Sadece o olması gereken yerde o alır emin olmak için yeterince uzun. | Open Subtitles | فقط فترة كافية لأتأكد أنه ذهب إلى المكان الذي يجب أن يذهب إليه |
Dinlenmediğine emin olmak için önce güvenli hat açmam gerek. | Open Subtitles | أحتاج لإعداد خطٌ اَمن لأتأكد من أنه لا أحد يسمعنا |
İç kanama olmadığından emin olmak için birkaç test yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أودّ أن أقوم ببعض الفحوصات لأتأكد من عدم وجود نزيف داخلي |
Hayatımın sonraki üç yılını burada harcamak istediğime emin olayım diye ama bana bir hafta düşünmem gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | ولكنه قال انه يجب ان أفكر لمدة أسبوع لأتأكد اننى أريد قضاء ثلاث أعوام القادمه من حياتى هنا |
"Bundan üç yıl öncesine kadar hesaplarınızı inceleyip tüm mükellefliklerinizi yerine getirdiğinizden emin olmam gerekiyor." | Open Subtitles | و الآن عليَّ مراجعة أرباحك للأعوام الثلاثة الماضية لأتأكد أن هذا كل ما عليكِ فقط لا مشكلة |
İyi olduğundan emin olmalıyım. Şimdi gidemezsiniz. | Open Subtitles | فقط اعطني خمس دقائق لأتأكد لا يمكن ان تغادر الآن |
Hayır, tamamen güvenli olduğundan emin olmak için her gece çiftlikte yürümeyi severim. | Open Subtitles | لا ، أحب المشي حول المزرعة كل ليلة لأتأكد من سلامة كل شيء |
Her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak için uzaklardan geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت من مكان بعيد لأتأكد أنه لا شيء يتعارض |
Ekipmanın düzgün olduğundan emin olmak için salin damlası ile başlayacağım. | Open Subtitles | سأبدأ بالتنقيط المالح لأتأكد من أن نظامك الوريدي يعمل بشكل مٌلائم |
Tamam, doktor beyin sarsıntısının geçtiğinden emin olmak için şu soruları sormamı istedi. | Open Subtitles | قال الأطباء أن عليّ طرح عليك هذه الأسألة لأتأكد أنك تتعافين من الارتجاج |
Ama muhtemelen bakınmaya devam edeceğim. Sadece yoluma hiçbir şeyin çıkmayacağından emin olmak için. | TED | لكني على الأرجح سأبقى أنظر إلى فوق فقط لأتأكد بأن لا شيء يهوي علي. |
emin olmak için. Rüyada değilsem benimle film izle. | Open Subtitles | لأتأكد فقط، إذا كُنت حقيقة، شاهد معي فيلم |
emin olmak için röntgenlerini görmeliyim ama şu büyüklükte yaran var. | Open Subtitles | أحتاج للأشعة لأتأكد لكن لديك ثقب بهذا الحجم |
İlk ben inip sağlam olduğundan emin olayım. | Open Subtitles | دعني أنزل إلى الأسفل أولا, لأتأكد أنه آمن. |
Gidip bu kez kendini öldürmeyeceğinden emin olayım. | Open Subtitles | سأذهب لأتأكد أنها لن تقتل نفسها هذه المرة |
- Ne yapıyorsun? - Josh'un platformda olmadığından emin olmam gerek. | Open Subtitles | سوف أذهب لأتأكد أن جوش ليس علي متن المحطة |
Ve şimdi üç yıllık kayıtlarınıza bakarak ödendiğinden emin olmalıyım. | Open Subtitles | و الآن عليَّ مراجعة أرباحك للأعوام الثلاثة الماضية لأتأكد أن هذا كل ما عليكِ فقط لا مشكلة |
O köprüden yine geçecek olursan, güvende olduğunu garantiye almak için önce beni aramalısın. | Open Subtitles | قبل أن تعبر هذا الجسر مجدداً يجب أن تتصل بي أولاً، لأتأكد فقط بأن المكان آمن |
Bense, bizim bu insanları özgür kılmak için varolduğumuzu düşünüyorum, ve bunu sağlamak için gidiyorum. | Open Subtitles | أنا أعتقد أن وضعكم موجود لتمنحوا هؤلاء الناس حريتهم. و سأذهب لأتأكد أنهم سينالوها. |
Dr. Reynolds, doğru yazdığımdan emin olmak istiyorum. 211Sycamore, Palisades mi? | Open Subtitles | حسناً دكتور رينولدز, سأقرأه مجدداً لأتأكد من أني دونته بشكل صحيح |
Okulu eken o salak evde mi diye bakmaya gittim, evde biri vardı. | Open Subtitles | ذهبت للمنزل لأتأكد ان هذا الغبى يتهرب من المدرسة و بينما ان هناك |
Neyse, ben gidip bir nasıl olduğuna bakayım, ...birazdan dönerim. | Open Subtitles | حسناً ...أنا سأذهب لأتأكد من أنها بخير لذلك سأ ... |
Sonunda kurtuldum! Şimdi arkamı dönüp, kurtulduğumdan emin olacağım! | Open Subtitles | آمنٌ أخيراً ، والآن سألتف وحسب . لأتأكد من سلامتي |
Yok bir şey. Şu Afrikalı adamı kontrol etmek için bir randevum var. | Open Subtitles | لا شيء،لدي فقط موعد لأتأكد فيه من موضوع الرجل الأفريقي |