her geçen gün daha çok sayıda hastaya takılıyorlar. hala klinik deney aşamasındalar ama, bunları rutin olarak kullandığınızı hayal edin, | TED | و يستفيد منها عدد أكثر فأكثر من المرضى. هي لا زالت قيد التجارب السريرية ، لكن تخيلوا حين نتمكن من توصيلها، |
hala hayatta oluşumun tek nedeni, benden, onunla ilgili bilgi almak istemeleridir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يبقيني على قيد الحياة أنهم يريدون مني بعض المعلومات |
sağ kalanlar da roshna adında bir maddeye bağımlı edildiler. | Open Subtitles | ومن أبقى على قيد االحياه منهم ادمن ماده تسمي بالروشنا |
onu sağ tutmak için ne gerekiyorsa yapın, Doktor. Pekçok sorumuz var. | Open Subtitles | افعلي ما تحتاجيه لإبقائه على قيد الحياة دكتور, عندنا كثير من الأسئلة |
hâlâ hayatta olanların burada yaşadıklarını telafi edebilmiş olmalarını umut ediyorum. | Open Subtitles | آمل أن أجدهم على قيد الحياة يمكن الإستفادة من تجربتهم هنا |
Rehinenin hâlâ hayatta olduğuna inanmamız bir sebep var mı? | Open Subtitles | هل لديك سبب مُقنع بأن الرهينة مازالت على قيد الحياة؟ |
Bir insan ne kadar süre yer altında havasız hayatta kalabilir? | Open Subtitles | كم يستطيع للإنسان البقاء على قيد الحياة تحت الأرض بدون هواء؟ |
Bunun için bir kutlama yapmalıyız. Bu yaşlı kadında hala hayat var. | Open Subtitles | يمكن أن نسمي هذا احتفالا السيدة العجوز ما زالت على قيد الحياة |
Eğer bu doğru ise, o halde neden hala hayatta? | Open Subtitles | إن كانت هذه الحقيقة اذن لما هو على قيد الحياه |
Yalnızca tek bir yavru hayatta kaldı ve hala bir öncü dişileri yok. | Open Subtitles | صغير واحد استطاع البقاء على قيد الحياة ومازال لا يوجد لديهم أنثى مهيمنة |
Hiç olmazsa blog'una yazı girdiği sürece sağ olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | طالما يستمر بالكتابة فعلى الأقل نعرف بأنه على قيد الحياة |
Şu ana kadar üç kez kaçma girişiminde bulunuldu, ancak kimse sağ çıkamadı. | Open Subtitles | لقد شهد ثلاث محاولات للهروب ولكن أحد منهم لم يبقى على قيد الحياة |
Teknik olarak, öldürmeye çalıştı sadece çünkü sen sağ kaldın. | Open Subtitles | تقنيًا ، هي محاولة قتل بما أنّكِ على قيد الحياة |
Başlayın. Albay Sumner'ın anne babasının hâlâ hayatta olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | أنا لا أدرى إن كان والدى الكولونيل سمنر على قيد الحياة |
Uyuşturucu nedenli kan pıhtısı öksürükle kan gelmesi ve solunum durması hâlâ masada. | Open Subtitles | الجلطات كانت بسبب المخدرات أما القيء المدمّى والحصار التنفسي فما يزالان قيد البحث |
Kolay olmadığını biliyorum ama kişisel tecrübelerime dayanarak sana şunu söyleyebilirim ki bunu ailen hâlâ hayattayken yapman çok daha iyi. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس بأمر سهل لكنني أستطيع إخبارك ومن خبرة شخصية من الأفضل عمل ذلك ما زال الأهل على قيد الحياة |
Kendi deneylerinde kullandığı DNA'lardan enjekte etmiş, bununla birlikte serumları ve çaprazlanmış DNA'ları kendi el yazısıyla kayıt altında tutmuş. | Open Subtitles | حقن نفسه بأحماض نووية قيد التجريب طوال السنوات موثقة في مذكرة بخطّ يده، بما فيها أمصال لأحماض نووية غير بشرية |
Kocası vaktini fahişelerle geçirmek istiyor diye neden onu diri diri gömelim? | Open Subtitles | لماذا نقتل المرأة وهى على قيد الحياة إذا كان زوجها يُفضِل العاهرات؟ |
Gün boyu sağ salim duran prensin ölmesine neden olup suçsuzuz mu diyorsunuz? | Open Subtitles | لقد بقيت اشاهد الجثة طوال اليوم والان تدعون انه علي قيد الحياة ؟ |
onu takip ediyorsun. Onun kocasının hayatta olduğunu düşünmesini sağlamaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | تتجس عليها محاولاً جعلها تعتقد بأن زوجها مازال على قيد الحياة |
Şu an gerçekleşmekte olan inanılmaz dördüncü üretim devrimini size söylemek için buradayım. | TED | أنا هنا لأخبركم عن ثورة التصنيع الرابعة المذهلة والتي هي قيد التنفيذ الآن |
Merhaba, canım. Anne yaşıyor mu diye bakayım dedim. Bakıyorum da nefes alıyor. | Open Subtitles | لقد أردت أن أتأكد أن أمي مازالت على قيد الحياة وأنها تتنفس .. |
Sol elini kelepçele, direksiyonun altından geçir ve timsahçıyı kelepçele. | Open Subtitles | قيد يدك اليسرى ضعها داخل عجلة القيادة وقيد صاحب التمساح. |
Bu işte beni dışarıda tek parça halinde tutan aşktı. | Open Subtitles | هكذا يكون الحب الذي ابقاني على قيد الحياة في الحرب |
Ama şimdilerde, ... ... değişime uğramış solucanların bir çoğu canlı. | TED | لكن في ذلك الوقت مُعظم الديدان المُتحولة مازالت على قيد الحياة |
Bunlardan biri belli ifadelerin hayatta kalmak için önemli olması. | TED | إحداها هي أن بعض التعبيرات مهمة للبقاء على قيد الحياة. |