"قريبة" - Traduction Arabe en Turc

• Yakınlarda
• kuzeni
• yakındı
• yakından
• yakınında
• Yakında
• yakınsın
• yakın
• yakınım
• yanında
• yaklaştı
• yakındır
• yaklaştım
• yaklaşıyor
• yaklaştın

Anne, Yakınlarda boş bir ev var mı, ...mesela, 350 metre?
أمي هل هناك منازل فارغة قريبة ؟ تقريبا ضمن 350 متر

Oradan bir Bonnet tanıyorum. Du Perrons'un kuzeni anneniz mi oluyor?
أنا أعرف عائلة"بوني" قريبة لي من "دو بيرون" هل هي أمك؟

Hey, çok yakındı. Hey, Rocco, bu ihtiyar da kim?
لقد كانت تلك الطلقات قريبة للغاية من هذه العجوز ؟

Ama sonraki iki mermi oldukça yakından ateşlenmiş, sanırım 6 adım kadar.
ولكن الطلقتين القادمتين كانت من مسافة قريبة داخل 6 أقدام ، ربما

Bir adım önde olmamı sevdiğini biliyorum, kaybolma zamanı yakınında arama yapılmamış ve kalanları çözmek de biraz daha zaman alacak.
نعم اعرف انك تحب ان أستبق بخطوة لذا لم يكن هناك اتصالات قريبة من فترة الاختفاء و الباقي سأحتاج لفترة لأخترقه

Dört kurşunun ikisini çıkardık ama omurganın çok Yakında bir tane daha var.
أزلنا إثنتين من الرّصاصات الأربع لكن هناك واحدة قريبة جداً من العمود الفقري

Kafamda bu oyun için canlandırdığım karaktere garip bir şekilde yakınsın.
أنتِ قريبة بشكل غريب مما اتصور نحو الشخصية.

Omuzlarınız ve kollarınız gövdenize yakın olacak şekilde gevşek durmalı,
يجب أن ترخي كتفيك مع إبقاء ذراعيك قريبة من جذعك

Zafer yemeğime çok yakınım ve bunu benden alırsan rezil olacağım.
أنا قريبة جدا لعشاء إنتصاري وسأكون ملعونة لو أبعدتي هذا عني

Ama sanırım İtalya, Fransa'nın yanında ve, bu çizmeyle idare edeceğim.
لكن أعتقد أن إيطاليا قريبة من فرنسا لذا سأبقي الجزمة فحسب

Yakınlarda yaşlı bir kadın vardı ve tüm bu olanları görmüştü.
بالكامل كانت هناك امرأة عجوز قريبة من المكان :و كانت تقول

Hayır eğer bişeyleri orda dahi çözemiyorsan, sorun çok Yakınlarda demektir
لا , ان لم تعبر بنفسك هذا يعني ان المشاكل قريبة

Bu serçenin uçup gittiğini görmeniz Yakınlarda bir kasaba olduğu anlamına gelir.
يظهر ان العصفور يطير في تشكيلات يَعْني ان هناك قرية قريبة هناك

Lily'nin kuzeni güzellik okulunda ve Lily saçını onun yapmasını istemedi... ..bu yüzden benimkini yapabileceğini söyledi.
قريبة ليلي في مدرسة تجميل، وليلي لَم تردها أن تزين شعرها، لذا قالت لها بإمكانها أن تزين شعري.

Bu tabi ki 100 derece de kaynama değildi ama kesinlikle yeterince yakındı.
إنها ليست درجة الغليان، 100 درجة مئوية، ولكنها في الواقع قريبة بما فيه الكفاية.

Bir kadın CIA ajanının hayatına kişisel ve yakından bakmak istemişti.
لقد أراد نظرة قريبة وشخصيّة لحياة عميلة أنثى في الإستخبارات المركزيّة.

Ve her zaman kafanın içinde olacak kadar yakınında olacağım.
وسأكون قريبة بما يكفي كي أكون بداخل رأسك طوال الوقت

Cepleri karıştırılmış ama cüzdanı ve cep telefonunu Yakında bulduk.
كلا .. لقد تفرغت جيوبه لكن هاتفه ومحفظته وجدت قريبة

Konu kendi çalışanlarını soruşturmaya gelince onlara fazla mı yakınsın diye endişeleniyorum.
أنا أتسائل سواء كنتِ قريبة جدًا من عناصرك لمحاكمة هذا بالكامل.

Hollanda'da Amsterdam'a çok yakın küçük bir kasabadaki bir mahalle.
في حي في بلدة صغيرة قريبة جدا لأمستردام في هولندا

Aynı zamanda birbirine sıkı bağlanmış bir ailem var ve kız kardeşime çok ama çok yakınım, sonuç olarak, içinde büyüdüğüm aileyle aynı tarz bir aileye sahip olmak istedim.
إضافة إلى ذلك فأنا من عائلة متماسكة، و أنا قريبة جدا من أختي، و بالتالي، تمنيت أن تكون لي عائلة كتلك التي ترعرعت فيها.

Ailemizin zaten onların yanında olacağını düşündük.
لاننا افترضنا ان العائلة سوف تكون قريبة لا محالة

Kaplan neredeyse saldırıyı başlatabilecek kadar yaklaştı.
أصبحت أنثى النمر قريبة كفاية لتشن هجومها

Sonuç olarak, kum tepelerinin büyük çoğunluğu kritik değerin civarında bir eğim açısına sahiptir, çökmeye yakındır.
كنتيجة لذلك, الغالبية العظمى من الكثبان الرملية لها ميلان قريب من القيمة الحرجة, قريبة من الانهيار.

Başımdan neler geçtiğine inanmayacaksın, ama şimdi epey yaklaştım.
غوردن ، لن تصدق ما عنيته لكنني أصبحت قريبة الآن

Üç araba füzenin geldiği binaya doğru yaklaşıyor.
ثلاث سيارات قريبة من المبنى الذى اتى منه الصاروخ

Nelere sahip olduğuna bir bak. Onca güç. Çok yaklaştın.
انظري ما حصلتِ عليّه، المزيد من القوّة فأنتِ قريبة للغاية