştirmek.
اذا كل ما علينا فعله هو وضع رقاقة صغيرة لكل جهاز اضاءة محتمل

Eğer bu taraftan birileri bu kişilerin ne yaptığını anlamazsa sorun olmaz çünkü birbirimizin daha iyi bir hareket için çalıştığımızı biliyoruz.
إذا لم يفهم أحدهم فيما يخص هذا الجانب ما تحاول فعله تلك المجموعة، فلا بأس، لأننا جميعاً نثق أننا نعمل لصالح الحركة.

Sen ondan hoşlanmazsın bile. Manyak bu defa ne yaptı?
ما الذي فعله المسخ هذه المرّة هل سلق سمكتك الذهبيّة؟

Mesele, yapmak istediklerimizle ilintili olarak teknolojinin neler yapmamıza izin vermesidir.
بل عما تمكننا التكنولوجيا من فعله بالتلاقي مع ما نود فعله.

Tek yapmamız gereken şey özel yaşamı daha ulaşılır yapmak için çalışmak.
ما يجب علينا فعله حقا هو العمل على جعل الخصوصية سهلة التحقيق.

Bulurum bir tane. Senin tek yapman gereken benim için gitar çalmak.
سأجد واحد ، كل ما عليك فعله هو أن تعزف القيثار لي

Davranışlarına dikkat et. yapman gereken tek şey bu. Böylece iyi geçiniriz.
فقط أحسن تصرفاتك , هذا كل ما عليك فعله , وستكون بخير

Tüm yapmam gereken çocukları yedirip içirmek bezlerini değiştirmekti ve her şey tamam.
ظننت أن كل ما علىَ فعله هو إطعامهم، تغيير الحفاض، وسيكونوا بخير هكذا.

İçgüdülerim bana doğal bir şekilde ne yapmam gerektiğini söyleyecek.
كنت معتقدة أن غرائزي ستخبرني فطريًا بما ينبغي علي فعله.

Peki babanın çaldığı parayı ne yaptığı ortaya çıktı mı?
هل إكتشفوا بما فعله أبيك بكل هذه الأموال التي سُرقت؟

Ve bu soru şekil değiştirerek hepimiz yapmaya çalıştığımızda nasıl iyi oluruza döndü.
ثم يصبح سؤالا عن, كيف يمكننا جميعا أن ننجح فيما نحاول فعله ؟

Bir şey yapmamıza gerek yok. Tek yapmamız gereken öğrenmek.
وليس علينا القيام بشىء. كل ما علينا فعله أن نتعلم.

Ama bizim geleneksel terim ve konseptlerle düşüncelerimize ne yaptığını bir düşünün.
ولكن فكر بما فعله هو جعلنا نفكر مجددا في المفاهيم والمعتقدات التقليدية.

Ama ne yaptıysa, her ne yaptıysa, bizleri korumak için yaptı.
ولكن مهما فعل وبرغم كل شيء فعله كان من أجل حمايتنا

Sana yalan söylediğim için üzgünüm. Başka ne yapacağımı bilemedim.
آسفة لأني كذبت عليك لم أكن أعرف ما عليّ فعله

- Benimle aynı şeyleri hissetti. - Ne yapmamı bekliyorsun?
لقد أحست بنفس شعوري ما الذي تتوقعين مني فعله ؟

Seni gördüğüme her zaman mutlu olurum Flora.Senin için ne yapabilirim?
أنه دائما من المبهج رؤيتك ، فلورا. مالذي يمكنني فعله لكِ؟

- Onun ne yapacağını bilemezsin. - Ne, bana ateş mi eder yoksa?
ـ أنت لا تعلم ماذا سيحاول فعله ـ ماذا، هل سيطلق النار عليٌ؟

Onun durumunda, hayatını kurtarmak için yapabileceğim bir şey olmadığını biliyordum,
كنت أعلم أنه لم يكن هناك ما يمكن فعله لإنقاذ حياتها.

Tek yapması gereken babamın adını söylemekti, ama yapmadı; ağzını kapalı tuttu.
كل ما كان عليه فعله هو ذكر اسم أبي ، ولم يفعل

yapmanız gereken ilk şey kendiniz ile olan ilişkinizi değiştirmektir.
أول شيء يجب فعله هو أن تغيروا علاقتكم مع أنفسكم.