"في المكان" - Traduction Arabe en Turc

    • yerde
        
    • yerdesin
        
    • yerdesiniz
        
    • yerdeydi
        
    • yerdeyim
        
    • yerdeyiz
        
    • yere
        
    • Etrafta
        
    • yeri
        
    • yerinde
        
    • bir yer
        
    • yerdeydim
        
    • Etrafa
        
    • yerlerde
        
    • yerdeymiş
        
    Bu ona, konuşmak için uygun bir yerde duracağınızı anlatır. Open Subtitles هذا سيجعله يعرف أنك تريد المخاطبة معه في المكان المناسب
    Şu an en iyi yerdesin. Gerçekten, en iyi yerdesin. Open Subtitles حسـناً، إنك في المكان المناسب بصراحة، أنتِ في المكان المناسب
    Size uygun bir şeyimiz olduğunu sanmıyorum. Belli ki yanlış yerdesiniz. Lütfen gidin. Open Subtitles لا أعتقد أنه لدينا شيىا لك، أنت في المكان الخاطى، ارحلي أرجوك
    Kardeşim kendi doğum günü yemeğini kaçırdı, çünkü yanlış zamanda yanlış yerdeydi. TED لم يحضر أخي عشاء عيد ميلاده لأنه كان في المكان الخطأ في التوقيت الخطأ.
    Sanırım yanlış zamanda, yanlış yerdeyim. Open Subtitles أظن أني كنت في المكان الخطأ والوقت الخطأ
    - Şimdi duydum. - Galiba doğru yerdeyiz. Open Subtitles شيئاً ما يتحرك هنا أظن بأننا في المكان الصحيح
    Ve geriye dönüp, çıktığınız yere bakıyorsunuz, ve bazı insanlar yüksek sesle konuşuyor. TED كما أننا نستدير ونظر في المكان حولنا، وبعض الناس يكلمون أنفسهم بصوت عال.
    Çok kasvetli. Küçük çocuk bacağına sarılmış, küçük hayalaletler Etrafta uçuşuyor. Bu saçmalıklarından kurtulmamız lazım. hemen, baylar ve bayanlar. TED هو قاتم. هناك أطفال صغار يتكئون على ساقه، أشباح صغيرة تطير في المكان. علينا أن ننظف هذا بسرعة، سيداتي سادتي.
    Mermi giren yeri diyorum. Daha büyük görünür diye düşünmüştüm. Open Subtitles أوه ، في المكان الذي اُصبتِ فيه توقعت شيئاً أكبر
    Buraya yeni bir yaşam bulmaya gelmiştim. Şimdi yanlış yerde aradığımı anlıyorum. Open Subtitles أتيت إلى هنا لإيجاد حياة و أدركت إنني أبحث في المكان الخطأ
    Bir şeyim yok. Yanlış yerde yanlış zamanda bulundum sadece. Open Subtitles سأظل حياً الأمر أقرب بتواجدي في المكان والوقت الغير مناسب
    Kayıp Şehrin yerini bulmaya yaklaştık, ama baştan beri yanlış yerde arıyormuşuz. Open Subtitles إقتربنا أكثر إلى تحديد مكان المدينةالمفقوده، لكن كان البحث في المكان الخاطئِ.
    Nihayet üç yıl önce olman gereken yerdesin. Open Subtitles أخيراً أنت في المكان الذي كان يجب أن تكون فيه منذ ثلاث سنوات
    -Hanımefendi, sanırım yanlış yerdesiniz. -Asıl sen yanlış yerdesin. Open Subtitles سيدتي أعتقد أنك في المكان الخاطئ أنت الذي في المكان الخاطئ
    Yalnış yerdesiniz, diğer herkes üst katta restoran kısmında. Open Subtitles إنك في المكان الغلط, الجميع في الأعلى في غرفة الطعام.
    Sadece yanlış zamanda yanlış yerdeydi, öyle mi? Open Subtitles لقد حدث بأنها في المكان الخاطىء والتوقيت الخاطىء، أليس كذلك؟
    Kazansan da kaybetsen de tam olarak olmam gerektiği yerdeyim. Open Subtitles ربح أم خسارة أنا في المكان الذي يجب ان أكون فيه
    İblis 76, söylenen yerdeyiz. Paket burada değil. Open Subtitles ألأفعى 76 ، نحن في المكان و الطرد ليس هنا.
    Dünyanın bir ucundaki bir yere bir katili göndermek... biraz zamanımı aldı. Open Subtitles يأخذ بعض الوقت لترسل قاتل في المكان الى الجهة الاخرى من العالم
    (ufak erkek çocuğu kastederek) O adaleti ve düzeni sürdürüyor. çünkü hatırlayın Etrafta öğretmen yok. TED انه يحافظ على النظام، لا تنسوا، فليس هناك معلم في المكان.
    İkiniz de bir noktayı kaçırıyorsunuz. Onlara yalan söyledim yani yanlış yeri kazıyorlar. Open Subtitles انتم لا تفهمون, لقد كذبت عليهم وهذا يعني انهم يحفروا في المكان الخاطئ
    Seni seviyorum Bu... araba zamanki yerinde olduğunu ve anne savaşmaya çalışın. Open Subtitles تفضلي. السيارة في المكان المعتاد وتساهلي مع والدتكِ، سوف تغير رأيها. أحبكِ.
    Bu, kenara çekmek için uygun bir yer aradığınızı gösterir. Open Subtitles هذا سيجعله يعرف أنك تريد المخاطبة معه في المكان المناسب
    Evet, bendim. Onun hayatını ben kurtardım. Doğru zamanda doğru yerdeydim. Open Subtitles لقد كان أنا لقد أنقذت حياتها في المكان المناسب والوقت المناسب
    O halde söyler misin benim gibi giyinmiş bir siyah kendisine bir soru sorulmadan içeri girip, Etrafa bakabilir mi? Open Subtitles إذاً أخبرني كيف لرجل أسود يلبس مثل ملابسي يدخل هنا ويتجول في المكان بدون ان يسئلني أحد أي سؤال ؟
    Denizcinin öldüğü yerlerde takılıyor. Open Subtitles يتسكع في المكان الذي عثرنا فيه على البحار الميّت
    Sadece doğru zamanda, doğru yerdeymiş. Open Subtitles صادف وجودها في المكان المناسب والزمان المناسب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus